Aylardır dillerden düşmeyen koronavirüs, birçok salgın gibi tehlikeli olmakla beraber can almaya devam ediyor. Koronavirüsten önce de konuştuğumuz çeşitli salgınlar vardı. Bunlardan birisi de herkesi yatağa düşüren domuz gribin bir türevi olan H3N2 virüsüydü. Halsizlik, baş ağrısı, yüksek ateş ve daha sonra ortaya çıkan öksürük gibi belirtiler gösteren H3N2’ün tedavisinde uzmanlar, antibakteriyel özelliği olan zeytin yaprağı ve çayının bolca tüketilmesini sıklıkla tavsiye etmişti.
Koronavirüs ile şifa verici özelliği akıllara geldi
H3N2 ve koronavirüsün belirtilerinin benzemesi, zeytin yaprağının şifa verici özelliğini yeniden akıllara getirdi. Kullanım alanı oldukça geniş olan zeytin yaprağını çay şeklinde tüketilmesi tavsiyesinde bulunan uzmanlar, sabahları bir tane yaş zeytin yaprağını çiğneyerek dilaltında beklettikten sonra posasının atılmasının faydalı olacağını belirtiyor.
Sıtma salgınında da kullanılmıştı
Adı Kur'an-ı Kerim’de geçen meyvelerden biri olan zeytinin yaprağının hastalıklara karşı gücü halk arasında da bilindiği için uzun yıllar ilaç olarak kullanıldı. Hatta 1800'lü yıllarda meydana gelen sıtma salgınına karşı kullanıldığı da bilinmekte. Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü ise zeytin yaprağının, 21’inci yüzyılın en önemli doğal antimikrobiyal, antiviral etkiye sahip bir bitki olduğunu açıkladı. Yapılan araştırmalara göre zeytin yaprağı, 101 madde içeriyor.
Faydaları saymakla bitmiyor
2005 yılında Avustralya'da yapılan bir çalışma, zeytin yapraklarındaki antioksidan kapasitesinin, vitamin C'de bulunandan 5 kat fazla, yeşil çay ve üzüm çekirdeğindekinden de 2 kat fazla olduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda bu çalışma, zeytin yaprağı ekstraktında bulunan antioksidanların, üzüm çekirdeği ve vitamin E'de bulunan antioksidanlardan, zararlı serbest radikalleri uzaklaştırması bakımından çok daha güçlü olduğunu tespit etti. Zeytin yaprağı, anti-fungal, anti-viral ve anti-bakteriyel bileşiklerce zengindir. Zeytin yaprakları, zeytin yağında bulunan kimyasal bileşiklerin aynısını içermektedir hem de kalorisiz! Vücuttaki yağ bezelerini ve tümörleri eritir, gelişmesini engeller. Safra taşı ihtimalini azaltır. Pankreas salgısını uyarır. Çocuklarda kemik gelişimine yardım eder. Osteoporozu önleyicidir. Ödem oluşmasını önler. Astım, kolon kanseri, prostat, menopoz, göğüs kanseri riskini düşürür. Sinir sıkışmasının giderilmesinde etkilidir. Kulak enfeksiyonlarında, Hepatit A,B,C de etkilidir. Zonaya iyi gelir. Türkiye'de zeytin ve zeytin yağı üretim ve satışındaki en güvenilir kurum olan Vakıflar da
İki bin 500 yıl yaşıyorlar
Zeytin yaprağının vücudun direncini bu denli korumasının altında zeytin ağaçlarının dünyadaki en dayanıklı ağaçlardan bir olması yatıyor. İki bin 500 yıla kadar yaşayan zeytin ağaçları, bu uzun süreli yaşamlarını büyük ölçüde, kendilerine hastalık ve zararlılara karşı direnç kazandıran "oleuropein" adlı bir madde üretmelerine borçlu.