Yönetmen Murat Pay’ın usta bir hattat ile genç bir ressamın yollarının kesişmesini konu alan Dilsiz filmi Türk seyircisiyle ilk kez buluştu. 25 Ekim’de sona eren Boğaziçi Film Festivali’nde “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması” kapsamında gösterilen film seyirciden yoğun ilgi gördü. Türkiye’nin İlk katılım bankası Albaraka Türk’ün destek olduğu TRT ile ortak yapım olan Dilsiz Filmi festivalden memnun ayrıldı. Dilsiz, Murat Pay’ın ilk uzun metrajlı kurgu filmi. 2014 yılında çektiği belgesel filmi Maşuk’un Nefesi’nden bu yana ilgiyle takip ettiğim Murat Pay’ın son filmi diğerlerinden farklı olarak kurgu hikayeye dayanıyor. Dünya prömiyerini 25. Sarabosna Film Festivali’nde gerçekleştiren Dilsiz’de Ozan Çelik, Mim Kemal Öke, Vildan Atasever ve Emin Gürsoy rol alıyor. Murat Pay ile filmiyle ilgili kısa bir söyleşi yaptık:
Filmlerinizin ortak teması geleneksel sanatlar ve usta çıkar ilişkileri. Öncelikle şunu sormak istiyorum: Çıkış noktanızın geleneksel sanatlar olmasının özel bir sebebi var mı?
Kendi penceremden film yapmak istediğimde sadece kameraya sadece oyuncuya sadece senaryoya sahip olmamın yeterli olmadığını fark ettim. Bu unsurları yoğurabilmek için ister istemez kendi coğrafyamın ürettiği kültürle yüzleşmek zorundaydım. Yüzleştiğimi iddia etmiyorum ama yüzleşme ihtiyacının beni bu zemine kaydırdığını söyleyebilirim.
Peki siz bu sanatların herhangi bir dalıyla özel olarak ilgilendiniz mi? Yoksa sinemayla birlikte mi geleneksel sanat dallarıyla tanıştınız?
Daha önce ney ile biraz ilgilenmiştim. Daha sonra ilk ciddi ilgilenmem hat sanatıyla oldu. Ama bunun sebebi filmdi.
Filmlerinizdeki ortak ana tema sanatın yoluyla kişinin kendi hikayesini araması diyebilir miyiz?
Bu biraz seyircinin vermesi gereken bir cevap. Olabilir, olmayabilir de.
DOĞAÇLAMA GERÇEKLEŞEN BİR FİLM
Peki diğer filmleriz belgesel film tadındaydı bu son filminiz ise kurmaca film üzerinden hat sanatında usta çırak ilişkisini anlatıyor. Bir konuşmanızda son filmininizin de belgesel filmle başlayıp kurmaca filme dönüştüğünü söylemiştiniz. Nasıl bir dönüşüm oldu, hikayesini merak ettim?
Tamamen doğaçlama gelişen bir süreç. Hikaye kurmaca olmayı talep etti. Biz de bu akışa kapılmayı istedik. Vardığımız sahil bizi memnun etti.
YOLCULUK NEREYE GÖTÜRÜR BİLMİYORUM
Peki bundan sonra çekeceğiniz filmler de yine geleneksel sanatlar üzerinden bir hikaye mi olacak yoksa yeni ve çok farklı hikayeler mi seyirciyi bekliyor?
Açıkçası bilmiyorum. Ama uğradığım duraklar sonraki filmlere küçük hatıralar bırakabilir. Yolculuk halinin nereye götüreceğini kestiremiyorum. Samimi ve sahici olabilmek ve bunu başarırsam da kalabilmek gibi bir düşüncem var.
Başarılı bir oyuncu kadronuz var. Bu oyuncu kadrosu nasıl oluştu?
Oyuncu meselesi zorlu bir süreçti. Şuna dikkat etmeye çalıştım. Senaryodaki karakterlerin hikayeleri ile oyuncuların kendi hikayeleri arasında küçük de olsa kesişmeler aradım. Bu kesişmeler oyuncularla daha sağlıklı bir bağ kurmama imkan verdiğini söyleyebilirim.
Son soru filmin biletleri günler öncesinden tükendi. Pek çok kişi filmi bilet bulamadığı için izleyemedi. Filminizi izlemek isteyenlere bir takvim ve adres vermeniz mümkün mü? Bu film sinema salonlarda yer bulabilecek mi?
Tabii ki vizyona girmek istiyoruz. Ama Türkiye’de bu tarzda ve tatta filmlerin ciddi bir dağıtım sorunu var. Bu kadar zorluğun ardından ortaya çıkan bir filmin seyirciyle buluşması bu denli zor olmaması gerekir. Bu sorunu dikkate alarak filmi farklı mecralarda göstermek istiyoruz. Nasip diyelim...