KPSS soruşturmasının derinleşmesinin ardından 2015 Ocak'ta telefonuna ByLock programının yüklendiğini kaydeden yüzbaşı, "Örgüt abisi bana, 'KPSS soruşturmasında sizin de isminiz var. Operasyonlarda isminiz geçerse biz size buradan bilgi vereceğiz' dedi" ifadelerini kullandı. ByLock'tan gelen mesaj üzerine de görüştüğü bir örgüt abisinin kendisi ve eşine, "Yakın bir tarihte KPSS operasyonları başlıyor ve dalga dalga devam edecek" dediğini aktaran yüzbaşı, abinin verdiği talimatları ise şöyle sıraladı: "Solculardan kendinize bir avukat bulun. Evinize gelen polislerin kimliklerine bakın. Kesinlikle soruları almadığınızı, kendi emeğinizle çalışarak sınavı kazandığını anlatın. Suçlamaların hiçbirini kabul etmeyin. Cemaatten olduğunuzu kesinlikle söylemeyin."
Ankara Jandarma Eğitim Komutanlığı'nda Jandarma İkmal Yüzbaşı olarak görev yapan C., 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TSK'dan ihraç edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında emniyette "şüpheli" sıfatıyla dinlenen yüzbaşı C., daha sonra da 2010 KPSS soruşturması kapsamında da "tanık" olarak ifade vermek istedi. Birçok sınav sorularının kendilerine verildiğini söyleyen C.'nin itirafları, FETÖ'nün binlerce insanın hayallerini çaldığını bir kez daha ortaya koydu.
ALIŞTIRA ALIŞTIRA BENİ BU ORTAMA SOKTULAR
1999 yılında liseden mezun olduktan sonra üniversite sınavına hazırlanmak için FETÖ'nün dershanesine gittiğini, ilerleyen zamanlarda da evlerinde kalmaya başladığını anlatan C., "Evlerinde namaz kılıp, güncel sohbetler ediyorduk. İkinci üçüncü defa evlerine gittikten sonra dini sohbetlere başladılar. FETÖ'nün kasetlerini dinletmeye ve izletmeye başladılar. Alıştıra alıştıra beni bu ortama sokmaya başladılar. İlerleyen süreçte kaydımı beni cemaatçi olmayan bir dershaneye aldırdılar. Yüksek puan almam ve cemaatin telkinleriyle Kara Harp Okulu'na girdim. Ankara'da Harp Okulu'nda okurken haftada bir veya 15 günde bir o dönem Çukurova Üniversitesi'nde okuyan cemaat abisinin belirlediği cemaat evlerine giderek 4 yıl boyunca görüştük. FETÖ başının kitaplarını okuyup, CD'lerini dinler ve izlerdik. Cemaat evlerine ayrıca Kara Harp Okulu'nda okuyan iki kişi daha geliyordu" dedi.
BİLGİSAYARDAN KRİTERLERİME UYGUN ADAYLARI GÖSTERDİ
2006'da İstanbul'da görev yaparken, öğretmen M. kod isimli hususi sorumluya evlenmek istediğini söylediğini kaydeden yüzbaşı C., ifadesinin devamında özetle şunları söyledi: "Kriterlerimin ne olduğu izah ettim. O da beni Ü. kod isimli birinin yanına götürdü. Bu kişi bana bilgisayardan aradığım özelliklere en uygun olan bir bayanın fotoğrafını gösterdi. CV şeklinde Excel'de bir çizelgede eşimin fotoğrafı vardı. Ayrıca Excel'de ailesinin hakkında bilgiler, nereli olduğuna kadar, ailesi hakkında detaylı bilgiler vardı. Fotoğratan beğenince de görüşmeyi kabul ettim. Görüşme için 2007'da eşimin bulunduğu Kahramanmaraş'a gittim. Kendisi orada Anafen Dersanesinde öğretmendi. Kahramanmaraş'ta cemaat evinde buluştuk, kapı yarım açık şekilde bir buçuk saat görüştük. Orada bulunan kışi benim fikrimi sordu. Ben olumlu olarak beyanda bulundum. Eşime de sormuşlar. Ertesi gün aynı evde tekrar eşımle 1 saat kadar konuştuk. Görüşmeden önce ben dışarıdan sıfır cep telefonu ile sıfır hat almıştım. Bunu eşime verdim. Daha sonra da görüşmelerimizi yeni telefon ve hat üzerinden yaptık. O da olumlu deyince daha sonra aileler devreye girdi" ifadelerini kullandı.
