Bugün belki çok uzak değil ama 1950’lerde uzaya füze göndermenin hayalini kurmak bile zordu. İşte bu zoru başaran bir grup genç, Bandırma Füze Kulübü’nü kurarak 1950’lerin sonunda, Türkiye’nin ilk kez uzaya füze gönderen ülkeler arasına girmesini sağladı. O gençlerin hikayesinden esinlenerek çekilen “Bandırma Füze Kulübü” filmi 21 Ekim’de sinemaseverlerle buluşacak. Dün gece Ankara’da galası yapılan TRT ortak yapımı filmde; Alina Boz, Denizcan Aktaş, Erkan Kolçak Köstendil, Aslı Bekiroğlu, Atay Yıldız, Öykü Gürman, Gökhan Yıkılkan, Görkem Sevindik ve Altan Erkekli rol aldı.
Gerçek hayat hikayesinden esinlenerek çekilen film, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bir lise kulübü olarak başlayan, ABD ve Rusya’yla amatör uzay yarışına girecek kadar ilerleyen gençlerin çabasını anlatıyor. Filmin konusu: 1957’de Sovyetler’in Sputnik Uydusu’nu uzaya yollamasının ardından lise öğrencisi Umut, gökyüzüne ulaşma hayalleri kurar. Kız arkadaşı Leyla, can dostları Hasan ve Mustafa, Bandırma’nın neşesi Çingen Necati’yle birlikte Bandırma Füze Kulübü’nü kurmakla işe başlarlar. Umut, hayallerine giden yolda büyük aşkı Leyla’yı kaybederken, dünyanın öbür ucu NASA’ya uzanan bir yolculuğa çıkar.
İÇİMİZDEKİ İNANCI YOK ETMİŞLER
Dijital Sanatlar adına filmin yapımcılığını üstlenen Mustafa Uslu, NASA’da 35 yıldır uzay mekiği üretiminde görev alan iki Türk’le tanışmasıyla Bandırma Füze Kulübü ile ilgilendiğini anlattı. Araştırmaların ardından, Türkiye’nin uzay macerasını başlatan ilk öğrencilerden Artuğ Sayıner’in de bu filmin çekilmesini çok istediğini vurgulayan Uslu, ancak Sayıner’in önceki yıl vefat ettiğini söyledi. Bandırma Füze Kulübü’nden sonra Türklerin bu alanda bir şey üretme cesaretinin kırıldığının altını çizen Uslu, “O içimizdeki inancı yok etmişler. Mesela uzay deyince aklımıza Mustafa Topaloğlu gelmiş. Mizaha konu etmişiz. Hiç kendimizi oralara yakıştıramamışız. Çünkü yakıştırmamıza müsaade etmemişler. Oysa bugün bu ülkede, Selçuk Bayraktar, Nuri Killigil, Nuri Demirağ, Artuğ Sayıner, Atilla Yedikardeşler gerçeği var. Bunlar unutulmamalı ve hâlâ bugün NASA’da çalışan, hizmet veren, oradan emekli Türkler var” açıklamasında bulundu.
Bütün ailenin mutluluk içinde izleyebileceği, Türk sinema tarihinde de NASA’yı, Türklerin uzay yolculuğunu anlatan enteresan bir ilk film olduğunu söyleyen Uslu, “Sonunda da gözyaşlarıyla bitireceğimiz, hoş bir sada bırakacağımız, hani ‘Biz bunları da yapabiliyormuşuz, yapmışız.’ dedirteceğimiz bir film oldu” ifadelerini kullandı.
Önemli mesajlar verecek