Hastanelerde veya iş yeri hekimleri tarafından tarama amaçlı kullanılması gereken ‘Kovid hızlı antikor testleri (rapid testler)’, kişisel kullanımda tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Parmaktan alınan bir damla kan ile 15 dakikada sonuç veren bu testlerin doktor kontrolü olmadan “Kovid teşhisinde” kullanılamayacağını belirten uzmanlar, bir kişinin özellikle negatif olduğunun, tek başına bu testlerle belirlenemeyeceğini ve mutlaka PCR ile sağlama yapılması gerektiğini vurguluyor. AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer, “Basit, parmaktan kan alınarak yapılan hızlı antikor testlerinin bir şekilde bir yerlerden temin edildiği ve bunların bazı iş yerlerinde bile tanı için kullanıldığını duyuyoruz. Bunun çok anlamlı olmadığını biliyoruz. Çünkü virüse maruz kaldıktan sonra 7 gün içerisinde antikorlar oluşmaya başlar. Örneğin bundan önceki bir sürede henüz antikorlar oluşmamışken test yapıldıysa, bu da tehlikeli durumlara yol açabilir. Çünkü bulaştırıcılığınız var ve o süreyi yakalayamadığınız için, kendinizi negatif sayıyorsunuz. Güvende hissettiğiniz için de çevrenizi de tehlikeye atmış oluyorsunuz” dedi.
“Şüpheniz varsa PCR testi yaptırın"
Kişide eğer hastalık belirtisi ya da temaslı şüphesi varsa mutlaka PCR testi yapılması gerektiğini belirten Dr. Özer, şunları söyledi: “PCR testleri hala altın standarttır ki bunda bile aslında kişinin semptom gösterip göstermediği önemlidir. Çünkü PCR testlerinin de yalancı negatif sonuç verme ihtimali vardır. Diyelim herhangi pozitif biri ile temas ettiniz. Kendinizden şüpheleniyorsunuz. 4-5. günden itibaren belirtiler ve bulaşıcılık başlıyor. 4-5 gün boyunca semptom vermeden geçirebilirsiniz. Pozitif sonuç ancak bu süreden sonra alınabilir. Zaten Sağlık Bakanlığının bilimsel tavsiyelerinde de bu şekilde. Temaslı iseniz en az 5 gün sonra ya da ortalama 7 günde test yaptırılması tavsiye ediliyor. Doğru olan da bu. Ama burada da gene önemli olan semptomlar. Semptom varsa test öneriliyor. "dedi.
"Sağlık kuruluşlarında kullanılması gereken testler"
AHESEN Bilim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Nurdan Akyüzlü ise antikor testlerinin kandaki ‘Immunoglobülin M (IgM)’ ve ‘Immunoglobülin G (IgG)’ değerlerine baktığını anlatarak, şöyle konuştu: “Bu testleri aslında hastalığın geçirilmiş olup olmadığını anlamak için değerlendirmek gerekiyor genelikle. Immunoglobülin M değeri, kabaca enfeksiyonun aktif dönemini, Immunoglobülin G değeri ise geçirilmiş enfeksiyonun varlığını gösterir. IgM, tahmini 7 günden sonra pozitifleşir. IgG ise kabaca 14. günden sonra pozitifleşir. Tanı testi olarak kullanılması çok uygun değildir. Şu dönemde PCR testleri yine en avantajlı testlerdir. Çünkü antikor testlerinde ilk 7 günde genellikle pozitif değer çıkmaz. Genellikle 10. günden sonra ancak yakalayabilir. Bunu, daha çok bağışıklık gelişip gelişmediğini değerlendirmek için kullanmak daha uygundur. Bu testler duyarlılıkları ve özgünlükleri çok yüksek olan testler değil. Bu yüzden yanlış pozitiflik, yanlış negatiflik sonuçları almak mümkün. Pozitifliği durumunda da ikinci bir testle, mümkünse bir PCR testi ile konfirme edilmesi gerekiyor. Hızlı antikor testlerinin evlerde ya da bilinçsizce kişisel olarak kullanımı yanlış sonuçlara sebep olabilir. Bu yüzden biz, hekim kontrolü dışında kullanılmasını önermiyoruz. Mümkün olduğunca sağlık kuruluşlarında ya da sağlık otörlerinin öngördüğü amaçlarla kullanılması gerekiyor. İnsanlar vaka sayılarının çok yüksek olduğu şu günlerde hastaneye gitmek yerine, antikor testlerine ulaşıp bununla (kendi kendilerine) değerlendirme yapmaya çalışıyorlar. Fakat yanlış değerlendirmelere sebep olabilir, yanlış negatiflikler ya da yanlış pozitiflikler de söz konusu olabilir.”
Testteki değerler ne anlama geliyor?
Piyasada bulunan hızlı antikor testlerinin büyük çoğunluğu, kanda IgM (erken evre geçici antikor) ve IgG (geç dönem kalıcı antikor) ölçüyor. Test yapıldığında, her iki çizgi de boş çıkarsa kişi, kendisinin negatif olduğunu düşünüyor. Oysa enfeksiyon sonrası erken evrede oluşan IgM antikorlar, virüsle karşılaşmanın üzerinden en az 7 ila 10 gün geçtikten sonra oluşmaya başlıyor. Bu nedenle erken evrede yapılan test de yalancı negatifliğe yol açabiliyor. Şayet şüphe varsa, belirtiler de söz konusuysa mutlaka PCR testi yapılması öneriliyor. IgM değeri tek başına pozitif çıkarsa, bu da kişinin tam olarak Kovid olduğu anlamına gelmiyor. Yine PCR ile doğrulama gerekiyor. Çünkü IgM antikorlar, ilk etapta aktif hastalık varlığına işaret etse de, 1 ay süreyle vücutta bulunabiliyor ve kişi aslında iyileşmiş olsa bile kısa bir süreliğine daha, IgM antikorları pozitif çıkabiliyor. Bu da kişinin gereksiz yere karantinada kalmasına neden olabiliyor. Testteki belirteçlerden IgG pozitifliği ise kişinin hastalığı geçirip, kalıcı antikor geliştirdiğini söylüyor. Ama bu antikorların koruyuculuğunun ne kadar süre devam edeceği, Kovid için halen tam olarak bilinmiyor. Testte her iki değerin de pozitif çıkması durumunda ise yine yukarıdaki sebeplerden (kişi aktif hasta mı, hastalığı daha önceden mi geçirmiş), PCR doğrulamasına ihtiyaç duyuluyor.