Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) mahrem hizmetler sınıfında olan asker ve benzer nitelikteki sivil mahrem imamlarla kontörlü telefonlarla irtibat kurduğu belirlenen üsteğmen E.T, örgütle bağını itiraf etti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında E.T. hakkında iddianame hazırlandı.
Ağrı 1. Mekanize Piyade Tugayı'nda üsteğmen rütbesiyle görev yapan E.T'nin, adına kayıtlı telefon hattıyla, 2013-2015 arasında Ankara'da yedi farklı büfe veya market tarzı iş yerinlerine kayıtlı sabit hatlardan 17 kez arandığı belirlendi.
Ayrıca şüphelinin arandığı günlerde, aynı ankesörlü veya sabit hattan üsteğmen Ömer Faruk H. ve astsubay Gökhan E'nin de arandığı tespit edildi.
E.T'nin, 2013'ten 2015 yılı Nisan ayına kadar periyodik şekilde kontörlü ya da sabit hatlardan aranmaya devam edildiğine yer verilen iddianamede, şüphelinin FETÖ'nün mahrem imamları tarafından arandığının belirlendiği kaydedildi.
İtiraf etti
Banka Asya'da hesabı olmadığı, FETÖ ile iltisaklı vakıf ya da derneklerde kaydına rastlanmadığı, ilgili şirketlerde çalışma ya da ortaklık kaydı bulunmadığı belirtilen iddianamede, şüpheli E.T'nin emniyetteki ifadesine de yer verildi.
E.T, bu beyanında, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade vermek istediğini bildirdi.
Kahramanmaraş'ta lisede öğrenim gördüğü sırada köydeki evine gitmek yerine il merkezindeki bir evde kaldığını ifade eden E.T, kaldığı bu evin örgütün evi olmadığını, ancak "cemaat abisi" olarak tanıdığı üniversite öğrencilerinin daveti üzerine onların yanına gidip gelmeye başladığını anlattı.
Arada sırada "Cemaat evi" olarak bildiği evlerde kaldığını belirten E.T, "Hatırladığım kadarıyla zaman zaman bu evlerde cemaat toplantısı ve sohbetleri yapılırdı. Bunların olacağı zaman ben lise öğrencisi olduğumdan dolayı dışarı çıkmam ve birkaç saat sonra eve gelmem istenirdi. Bu eve toplantı ve sohbetlere kimin geldiğini ben bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
Üniversite sınavını kazanamayınca 2010'da İstanbul'a gittiğini ve örgüte yakın "Fem Dershanesi"ne kaydolduğunu aktaran E.T, "Cemil" olarak tanıdığı kişinin kendisini bir cemaat evine götürdüğünü dile getirdi.
Kod adı "İbrahim"
E.T, ifadesinde şu bilgileri verdi:
"Üniversite sınavlarından düşük puan almam üzerine evin abiliğini yapan Hasan isimli şahıs, bana askeri okullara başvurursam girme şansım olduğunu söyledi. Bunun üzerine 2011 yılında Kara Harp Okuluna başvurdum. Yazılı yoktu, üniversite sınav puanıyla alım yapılıyordu. Mülakatı, spor ve sağlık aşamalarını geçerek Kara Harp Okuluna girmeye hak kazandım. Eğitimim süresince benden İstanbul Beşiktaş'ta ev abiliği yapan 'Hasan' isimli şahıs sorumlu oldu. Sürekli olmamak kaydıyla hafta sonları 15-20 günde bir kez buluşurduk, buluşmamızdan sonra 3-4 farklı eve götürdüğünü hatırlamaktaydım. 'Hasan' isimli şahsın beni Keçiören Fatih Ortaokulu'nun yakınlarında bulunan bir eve, Çukurambar bölgesinde bulunan bir eve, Balgat bölgesinde bir eve götürdüğünü hatırlıyorum.
