Filistin’de gazetecilik her zaman İsrail işgali ve yaşanan hak ihlallerini belgelemek için kritik bir rol oynadı. Dünyanın dört bir yanında gazeteciler siyaset, ekonomi, kültür sanat haberlerini takip ederken Gazzeli gazeteciler ise ülkelerinde yaşanan tüm kısıtlamalara, karartmalara ve ölüm tehlikelerine karşı hayatta kalarak görevlerini yapmaya, yaşanan soykırımı belgelemeye ve dünyaya seslerini duyurmaya çalıştılar. Yüz yıla yaklaşan Filistin direnişinde şehit olan gazetecilerin tam sayısı bilinmese de saldırıların yeniden başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana tam 112 gazeteci öldürüldü. Onlarcası ise yaralandı veya tutuklandı. Filistin’deki gazetecilerin seslerini duyurmak üzere bir araya gelen Press For Palestine (Filistin İçin Gazeteci Dayanışması), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde şehit gazetecileri bir kez daha gündeme taşıyor. “Filistin’in Şehit Gazetecileri Anısına İşgalin Tanıkları” fotoğraf sergisi ile hem şehit meslektaşlarını anıyor hem de hayatta kalanlara mücadeleye devam etmeleri için cesaret veriyor. Çünkü Filistinli gazeteciler, bugün hâlâ sevdiklerini ve aile fertlerini toprağa verdikten sonra yeniden yayın yapabilmek için kamera karşısına geçiyor.
İlk günde şehadete koştular
Filistinli gazeteciler ilk şehidini saldırının ilk günü verdi. 7 Ekim’de şehit olan Dördüncü güç Haber Ajansı kameramanı Muhammed El Salhi, Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki bir Filistin mülteci kampı yakınlarında vurularak öldürüldü. Salhi’nin eşi kocasının kefenlenmiş fotoğrafını sosyal medyada paylaşarak, “Ölümü çok acıydı. Sanki hayatım sona ermiş gibi kalbim kırıldı. Sesleniyorum; beni kollarına alıp sakinleştirmelisin ama ilk defa çağrıma cevap vermedin” dedi. Aynı gün şehit olan bir başka isim ise Ain Medya fotoğrafçısı İbrahim Lafi. Çiçeği burnunda 22 yaşında bir gazeteci olan Lafi’nin şehadetini yakın arkadaşı Rüşdi el-Sarraj “Sağ kolum İbrahim gitti. Gidişine üzüldüm, yanımda olmayışı beni mahvetti” sözleriyle özetledi.
“Bildiğimiz her şeyi ondan öğrendik”
11 Ekim’de şehit olan Khabar Haber Ajansı foto muhabiri Muhammed Sobh Abu Rizq da İsrail’in kasıtlı hedef aldığı isimler arasındaydı. Gazze’nin merkezindeki Hicci binasınınn bombalanmasını takip ettiği sırada meslektaşlarıyla birlikte şehit edildi. Serbest foto muhabir ve El Aksa Üniversitesi çalışanı Ahmad Al Qara, Gazze’de yaşanan insanlık dramını cesaretle kayıt altına alıyordu. 10 Kasım günü şehit olduğunda fotoğraf makinesi yanı başındaydı. Filistin medyasının tanınmış yüzlerinden, 30 yıllık gazeteci Mustafa Al Sawaf da 18 Kasım günü şehit edildi. Yasını tutan bir meslektaşı ardından, “Dr. Mustafa Al Sawaf hepimizin babasıdır. Medyada çalışmaya başlarken, bildiklerimizi hepimiz ondan öğrendik” ifadesinde bulunuyor.
“Bu son videom olabilir”
Filistin Medya Derneği Kadın Gazeteciler Komitesi Başkanı Salam Maima, Serbest gazeteci Salma Mukhaimer, El Aksa Radyosu’ndan Doaa Sharaf, Hind Khoudary ve Bisan Owda da şehit edilen kadın gazeteciler arasındaydı. Sawt Al Watan Radyosu’ndan Haneen Al Qashtan, “Allah’ım ailemde ölen ilk kişi ben olayım. Böylece onların ölümünün acısına katlanmak zorunda kalmam” diyerek dua ediyordu. 17 Aralık günü, Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlenen bombardımanda aile üyeleriyle birlikte öldürüldü. El Ray Radyosu’ndan Ayat Khadoura ise vefat etmeden hemen önce Alghad televizyon kanalına görüntülü bağlanarak, “Bugün işgal güçleri korkutucu ses bombalarının yanı sıra fosfor bombaları da attı. Bu son video olabilir” açıklamasını yapmıştı. Sergi, 17 Ocak’a kadar Rami Kütüphanesi’nde ziyaret edilebilir.