Topkapı Sarayı Müzesi'nde önemli sergilere imza atan, Müze Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Dört yıllık yönetimimde şimdiye kadar yirmi sergi olurdu ama ola ola yedincisi oldu. Çünkü paramız yok. Sergi için dileniyorum. Bizde müzeye bağış kültürü gelişmemiş" dedi.
Topkapı Sarayı Müzesi'nde göreve geldiği günden itibaren önemli sergilere imza atan, Müze Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Dört yıllık yönetimimde şimdiye kadar yirmi sergi olurdu ama ola ola yedincisi oldu. Çünkü paramız yok. Bizde müzeye bağış kültürü gelişmemiş" dedi.
Camilerdeki elektronik levhaları bir 'kasabalı zevksizliği' olarak nitelendiren Ortaylı, "Adamlar iyi niyetliler ama İstanbul'un mimarisini kavramak için burada doğup büyümek lazım bu işler eğitimle olmuyor. Yedi kat ecnebilerin çocukları daha İstanbullu" şeklinde konuştu.
İran Medeniyeti Sergisi'nden sonra Topkapı Sarayı'nda dört sergi daha açmak istediğini belirten Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, sergi tertiplemek ve katalog basmak için paralarının olmadığını söyledi. Vakit kalırsa "Harem" sergisini de yetiştirmek istediğini belirten Ortaylı, "Bana kalsa dört yıllık yönetimimde şimdiye kadar yirmi küsur sergi olurdu ama ola ola yedincisi oldu. Maalesef imkansızlıktan yapamıyorum. Sergi için sağdan soldan dileniyorum, o kadar 'bahşiş' veriyorlar. Bizde müzeye bağış kültürü gelişmemiş" dedi.
Amerika, İngiltere ve Almanya'daki büyük müzelerin çok iyi sergiler yaptığını belirten Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Avrupa'da Fransa'dan başlayarak bu kültür gerilemekte, İnsanların ya paraları yoktur ya da uğraşmazlar" şeklinde konuştu. Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki birçok eserin sergilenmediği eleştirilerine ise cevap veren Ortay'lı “Bir müzenin yüzde doksanı her zaman sergi dışıdır. Topkapı Sarayı Müzesi'nde 120 bin küsur eser var. Bu eserler arasından seçilen en tipik ve güzel malzemeler çekilir, geri kalanlara sergi açılır” dedi.
Camilere sonradan monte edilen elektronik levhaları bir "kasabalı zevksizliği" olarak nitelendiren Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Adamlar bir yerden gelmiş belki iyi niyetliler ama İstanbul'un mimarisini kavramak için burada doğup büyümek lazım, bu işler eğitimle de olmuyor. Yedi kat ecnebilerin çocukları daha İstanbullu. Bu çok trajik bir durum” şeklinde konuştu. İstanbul'un eski sokaklarını, binalarını, ahşap evler, taş ve kagir yapılar ile yeşilliğin uyumunu görüp büyümeyen birine bazı şeyleri anlatmanın çok zor olduğunu belirten Ortay'lı “Çocukluktaki hafızayla olacak şeyler bunlar, gerisi yasağa kalıyor. Onları da tatbik edemiyoruz” şeklinde konuştu.
Topkapı Sarayı Müzesi'ni gezdiren tur rehberlerinin Osmanlıca ve Arapça kitabeleri okuyabilme ve turistlere bilgi aktarmaları konusunda ise Prof. Dr. İlber Ortay'lı "Kırk bin rehberin içinde akademik seviyede bilgi sahibi olan da yetersizler de var. Kendini yetiştirmeyen her rehberin peşine polis takamayız. 40 bin kişiye tek bir tedbir alabildim, o da 'Bağırarak konuşamazlar ve Harem'e giremezler" dedi. Rehberlerin çok zor şartlar altında çalıştıklarını belirten Ortay'lı, Topkapı Sarayı Müzesi'nin üç milyon turisti kaldıramayacağını işaret ederek, "Sarayda istemediğimiz kadar çok ziyaretçi var ama bunun dünyadaki bütün müzelerin sorunu olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Süleymaniye projesinin ilerlememesinden rahatsızlığını dile getiren Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Acilen Süleymaniye'nin etrafındaki kaçak ruhsatsız yapıların parasının ödenerek yıkılması lazım. Yapı tehlikede. Denize kadar, dehlizlerin istinat duvarlarının üstü acayip binalarla dolu. Hiçbir şey yapılmıyor" şeklinde konuştu. Ortaylı, İstanbul'da tarihi camilerin teknolojiyle buluşturulması konusunu da eleştirdi. "Tarihi eser mahiyetindeki yönetiminin cami imamına ve cemaatlere bırakılması fevkalade sakıncalı. Göç dolayısıyla şehre yeni halk gelmiş, eskiler de gitmiş. Eski İstanbullular her şeyin en iyisini bilir gibi bir nostalji edebiyatına taraf değilim. Onların da çok şey bilmediğini bizim nesil gördü fakat bugün hakikaten bir lakaydi, bilgisizlik ve zevksizlik var" dedi.