Bu evlerde sadece 'Hasan' ile görüşme ve konuşmalarım oldu. Hatta beni başka askeri öğrencilerle aynı gruba almak istediğini söylemişti. Ben bunu kabul etmemiştim. 'Hasan' ile buluşmalarımızda, bana dini kitaplar okur ve konuşmalar yapardı. Birlikte namaz kılardık, Fetullah Gülen kitapları okur, ara ara videolarını izlettirirdi. 'Hasan' isimli şahıs bana bu yapılanma içerisinde herkesin kendi adı dışında bir isim daha kullandığını, benim de kullanmam gerektiğini söyledi. Bunun üzerine dedemin adı olan 'İbrahim' kod adını kullanmak istediğimi söyledim. Onların bana dediği isimleri kabul etmedim. Bundan sonraki süreçte bana 'İbrahim' kod adıyla hitap ediliyordu."
"17-25'ten sonra soğudum"
Kara Harp Okulu 3. Sınıfta "Hasan" isimli örgüt üyesinin, kendisini "Musa" adlı biriyle tanıştırdığını belirten E.T, bu kişinin kendisiyle ilgilenmeye başladığı dönemde onun yanında bir kişi daha olduğunu ancak sohbetler sırasında kendisinden hiç bahsetmediğini kaydetti.
İsmine kayıtlı hattın da sabit ya da kontörlü hatlardan "Hasan ve Musa" isimli kişilerce arandığını ileri süren E.T, "Bu şahıslar beni aradıklarında yaptığımız konuşmada bana yapacağımız görüşmenin iptal olduğunu ya da ne zaman görüşme yapacağımız hakkında bilgiler söylediğini hatırlıyorum." ifadesini kullandı.
E.T, Harp Okulunun son yılı 17-25 Aralık olaylarının yaşandığını ifade ederek, "Geçmiş zamanda Fetullah Gülen cemaati olarak tanıdığım insanların artık siyasi konulara girdiğini ve sürekli olarak devlet işlerine karıştıklarını basından duymam üzerine bu yapılanmanın yaptığı faaliyetlerden soğumaya başladım." ifadelerine yer verdi.
Örgüt yöneticisi olarak gördüğü "Musa" isimli kişinin bulaşmalarda dini kitaplar okuduğunu ve konuşmalar yaptığını, zaman zaman da videolar izlettirdiğini dile getiren E.T, sonrasında bu kişinin irtibat kurma çabasına rağmen hiçbir şekilde görüşmediğini iddia etti.
Cep telefonu sabit hatlardan ya da tanımadığı numaralardan arandığı durumda açmamaya çalıştığını ileri süren E.T, okul bittikten sonra o dönem kullandığı hattı değiştirdiğini, hatta eniştesinin üzerine bir hat aldığını anlattı.
E.T, hattını değiştirdikten sonra terör örgütünden kimsenin aramadığını savundu.
İma ile namaz kılması istenmiş
"Hasan ve Musa" isimli kişiler kendisiyle ilgilendiği Kara Harp Okulu yıllarında, ima ile namaz kılmasını, ibadetlerini insanların görmeyeceği şekilde yapmasını istediği bilgisini veren E.T, bu dönemde namaz kılmadığı için böyle bir ibadeti yerine getirmediğini öne sürdü.
E.T, geçmiş zamanda bu terör örgütü içinde bulunmaktan pişmanlık duyduğunu ve şu anda mağdur olduğunu da aktardı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten E.T, "Beyan ettiğim gibi ailemin maddi durumunun olmaması, köyde yaşaması, orta okul ve lise dönemimde yaşadığım imkansızlıklar benim bu yapılanma içerisine girmeme neden oldu. Kara Harp Okulunda okuduğum son sınıf dönemimde 2014 yılı Ekim-Kasım gibi son kez görüştükten sonra terör örgütü olarak gördüğüm bu yapılanma ile bütün irtibatımı yukarıda anlattığım nedenlerle kopardım." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, ankesörlü hat soruşturması sonucu haklarında iddianame hazırlanarak mahkemeye gönderilen eski astsubaylar B.D, E.Ş. ve H.Y. de etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediklerini belirterek itirafçı oldu.