Semih Kaplanoğlu bu kez tiyatro yönetti

Beyazperdede görmeye alışkın olduğumuz ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu, bu kez tiyatro yönetti. Mehmet Baydur’un 1981 yılında yazdığı Limon oyunuyla tiyatroseverlerin karşısına çıkacak olan Kaplanoğlu, sinema ile tiyatro yönetmek arasındaki farkı anlattı. Oyunla ilgili Yeni Şafak’a konuşan Kaplanoğlu, “Oyunda bir tür aydın eleştirisi var” dedi.

Sevda Dursun
Kaplanoğlu’na, sinema ile tiyatro yönetmek arasındaki farkı sorduk.

Bağlılık Hasan filmiyle Oscar’a aday olan ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu, bu kez tiyatro yönetti. Prömiyerini 3 Mart’ta Mecidiyeköy Büyük Sahne’de yapacak ‘Limon’ adlı oyunla izleyici karşısına çıkmaya hazırlanan Kaplanoğlu, sanat kariyerinde ilk defa tiyatro oyunu yönetmenin heyecanını yaşıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahneye konulacak oyunu ünlü tiyatro yazarı Mehmet Baydur 1981 yılında yazmıştı. Baydur’un ilk oyunu olan Limon, ile askeri darbe sonrası aydın sorununa farklı bir açıdan bakmayı sağlıyor. Teknik özellikler kadar, dilsel kullanım ve tiyatro geleneklerinden yararlanılan bu iki perdelik oyunda, birey olma olgusunun sorumluluklardan kaçış olarak algılanmasına da değiniliyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/03/02/02/03/resized_9e700-0027bedasemihkaplanoc49fludekupe.jpg

OYUNCU FAKTÖRÜ ÖNDE

HAYAT
Semih Kaplanoğlu'ndan 'Bağlılık Hasan' yorumu: Önce kendinle helalleş

OYUNDA ‘AYDIN’ ELEŞTİRİSİ VAR

Kendi toplumuna, değerlerine, hatta kendine yabancılaşmış aydınların acıklı güldürüsü olan oyunda yapayalnız bir aydın portresi var. Tanzimat sonra gelen bu ‘aydın yalnızlaşması’, ülkenin kritik süreçler yaşadığı dönemlerde daha da göze batıyor. Yakın tarihimizde gerçekleşen 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz darbe girişimlerinde buna şahitlik ettik. Olaylara karşı sessizdirler, kendi aralarında ise durmadan konuşurlar. Umarsızdırlar ama her şeyle hatta kendileriyle bile alay ederler. Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar’ında gördüğümüz bu aydın eleştirisi üzerine kurulan oyunla ilgili Kaplanoğlu, “Aydınların entelektüellerin yaşanan toplumsal meseleler, olgular, olaylar üzerindeki biraz vurdumduymazlıkları, birtakım sapmalar ve umutsuzluk haline evrilmeleri üzerinden aktarılmış oyun. Bir tür aydın eleştirisi var. Birey olmak, olamamak, kendi olamamak, kendini bir türlü aktaramamak gibi meseleler var içinde” açıklamasında bulunuyor.

HER ŞEY BİR NUMARA KÜÇÜK

Siz bu oyunu daha önce gördünüz mü?

Hayır biz oyunu daha önce görmedik...

Sezgilerimizle idare ediyoruz şimdilik. Yaşamışız, görmüşüz, biliyoruz GİBİ yapıyoruz.

HAYAT
Bağlılık Hasan: Önce kendinle hesaplaş!