Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) suikast timinde yer alan eski astsubay Zekeriya Kuzu, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Marmaris'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emniyetini sağlamak için gittiğini, yakalandığı menfeze ise serinlemek için girdiğini söyleyerek, örgütün inkar stratejisinin en çarpıcı örneklerini sergiledi.
Hain darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemeler önünde hesap sorulan terör örgütü üyeleri, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar taktiği uyguluyor.
İnkar taktiğini uygulayan FETÖ'cülerden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişiminin ardından kaçan ve menfezde yakalandığı için "menfez paşası" olarak anılan eski başçavuş Zekeriya Kuzu.
FETÖ ile bağlantısını savcılıkta kabul etti
Israrla soy ismini öğrenmek istediği bu kişinin kendisine bu yönde bilgi vermediğini, soru sorulmamasını rica ettiğini kaydeden Kuzu, "Arif ile yaptığımız sohbetlerde Fetullah Gülen'in ismi geçtiği gibi kitaplarını da okuyorduk. 2012 yılı temmuz ya da ağustos ayına kadar bu şekilde buluşmalarımız devam etti. O dönemlerde bana tayininin çıktığını söyledi. Israrlarıma rağmen nereye çıktığını söylemedi. Arif, bundan sonra görüşeceği kişi olarak 'Tahir' isimli, yine öğretmen olduğunu söyleyen bir kişiyle tanıştırdı. Tanıştığım bu 3 kişinin de ortak özelliği telefon kullanmamalarıydı." beyanında bulundu.
Kuzu'nun yalanları
Zekeriya Kuzu, duruşmalarda, emniyet ve savcılıkta önceden verdiği ifadeleri kabul etmedi. Tutarsız ifadeleriyle dikkati çeken Kuzu, duruşmalarda önceki beyanlarıyla çelişen ifadeler kullandı.
Sorgusunda "tehdit ve şantaja uğradığını", bu nedenle FETÖ'cü olduğu yönünde ifade verdiğini öne sürüp, mahkemede, emniyette verdiği bütün ifadeleri reddeden Kuzu, sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker olduğunu iddia etse de MAK timindeki şüphelilerin mahkemedeki savunmaları kendisini yalanladı.
Savcılıkta "dolarları 'Arif' diye bahsettiğim kişi verdi" dedi
Cüzdanında bulunan 1 dolarlara ilişkin savcılıkta "Bu dolarları 'Arif' diye bahsettiğim kişi verdi. Uzun bir süre önce (2008 veya 2010 yılı olabilir) bir sohbetimiz sırasında Arif bana bir dolarlık banknot verdi. Bu parayı Amerika'da bulunan Fetullah Gülen'in gönderdiğini, bereket olsun diye bu parayı cüzdanımda taşımam gerektiğini söyledi. Ben de gırgır olsun diye 'Hocanın başka işi yok mu para dağıtıyor' şeklinde cevap vermiştim. Bunun üzerine ben de aldığım parayı cüzdanımda saklamaya başladım. Bu para halen Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki 621099 plakalı askeri araçtaki cüzdanımda bulunur. Aramızda daha sonra bu parayla ilgili bir sohbet geçmedi. Paranın seri numarasıyla ilgili de herhangi bir bilgim bulunmamaktadır." şeklinde ifade veren Kuzu, mahkemede ise 1 doların G serisi değil, B serisi olduğunu ve bu parayı yurt dışında okuyan oğlunun hatıra maksadıyla kendine verdiğini iddia etti.
Mahkemede "1 doları bana Arif vermedi" dedi
"Menfeze serin olduğu için girdik"
Savcılık sorgusunda, kaçmaya çalıştığı sırada dinlenirlerken "İsmail Yüzbaşı"nın (sanık İsmail Yiğit) kendilerine dönerek "Burada hizmet hareketinden olmayan var mı?" diye sorduğunu, buna kendisi dahil orada bulunan 18 kişinin itiraz etmediğini anlatan Kuzu, bu anlattıkları mahkemede kabul etmedi.