EVLENMEDEN ÖNCE EŞİM BAŞINI AÇTI
"Eşim tanıştığımızda Anafen Dersanesinde yeni işe başlamış ve kaydı yapılmamıştı. Benimle tanışınca ben asker olduğum içın bir sorun yaşamamam için eşimi gayriresmi bir dönem dersanede çalıştırdılar. 2008'de evlendiğim eşimin başı kapalıydı ancak düğünden hemen önce başını açtı ve daha sonra da başı açık benimle evliliğe devam etti. Cemaat yönetiminin bizleri gizlemek için dini ve din kurallarını kendi menfaatleri için değiştirdiklerini veya uygulamadıklarını çok daha net gördüm ve anladım. Kara Harp Okulunda okurken de cemaat abilerinin ve cemaatin kuralları gereği kendimizi gizlemek için namaz kılmıyorduk, oruç tutmuyorduk. Namazı ima ile gözle kılıyorduk. Abdesti de teyemmüm ile alıyorduk."
2009 KPSS SORULARINI DA VERECEKTİ
"2008 yılında İstanbul'dan Karabük Safranbolu'ya atandım. Burada göreve başladıktan kısa bir süre sonra kendisini İstanbul'dan tanıdığım, muhtemelen Batı Karadeniz Bölgesinde askerlerle ilgilenen imam olduğunu düşündüğüm bir erkek şahıs beni, Karabük'teki hususi sorumlu H. ile tanıştırdı. 2 sene boyunca görüşme için H.'nin evine gidip geldim. Bu sırada H., Coğrafya Öğretmenliği bölümü mezunu eşimin yoğun bir şekilde 2009 KPSS'ye çalışması için telkinlerde bulunmaya başladı. Abimin düğünü olduğu için 2009'daki sınav merkezini Adana'yı tercih etmiştik. Sınavdan bir gün önce beni arayan H. nerede olduğumu sordu. Adana'da olduğumu söyleyince 'tamam' dedi ve telefonu kapattı. Düğün ve sınav sonrası Safranbolu'ya döndükten sonra niye aradığını sorduğum H., bana KPSS sorularının geldiğini ve eşim için bana vereceğini söyledi. Bana bu konudan eşine bahsetme, eşin seneye yapılacak olan KPSS sınavına tekrar iyi çalışsın seneye bir daha sınav soruları gelirse sana veririm."
YEMİN ETTİRDİKTEN SONRA SORULARI VERDİ
"20l0 KPSS sınavından 2-3 gün kadar önce H. beni kendi evine çağırdı. Eve gittiğimde H.'nin yanında beni daha önce H. ile tanıştıran şahıs vardı. Bu şahıs yanında bulunan laptop bilgisayarını açtı bana ve yine sınava girecek olan H.'ye yemin metnini okuttuktan sonra flaş bellek içerisindeki soruları verdi. 'Bu soruları veriyorsunuz ama haram değil mi? Başkalarının hakkına giriyorsunuz' demem üzerine o şahıs da 'Sizin gibi iyi insanların bir yerlere gelmesi lazım. Biz onun için uğraşıyoruz. İnançlı ınsanların bir yerlere gelmesini istiyoruz' dedi ve bu şekilde bizi ikna etmeye çalıştı."
DENEME SINAVI ŞEKLİNDE KAMUFLE EDİLMİŞTİ
"O şahıs Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinde eksikliklerin olduğunu, ancak Eğitim Bilimlerinin tam olduğunu söyledi. Ben de kendisine kaçar tane yapılacağını sordum. İstenildiği kadar yapılabileceğini söyledi. Daha sonra Bartın'a da gideceğini ve orada da benim gibi bir asker eşi olduğunu, ona da soruları vereceğini söyledi. Ben flaş belleği aldıktan sonra evden ayrıldım ve kendi evime geçtim. Durumu eşime anlattım. Eşim önce almak istemedi ve 'haram değil mi?' diye sordu. Ben de abinin bize anlattıklarını tekrar eşime anlattım. O da gönülsüz olarak ikna oldu. Sorular dershane deneme sınavı şeklinde kamufle edilmişti. Eşim soruları inceledi, sınava girdi ve neticede yüksek puan aldı. Sınavdan sonra eşim soruların tamamının çıktığını söyledi."
KPSS OPERASYONLARINI BYLOCK'TAN HABER EDERİM!
"2015 Ocak'ta Ankara'daki evime M. kod adlı cemaat abisi geldi ve cep telefonumu benden aldı. Yanında getirdiği bilgisayara benim cep telefonumun harici hafızasını taktı ve ByLock isimli programı kurdu. Cep telefonumdan bana ByLock programını nasıl kullanacağımı tek tek anlattı. Sisteme şifreler girerek beni dahil etti. Sistemdeki ismim 'Freedom' idi. Bu programı kurarken bana 'KPSS soruşturmasında sizin de adınız bulunuyor, operasyonlarda isminiz geçerse biz size buradan bilgi vereceğiz' dedi."
