FETÖ ile mücadele kapsamında güvenlik güçlerinin örgüt mensuplarına yönelik çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
Özellikle 15 Temmuz'dan sonra daha da artan ihraçlarla birlikte hemen tüm kurumlarda FETÖ ile mücadeleye yönelik adımlar atılırken, örgütün spor alanlarındaki yapılanmasında bunca zamana rağmen henüz ilerlenme sağlanamaması dikkatlerden kaçmıyor.
Futbolculara yönelik FETÖ soruşturmaları kısa sürede kapatılırken, geçtiğimiz günlerde Zafer Biryol'un tahliye edilmesiyle birlikte "Futbolda FETÖ" davasında tutuklu tek bir sanık dahi kalmadı.
30 yıldır futbolla iç içeler
1983-1984 yılından itibaren futbola 'yakın markaj' uygulayan örgütün bu dönemde çok sayıda futbolcuyu kendi saflarına kattığı, takımda ilk 11'de yer alacak isimlerden transfer listelerine, kulüp başkanlarının yönetime alacağı işadamlarından, Milli Takım'da dahi yardımcı antrenörün kim olacağına kadar çok geniş bir alanda etkisinin hissedildiği istihbarat raporlarına yansıdı.
FETÖ hakemlere sızmadı mı?
Futbolda bu kadar etkin bir konumda olan örgütün hakemlerle ilgili nasıl bir yöntem izlediği, TFF'nin hakem yapılanması içerisinde ne ölçüde varlık gösterdiği, 17-25 Aralık'tan sonra atılan adımlar ve 15 Temmuz'dan sonra yürütülen soruşturmalarla ilgili herhangi bir net bilgi olmaması soru işaretlerine de beraberinde getiriyor.
TFF o dönemde yaptığı açıklamada, "Görülen lüzum üzerine 94 kişinin TFF ile ilişiğini kesmiştir. TFF ile ilişiği kesilen kişiler arasında klasman ve bölge hakem ve yardımcı hakemleri, İl Hakem Kurulu üyeleri ile ulusal ve bölgesel gözlemciler yer almaktadır" ifadesi kullanılsa da hem bu isimlerle ilgili gelinen son nokta hem de örgütün 'kripto' isimlerine yönelik ne tür çalışmalar yapıldığına dair tek bir açıklama dahi olmaması dikkatlerden kaçmıyor.
Hakemler MİT raporunda
O dönemde tüm kurumlara yönelik önemli çalışmalar yapan ve hem geçmiş dönemlerdeki istihbari notlarını hem de darbe girişimi sonrası ortaya çıkan diğer belgeleri birleştiren Milli İstihbarat Teşkilatı, TFF için de kolları sıvamış ve kuruma dair önemli bilgi notları hazırlamıştı.
MİT'ten TFF'ye gönderilen raporda Merkez Hakem Kurulu'un 9 üyesinin 5'inde örgüt bağlantısı tespit edildiği bilgisi paylaşılmış ve yaşanan bu gelişme üzerine istifa eden MHK üyelerinin istifaları federasyon tarafından yürürlüğe konulmuştu.
FETÖ desteği mesajlar olay olmuştu
Hatırlanacağı üzere hakemler arasında FETÖ'ye destek mesajları verilmesi bir dönem gündem olmuştu. Serhat Şenol Turhan, Ayberk Tuncer gibi FETÖ bağlantılı paylaşımlar yapan hakemleri savunan İstanbul İl Hakem Kurulu Başkanı Aydın Kankaş’ın ihracını engellemek isteyenlerin, Hüseyin Göcek ile Cüneyt Çakır ve babası üst klasman hakem gözlemcisi Serdar Çakır olduğunu iddia edilmişti.
Bilindiği üzere Cüneyt Çakır’ın babası Serdar Çakır’ın, FETÖ soruşturması kapsamında iki yıl önce MİT raporuyla görevden alındığı iddia edilmiş, ancak Çakır 'sağlık sorunları' nedeniyle görevi bıraktığını duyurmuştu.
Ayberk Tuncer, haberin yayınlanmasının ardından yenisafak.com'a yaptığı açıklamada FETÖ ile en ufak bir bağının dahi olmadığını savundu ve "Federasyonla ilişiğim terör örgütüne üye olduğum ve ilişkili olduğum için kesilmedi. Facebook paylaşımlarımda TFF'yi küçük düşürücü ithamda bulunduğum iddia edilmiş ve ceza olarak kurumla ilişiğim kesilmiştir. TFF, Emniyet ve MİT tarafından hakkımda yapılan incelemelerde örgüt bağıma dair bir şey bulunmadı" açıklamasında bulundu.