Zekeriya Kuzu, ifadesinde Çiğli 2. Ana Jet Üssü'nün eski komutanı Kubilay Selçuk'un kendisine "Paşa" diye hitap ettiğini de ifadesinde belirtmesine karşın, mahkemede sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker olduğunu aktardı.
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün "üs imamı" olarak da bilinen Kuzu, "Marmaris görevi"ne yurt dışında bulunan 3 kişi dışındaki 13 MAK personelinin katıldığını anlatarak, "Sıkıyönetim ilan edildiğini, Cumhurbaşkanının emniyetini sağlamak için gittiğimizi helikopterde öğrendik." yalanını söyledi ancak bu beyanlarını mahkemede kendi ifadeleriyle yalanladı.
Zekeriya Kuzu, mahkemede, "15 Temmuz gecesi bir Skorsky, 14 civarında özel kuvvet personeli indirdi. Onları arabamıza alarak malzemeliğe götürdük. Liderleri, daha önceden tanımadığım Şükrü Binbaşı'ydı. Gökhan General, Şükrü Binbaşı'ya 'Bu işin erbabı sizsiniz, bundan sonra biz size tabiyiz' dedi. Şükrü Binbaşı, belirlenen makineli tüfekçilere hava fotoğrafı üzerinden görevlerini anlatıyordu. 'O esnada Gökhan General'in uçuş ekibine bağırdığını duydum. Yüksek sesle, emirleri Genelkurmay adına Hulusi Akar'dan aldığını, derhal kalkmaları gerektiğini söylüyordu. Bu esnada kim olduğunu hatırlamıyorum ancak bizim ekipten biri bana 'Cumhurbaşkanını almaya gidiyoruz' dedi. Ben de bu durumu içerisinde bulunduğum helikopterin teknisyenine sordum. Kendisi bana baş parmağını kaldırarak 'tamam' işareti yaptı." diye ifade vermişti.
Kuzu, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadelerde FETÖ'ye üye olduğunu söylediği 57 subay ve astsubay ismi vererek "güvenlik güçlerine yardımcı oluyor" izlenimi vermesine karşılık, mahkemede bu isimlerin tamamıyla ilgili bilgi sahibi olmadığını ileri sürdü.
Suikast girişiminin ardından kaçarken bir polisin cüzdanını gasbeden Kuzu'nun "Ben ilerisini de düşünerek, bir polisin cüzdanını aldım, araç temininde kolaylık sağlaması için bir polis kimliği ve telefonunu aldım" sözleri iddianameye geçti. İddianamede, bu sözlerin sanıklar Şükrü Seymen ve İsmail Yiğit tarafından da duyulduğu bilgisine yer verildi.
Sanık Kuzu, mahkemedeki ifadesinde ise "Hiçbir polis memurunun parasını da cüzdanını da gasbetmediği" yönünde savunma yaptı.
4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi ve 2 polisin şehit edilmesine ilişkin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın en kilit sanıklarından olan Kuzu, yargılama sonucu, "Anayasayı ihlal", "Cumhurbaşkanına suikast" ve 2 kez "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi.
Kuzu, 4 kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "Cumhurbaşkanına hakaret", "nitelikli kasten yaralama", "nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal", "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "nitelikli yağma" suçlarından toplam 82,5 yıl hapisle cezalandırıldı.
Menfezde yakalanmıştı
FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı gece Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığından Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinden askerlerin de içinde bulunduğu 3 helikopter havalanmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından Marmaris'te kaldığı otele darbeci askerlerce düzenlenen saldırıda 2 polis şehit edilmişti.
Saldırıdan sonra kaçan darbeci askerlerden MAK timinden Binbaşı Taner Berber ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olduğu belirtilen Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu ile Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan Güçlü, Astsubay Üstçavuş Erkan Çıkat, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Faruk Göçmen ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Abdülhamit Gülerden, 25 Temmuz'da düzenlenen operasyonda Marmaris-Muğla karayolu Çetibeli Mahallesi Gökçe Yokuşu mevkisinde saklandıkları menfezde yakalanmıştı.
FETÖ'nün suikast timini yöneten ve darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in de aralarında bulunduğu darbeci 37 askerden 36'sı yakalanıp tutuklanırken, firari eski Yüzbaşı Burkay Karatepe aranıyor.