Haziran ayının son cuması Amsterdam’da Van Gogh Müzesi’nde bir Türk sanatçının eserinin sergilendiği haberini gördük. Müze, genç sanatçıları desteklemek için düzenlediği "Vincent Cuması" etkinliğinde bu sefer Türk asıllı Ahmet Emin Batman’ın "Memento Diem" isimli eserini sergiledi. Sanatçı, yaşamı kutlama ve ölümü hatırlama arasında hazırladığı video enstalasyon çalışmasında, yaşamla ölüm arasındaki sorgulamayı amaçladı. Etkinliğe yaklaşık bin kişi katıldı ve ziyaretçiler dört saat boyunca farklı alanlardaki sanat eserlerini bir arada inceleme fırsatı buldu. Biz de Yeni Şafak olarak multidisipliner çalışmaları olan sanatçıyı tanımak istedik.
Film, fotoğraf ve hat sanatıyla harmanlanmış olan Memento Diem video enstelasyonunun müzede sergilenmek için seçilme hikayesini anlatan Batman, eserini deprem bölgesinde bulunduktan sonra hazırladığını belirtti. Gönüllü tercüman olarak bölgeye gittiğini aktaran sanatçı, “Deprem bölgesinde bulunup böyle bir eser yaptığımı bildirdiğimde, sergilemek istediklerini ve kendi temalarına da uyacağını söylediler. Akşamın teması Van Gogh'un ölümü ile birlikte hayatın kutlayışıydı. Amacım, insanların ilgisini yeniden deprem bölgesine çekmek. Çünkü oradaki insanların hâlâ yardıma ihtiyaçları var” dedi.
KARANLIK AMA UMUT VERİCİ
Daha önce de “Sesimizi duyuyor musun?” belgeselini çektiğini ve Amsterdam’da depremzedelere hayır için gösterime girdiğini ifade eden Baran, yıl içinde 3 milyon ziyaretçinin geldiği bir müzede eserinin gösterilmesinin önemli olduğunu dile getirdi. En çok deprem bölgesinden gelen teşekkür mesajlarına mutlu olduğunu söyleyen sanatçı, videonun konusunu şu ifadelerle anlattı: “İnsanlar kompozisyonu çok etkileyici buldu. Tabii ki çok karanlık günlerdi ama bir o kadar da umut verici bir eser olduğunu söylediler. Video, üç bölümden oluşuyor. Her biri dört dakika on yedi saniye sürüyor. Depremin saati olan sıfır dört on yediyi sembolik olarak yaşatmak istedim. Her video kendisinin tekrarı fakat üçünde de farklı bir görüntü mevcut. Birisinde bir babanın kaos içerisinde yaşam mücadelesi görünüyor. İkincisinde bir kurtarma ekibinin ceset torbasının üzerinde namaz kılması görünüyor. Bu da bir şekilde umudu temsil ediyor. Üçüncü bölümde de günlük hayatta kullanılan objenin enkazın önünde bulunmasını gösteriyor.”
HAT YAZMAYI KENDİ KENDİME ÖĞRENDİM
Videonun arka planındaki sesin de kurtarma çalışmaları sırasında farkında olmadan aldığı kayıtlardan oluştuğunu söyleyen Batman, videoya bir de yaşamı kutlamanın sembolü olarak kendi yazdığı hatları yerleştirmiş. Her dört dakikalık bölümde, bir kez, hat yazısına da tanık oluyorsunuz. Hat sanatını kendi çabasıyla öğrendiğini aktaran Batman, “Doğma büyüme Amsterdam’lıyım. Ustalarımızın yanında benim hattat gibi bir ifade kullanmam çok yakışık almaz, fakat küçüklükten beri çok ilgilendiğim için kendi kendime öğrendim. Mimarlık eğitimime başlamadan önce çağdaş sanatlar müzesinde akran eğitimcisi olarak çalışmıştım. Oradan da çok şey öğrendim. Ben burada doğup büyüdüm, burada beni temsil eden bir eser yoksa, bunu ben yapmayacaksam kim yapacak diye düşünüyorum. Her iki kültürü de harmanladığım eserlere imza atmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
KARAVANLA SANAT
Ahmet Emin Batman, Kervan projesi için tasarladığı sanat eviyle deprem bölgesine gidip, çocuklara ve ailelere atölyeler düzenlemek istiyor. Mobil karavan şeklinde tasarladığı projenin bütün çizimleri hazır. Hollanda Türkiye arasındaki göçün altmışıncı yıl kutlamasına bir belgesel de hazırlayan Baran, babasının turist olarak geldiği Hollanda’da apartmanına uçak düştüğü için oturma izni aldığı hikayesiyle belgesele başlayacağını ifade ediyor.