17-25 Aralık FETÖ kumpasının ilk gününde yaşanan gözaltıların hemen akabinde 'Başkasına operasyon yapılırken alkışlayanlar sonra size gelince Allah'a sığındınız. Hemen yurtdışına işi atmayın. Tüm Türkiye Fetullah Hocaefendiye şükrediyor' paylaşımında bulunan Ayberk'e bu paylaşımını hatırlattığımızda ise "Ben orada şükrediyor yazdım ama aslında kastım 'küfrediyordu' demekti" iddiasında bulundu.
Serdar Çakır kalpten aldığı raporla veda etti
Serdar Çakır, hakkındaki iddiaların ardından bir basın açıklaması yaparak "Yaşadığım kalp damar rahatsızlığı sonucu üç damarıma stent takılması ve uzun süreli seyahatler için sağlığımın elverişli olmaması sebebi ile 14 Temmuz 2016 tarihinde, hastane raporlarım ile birlikte gözlemciliği bıraktığıma dair dilekçemi ilgili kurullara ilettim" bilgisini kamuoyuyla paylaştı.
Oğlu ligin en çok kazanan hakemi
FETÖ iltisakı nedeniyle hazırlanan MİT raporuyla görevden alındığı iddia edilen Serdar Çakır'ın oğlu Cüneyt Çakır geride bıraktığımız sezonun en çok kazanan hakemi oldu.
UEFA elit hake kategorisinde yer alan Cüneyt Çakır bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde 7 maç yönetti. Çakır’ın bu kulvardan geliri yaklaşık olarak 340 bin TL civarında. Çakır, Türkiye’de 22 kez orta hakem ve 26 kez VAR hakemliği yaptı. Lig ve kupa maçlarından 220 bin TL kazanan Çakır, VAR’dan gelen 114 bin 400 TL ile yurt içi gelirini 334 bin 400 TL’ye çıkarttı.
Çakır’ın 10 aylık maaşı Şampiyonlar Ligi geliriyle birlikte 874 bin 400 TL oldu.
Hep aynı hakemler
Bilindiği üzere hakemler aldıkları göreve göre maç başı olarak ücretlerini alıyorlar. Geçtiğimiz sezon Türkiye'de VAR sisteminin gelmesiyle birlikte hakemlerin omuzlarında yük ve dolayısıyla ihtiyaç duyulan hakem sayısı arttı. Ancak son yıllarda alttan yetişen yeni bir hakem olmadığı gibi, örneğin bir maçta orta hakem olarak görev yapan ismin ertesi gün VAR hakemi olması gibi garabetlerin yaşanması 'Hakemler sürekli neden aynı havuzdan kullanılıyor' sorusunu da beraberinde getirdi.
Hakemlerle ilgili yeni bir soruşturma yapılacak mı?
Soruşturma kapsamında gelen raporlara göre Süper Lig'e görev alan 5 orta hakem ile 6 yardımcı hakemin de FETÖ/PDY bağlantısının olduğu öğrenilmiş, TFF 'gereğini yapacağız' demişti.
TFF Başkanlığı'na seçilen Nihat Özdemir'in önümüzdeki günlerde bu yönde bir adım atmayacağı merakla bekleniyor.
"Devlet bu örgütün spor ayağıyla yüzleşmedi"
Gazeteci Toygun Atilla, geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan İfşa kitabında FETÖ’nün futboldaki yapılanmasına değindiğini belirterek, “Aslında sadece futbol değil, basketbol ve diğer yan branşlarda da örgütün ağırlığı çok fazla. Neredeyse her biri ayrı bir kitap konusu” şeklinde konuştu.
İfadelerin tamamında herkesin üzerinde durduğu 3 isim olduğunu anlatan Atilla, şunları söyledi:
FETÖ’nün ‘kanserli bir hücre gibi’ olduğuna dikkati çeken Atilla, “Futbol konusunun hafife alınacak bir durumu yok. Eğer kanserli hücreleri olduğu yerden alıp çıkarmazsanız bir süre sonra başka yerlere sıçrar ve yayılır. FETÖ ile mücadele edilecekse yayılmanın önüne geçilmeli. Bunun yolu da örgütü gördüğünüz yerde gereğini yapmanız” şeklinde konuştu.