DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Yükseköğretim Kanunu'nun ek 17. maddesinde yapılacakdeğişiklikle ilgili konuşulabileceği yönünde bir düşüncesi olduğunu bildirdi.
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Başbakan Erdoğan ile BaşbakanlıkMerkez Bina'da yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, türban konusunda düşüncelerini Başbakan Erdoğan'a aktarma imkanı bulduklarını belirtti. Bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın "bu tartışmaların Türkiye'yi dışarıda zayıflattığı yönünde" açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Sezer, şöyle konuştu:
"Gerçekten bizim de böyle bir tespitimiz var. Üstelik Türkiye'nin en güçlü olması gereken bir süreçten geçtiği düşünülürse, bu tartışmaların Türkiye'yi zayıflatmasına izin vermememiz gerekir. Birçok sorunumuz var, sorunlarımızı aşmak için toplumu bir arada tutmak gerekiyor. Toplumu karşı karşıya getirmek değil, karşı karşıya gelmesine imkan vermek değil, toplumu bir arada tutmak gerekiyor, bu sorunları aşabilmek için.
Bakınız millet ve devlet ne yazık ki karşı karşıya geliyor. Yargıorganları ile siyaset karşı karşıya geliyor. Siyaset ile siyaset karşıkarşıya geliyor. Üniversitelerdeki durum ortada. ÜniversitelerarasıKurulun açıklamaları çok net ama aynı zamanda Üniversitelerarası Kurulunaçıklamasını doğru bulmayan akademisyenlerin imza kampanyası var, o dabelli sayıya ulaştı. Demek ki akademisyenler karşı karşıya geliyor.
Kadınlar ile erkekler karşı karşıya geliyor. Bunu yaratmaya hiçbirimizin hakkı yok diye düşünüyoruz. Bu sorunu uzlaşı ve diyalog kültürü içinde aşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu görüşlerimizi Başbakan'a ve çalışma arkadaşlarına ilettik.
Tam olarak kaygıları paylaştığını söylemedi Başbakan ama bir çözüm arayışında olduğunu açıkçası hissettim. Konuşmalarında o görülüyordu ama gelinen noktada da kendisini bağlamış görünüyor. "Bir gazetecinin, "Geri adım atacakları izlenimini edindiniz mi?"sorusu üzerine Sezer, Başbakan Erdoğan'ın Yükseköğretim Yasası'nın ek 17. maddesinde yapılacak değişiklikle ilgili konuşulabileceği gibi bir düşüncesi olduğunu ifade etti.
Sezer, "Görüşmelerin ertelenmesini önerdiniz mi?" sorusuna da "Evet,doğrudan onu önerdik. Bu sürecin net bir şekilde durdurulmasınıönerdik" diye konuştu.
Yükseköğretim Kanunu'nun ek 17. maddesi ile bir soruyu yanıtlarken deSezer, bu konunun detayına görüşmede girmediklerini belirterek,"(Belki) dedi ama biz bu Anayasa değişiklikleri sürecinin dedurdurulması gerektiğini söylediğimiz için orada kalmış olduk açıkçası"dedi.
Konuyla ilgili tutumlarının sorulması üzerine, parti olarak görüşlerininaçık olduğunu belirten Sezer, "Bulunduğumuz yerdeyiz" dedi. Sezer, DSPiçinde bir sıkıntının söz konusu olmadığını belirtti.
Sorunun anayasa değişikliği ile değil, toplumsal uzlaşı ile çözüleceğinidüşündüklerini belirten Sezer, şunları söyledi:"Bir başka konu da konunun Anayasa Mahkemesine gidecek olması. AnayasaMahkemesinin alacağı karar önemli olacak ama o da yeni bir tartışma vegerginlik yaratabilir kaygısı ile biz bu girişimde bulunduk. SayınBahçeli ve Sayın TBMM Başkanımız ile görüşeceğiz. Sonra da Sayın Baykalile görüşebileceğimizi umut ediyorum. Görüşlerimizi ifade edeceğiz.
Zaten Sayın Baykal'ın bu durdurma girişimimize karşı olmayacağınıdüşünüyorum. ""Anayasa Mahkemesine gidileceğini Başbakan'a hatırlattınız mı?"sorusuna da Sezer, "Tabii. . . Sayın Başbakan çok tepkili, dinlemediorada beni. Ne düşündüğünü anlamadım açıkçası" karşılığını verdi.
-"TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİNİ ORTAK BİR NOKTADA BULUŞTURMAK MÜMKÜNDÜR"-Sürecin durdurulması halinde DSP olarak bundan sonra verebileceklerikatkı konusunda bir ifadesinin olup olmadığı sorusuna da Sezer, şuyanıtı verdi:"Söylediğimiz şu: Süreç durdurulur, siyaset bu işten elini çektiğinihissettirebilirse o zaman çözüm süreci başlamış olur. Partilerin bellisayıda üyeleri ile komisyon oluşturulup çalışılabilir ama bu komisyonlaraynı zamanda üniversitelerle yargı organları ile sivil toplum örgütleriile iş dünyasının temsilcileri ile örneğin odalar birliği ilesendikalarla birlikte çalışabilir. Dolayısıyla toplumun bütünkesimlerini ortak bir noktada buluşturmak mümkündür diye düşünüyorum.
Türkiye'de, bu topraklarda insanlar hangi kökenden, hangi ırktan, hangiinanç grubundan olursa olsun yüzlerce yıldır huzur ve barış içindeyaşıyor. Şimdi birbirimize düşürmeye kadar varabilecek adımlardansakınmak gerekir.