OPERASYON TALİMATLARI
"Yaklaşık bir ay sonra ByLock'tan bir mesaj geldi. Mesajda 'eve gel görüşelim' yazıyordu. Bunun üzerine eşimle birlikte o dönem abim olan ve akademisyen olarak görev yapan S. kod adlı şahsın evine gittik. S.'nin 'Başka bir abinin yanına gideceksiniz, sizinle görüşmek istiyor' demesi üzerine de üçümüz başka Çankaya'da bulunan başka bir eve gittik. Sohbet esnasında bu abi, 'Arkadaşlar yakın bir tarihte KPSS operasyonları başlıyor ve dalga dalga devam edecek. İlk önce 120 sorunun tamamını doğru yapanlardan başlayacaklar, daha sonra 119, 118 diye aşağıya doğru inecekler' dedi. Ayrıca 'siz şüpheliler içerisinde olduğunuz için size cemaattaki hakim ve savcılarımızın hazırladığı bu süreçte kullanabileceğiniz bilgiler' diyerek bize notlar okudu. O notlarda 'Mutlaka bir aile avukatınız olacak. Yalnız bu avukatınız AK Partili ve cemaatçi değil, solculardan olacak. Avukata ilk bulduğunuzda KPSS'den bahsetmeyin. Operasyonda evinize gelin polislerin kimliklerine bakın. Arama esnasında sürekli yanlarında olun, aramayı kameraya kaydedin. Tutanağı imzalarken yazının bittiği yer ile imzanız arasında boşluk kalmasın araya ekleme yapabilirler. Kesinlikle soruları almadığınızı, kendi emeğinizle çalışarak kazandığının anlatın. Suçlamaların hiçbirini kabul etmeyin, cemaatten olduğunuzu kesınlikle söylemeyin' yazıyordu. Bunların yanı sıra 'korkmayın hiç bir şey olmaz, delillere dayalı bir soruşturma değil. Netler üzerinden, MASAK raporundan sizi yargılayarak ceza veremezler. Devlet KPSS dosyasına bakacak savcı bulamıyor. Dosya kendisine verilen savcılar dosyaya bakmaktan vazgeçiyor, 'devran döner başım yanar' diyerek hiçbir savcı bu dosyaya bakmak istemiyor' diyerek bize moral vermeye ve genel havayı anlatmaya çalıştı. Bu görüşmeden yaklaşık l ay sonra da KPSS operasyonları başlamıştı. Bize, 'eğer operasyon içın gelecek olurlarsa birkaç gün önceden haber veririz' demişlerdi. Eşime operasyon sırası gelmediği için KPSS operasyonundan bize bir haber gelmedi."
ALES VE YDS SORULARINI DA VERDİLER
2009, 2010 ve 2012 KPSS sorularının cemaate geldiğini biliyorum. Ayrıca 2013'te YDS, ALES ve İç Denetçilik Sınavlarına girdim. Bunlardan YDS sorularını sınavdan l gün önce beni evine çağıran cemaat abim H. verdi. Benimle birlikte iki askere daha verdi. Sınavda normalde 80 soru sorulmaktadır ancak bize toplam 300 soru verdi. Sınava girip çıktıktan sonra bize verilen 300 sorudan 60-70 arası sorunun tıpa tıp YDS sınavında sorulan sorular olduğunu gördük. Cemaat abim H.'ye 'Sorular nasıl geliyor' diye sorduğumda, 'Bir şekilde geliyor, orasını karıştırma' şeklinde cevap vermişti.
ŞİFRE: "MAÇA GEL"
ALES'e girmeden yine bir gün önce H., Ş. isimli şahsı arayarak 'maça gel' şeklinde kodlu bir konuşma ile bizi cemaat evine çağırmış, o da bize haber verdi. Ş. ve M. ile birlikte üçümüz H.'nin evine gittik. Yine ALES'te çıkacak olan sorunun 5-6 katı soru bize verdı. Sınava girdiğimizde de sınavdan önce bize verilen sorular tıpa tıp çıktı. Başka bir cemaat abisi de bize, İç Denetçiliği Sınavının Anayasa ve Muhasebe sorularının dışındaki tüm soruları bilgisayar çıktısı şeklinde verdi. Cemaat abileri bize, 'sınav esnasında kitapçıkların üzerinde mutlaka işlem yapmışcasına karalamalar yapın. İşlem de yapın' şeklinde tedbirli hareket etmemizi söylüyorlardı. Bundaki amacın soruları aldığımızın, ezberlediğimizin delili olmamasıydı. Bir başka örgüt imamı da bana, 'Kurmay sınavına girecek misin' diye sordu. Ben de 'Hayır girmeyeceğim. Girsem bana yardımcı olacak mısınız?" dedim. Cemaat abisi sessiz kaldı. Tahminime göre kurmay sınav sorularını da bir şekilde aldıklarını söyleyebilirim. Lise 3'ten başlayarak bu cemaate girdiğime, gireceğime bin pişmanım. Benim gıbi temiz duygularla girip sonradan kullanılan, kandırılan, gönülsüz ikna edilen birçok kişi olduğuna eminim. Darbe girişiminden sonra yani 15 Temmuz'dan sonra darbe girişimini benim de için de yer aldığım Fetullah Gülen cemaatinin yaptığını anladım. Nasıl bir pisliğin içine çekildiğimizi, itildiğimizi gördüm. Bu pislik örgütten, vatan hainliği yapan örgütten şahsım olarak da şikayetçiyim" dedi.