Müslümanlar için mübarek olan sultanlar sultanı, on bir ayın sultanı Ramazan ayına kısa bir zaman kaldı. Ramazan ayı, Müslümanlar için oldukça önemli bir aydır. Bu ay, oruç, ibadet ve yardımlaşmanın yoğun olarak yapıldığı bir aydır. Ramazan ayı, bolluk, sevinç, bereket, rahmet ve "11 ayın sultanı" olarak nitelendirilir. Bu nitelendirmeler, Ramazan ayının Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Vatandaşlar, Ramazan ayının ne zaman başlayacağını merak etmeye ve araştırmaya başladı. Peki, Ramazan ayı ne zaman başlayacak? Orucun ilk günü ne zaman?
RAMAZAN'A KAÇ GÜN KALDI?
5 Mart 2024 tarihi itibariyle Ramazan Ayı'nın başlamasına 6 gün kaldı.
2024 RAMAZAN ORUCU NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan 2024 yılı dini takvimine göre, Ramazan ayının ilk günü 11 Mart Pazartesi günüdür. 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece ilk sahura kalkılacak. 9 Nisan Salı günü ise son günü olarak oruç tutulacak.
2024 RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN?
Bu sene Ramazan Bayramı 10 Nisan 2024 Çarşamba günü idrak edilmeye başlanacak.
Arefe Günü: 9 Nisan 2024 Salı
Ramazan Bayramı 1. Gün: 10 Nisan 2024 Çarşamba
Ramazan Bayramı 2. Gün: 11 Nisan 2024 Perşembe
Ramazan Bayramı 3. Gün: 12 Nisan 2024 Cuma
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ
Ramazan ayı, Müslümanlar için oldukça önemli bir aydır. Bu ay, oruç, ibadet ve yardımlaşmanın yoğun olarak yapıldığı bir aydır. Ramazan ayında oruç tutmak, İslam'ın beş temel şartından biridir. Oruç, gün doğumundan gün batımına kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı gerektirir. Oruç, Müslümanlara Allah'a kulluk etmeyi, nefsini terbiye etmeyi ve sabrı öğrenmeyi öğretir.
Bu ayda tutulacak oruçlar müminlerin kurtuluşuna vesiledir. Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Azîz ve Celîl olan Allah buyurdu ki: ‘İnsanın oruç hariç her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim.’ Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet birisi ona söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Yine bir hadis-i şerifte zikredildiği üzere; “(Ramazan ayında) Allah Tealâ’nın her gün ve gece ateşten azat ettiği kulları vardır. Her kul için kabul edilen bir dua vardır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 12/420, nr. 7450)
Ramazan orucunda öyle büyük ihsanlar vardır ki, şu hadis-i şerif bunun en açık delilidir: “Oruçlunun uykusu ibadet, susması tesbihtir. Amellerinin karşılığı kendisine kat kat fazlasıyla verilir. Onun duaları makbul, günahları mağfurdur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, nr. 23562)
Âlimlerimizin naklettiğine göre Sahabe-i Kiram Efendilerimiz altı ay öncesinden Allah Tealâ’ya kendilerini Ramazan ayına ulaştırması için dua ederler, kalan diğer altı ayında ise oruçlarının kabul edilmesi için Yüce Mevlâ’ya yakarırlardı. Orucun müminlere farz olduğunu bildiren ayette Hak Tealâ mealen şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız.” (Bakara 183)
RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ HADİSLER NELER?
Efendimiz s.a.v. Ramazan ayı ile ilgili şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı girince şeytanlar ve cinlerin şerli olanları zincire vurulur. Cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır, hiçbiri kapanmaz ve şöyle seslenilir:
‘Ey hayır isteyen kimse, ibadete ve kulluğa gel! Ey şer dileyen, günahlarından vazgeç!’ Allah’ın ateşten azat ettiği kimseler vardır ve Ramazan boyunca bu iş her gece yapılır.” (Tirmizî, Savm, 1; İbn Mâce, Sıyam, 2)
RAMAZAN AYININ FAZİLETLİ OLUŞUNUN NEDENİ NEDİR?
Ramazan ayının faziletli olmasının belli başlı sebepleri şunlardır: Hidâyet rehberimiz Kur’ân-ı Kerim, bu ayda indirilmeye başlamıştır. (Bakara 2/185)
Cenâb-ı Hakk’ın, “bin aydan daha hayırlı” olduğunu haber verdiği Kadir Gecesi bu aydadır.
En mühim sebep de Yüce Rabbimizin kullarına lûtufta bulunarak, senenin bir ayını kazanç mevsimi hâline getirmesidir. Kendilerine bahşedilen bu fırsatı değerlendiren mü’minler, Kitap ve Sünnet-i Seniyye’yi bir ay boyunca hayatlarına yansıtır, böylece büyük ecirler kazanmış ve günahları da affedilmiş olarak bayram sabahına çıkarlar.
Ramazan ayı, bütün mevsimleri dolaştığından, Müslümanların, her tür şartlar altında Allah’a ihlâs ve teslîmiyetle ibadet ettiklerini göstermektedir.