Milli irade düşmanlarını adalete teslim etme amacıyla başlayan, fakat zamanla TSK, yargı ve emniyet içindeki paralel örgüt üyeleri eliyle özenle sulandırılan, amacından saptırılan ünlü Ergenekon davasında temyiz kararı açıklandı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 275 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını hem esastan hem usûlden bozdu. Bir dönem 'cumhuriyet tarihinin en önemli soruşturması' olarak görülen Ergenekon, şimdi sil baştan ele alınacak. Ümraniye'deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007'de ele geçirilen 27 el bombasıyla başlayan davada karar 6 yıl 2 ay sonra, 5 Ağustos 2013'te açıklandı. Bu yıllar içinde paralel örgüte yakın hakim, savcı ve polisler öylesine hukuksuzluklara imza attı ki, darbecileri ortaya çıkarmak için başlayan dava giderek sulandırıldı. 23 ayrı iddianame birleştirilerek aynı torbaya konuldu. Birbiriyle alakasız yüzlerce isim aynı davanın sanığı yapıldı ve ünlü Ergenekon soruşturması, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) devlet kurumlarına 'çökme' amacıyla dalgalar halinde kullandığı bir koçbaşına dönüştü.
ÜLKENİN YILLARI HEBA OLDU
Sulandırılan soruşturma Türkiye'ye çok önemli yıllarını kaybettirdi. Bozma kararını, yeniden yargılamayı yapacak olan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderen Yargıtay, dosyada birçok usûlsüzlük tespit etti. Kararda, bozma gerekçesi olarak gösterilen soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki usûlsüzlükler anlatıldı. Dikkat çekilen gerekçeler ise emniyet ve yargıyı bir dönem ağ gibi saran FETÖ'nün amacını da gözler önüne serdi. İşte Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil'in açıkladığı 231 sayfalık bozma kararından dikkat çeken kısımlar...
Doğrusu Yüce Divan'dı
Yargıtay, Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, gerek yargılama gerekse temyiz aşamasında ileri sürdüğü 'Yüce Divan' itirazını haklı buldu. Karar uyarınca Başbuğ, yeniden yargılanacak. Yerel mahkeme, Başbuğ'a isnat edilen suçların görevi kapsamında olduğuna karar verirse, dosyayı ayırarak önce Başbakan'dan izin isteyecek. İzin verilirse Başbuğ, Yüce Divan'da yargılanacak. Mahkeme, Başbuğ hakkında dosyayı ayırmadan beraat kararı da verebilecek.
Eruygur'a bozma
Yargıtay, müebbet hapse mahkum edilen eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur hakkındaki kararı da bozdu. Kararda, Eruygur'un yargılama aşamasında nörolojik bir rahatsızlık geçirdiği, dolayısıyla savunmasının sağlıklı bir şekilde alınamadığı, hakkında 'sanki ceza ehliyeti araştırılıyormuş gibi' rapor düzenlenerek savunmasının alındığı kaydedildi. Kararda, Eruygur'un savunma yapabilecek konuma geldiği takdirde yargılanmasına devam edilmesi, aksi takdirde davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği ifade edildi.
Bir kuzudan üç post olmaz
Yargıtay, Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay 2. Daire'ye yönelik saldırı davasının da ayrı görülmesi gerektiğine hükmetti. Kararda, Danıştay cinayeti ile Ergenekon davası sanıkları arasında hukuki ve fiili bağlantının varlığının somut delillerle ispat edilemediği, bu duruma aykırı olarak zayıf delil ve iddialarla davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin adil yargılama ve makul sürede davanın sonuçlandırılması ilkesine aykırı olduğu kaydedildi. Kararda, örgüt olsa da olmasa da Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ın öldürme ve öldürmeye teşebbüs eylemine yardım eden sıfatıyla katıldıkları anlaşılan sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında verilen beraat kararlarının bozulduğu belirtildi. Sanıklardan Osman Yıldırım'ın aynı zamanda 'gizli tanık' olarak dinlenmesi de bozma nedeni olarak gösterildi. Başkan Eyüp Yeşil, buna ilişkin, “Bir kuzudan üç post çıkarılmış" diyerek yaşanan kumpasın boyutlarını anlatmaya çalıştı.
Ölenler düşmeli
Kararda ayrıca, sanıklardan Arif Doğan, Emcet Olcaytu, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koralp, Muzaffer Tekin, Münir Kemal Yavuz, Salih Kurter, Ünal İnanç ve Sami Hoştan hakkındaki davanın da ölüm nedeniyle düşürülmesi gerektiği belirtildi.
Keyfilik dizboyu
* Ergenekon Terör Örgütü'nün kim tarafından ne zaman kurulduğu, suçları, hiyerarşik yapısı ve lideri belli değil. Bu nedenle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Ergenekon Terör Örgütü'nü kabulü isabetsizdir. Bu nedenle sanıklar hakkında 'Ergenekon terör örgütü üyeliği kapsamında hüküm kurulamaz.
* Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı yazılarında örgütün varlığına ilişkin bilgi yok. MİT'in örgüte ilişkin bilgileri ise ihbar ve açık duyumlara dayanıyor.
* MİT sunumunu ciddi bulmayan tanık eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de daha önce örgüte ilişkin bilgisinin bulunmadığını beyan etti.
* Örgüt dokümanları olarak kabul edilen belgelerdeki örgüt yapılanması ile mahkemenin kabul ettiği örgüt yapılanması tamamen farklı.
* TSK içinde kurulu olmakla birlikte sivil yapılanmaya da sahip ve 1971'de kurulduğu kabul edilen böyle bir örgütten MİT, Genelkurmay, Jandarma, EGM, TSK ve Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün haberdar olmamasının nedenleri makul bir şekilde açıklanamadı.
ARADAKİ İRTİBAT İSPAT EDİLMEDİ
* Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası sanıkları arasındaki hukuki ve fiili irtibat somut delillerle ispat edilmedi. Zayıf deliller ve iddialarla dosyalar birleştirildi.
* Bir kısım sanık ifadeleri, kesintisiz, uzun süreli, geceleyin ve sağlıksız koşulda alındı.
* Sanıkların savcılık görüşüne karşı savunma hakları sürelerle kısıtlandı.
* Bir kısım sanıklar hakkında iddianamede bile olmayan suçlardan hüküm kuruldu.
* Birçok dava gereksiz şekilde birleştirildi, dosya hacmi genişledi ve makul sürede yargılanma hakkı ihlal edildi.
* Bir kısım MİT mensupları MİT Müsteşarlığı'ndan izin alınmadan tanık olarak dinlendi.
O İDDİALAR ARAŞTIRILMADI
* Aramalarda ele geçirilen belgelerin tümü 'kolluk görevlileri tarafından' incelendi. Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin kolluk tarafından incelenmesi CMK'nın 125. maddesine aykırı.
* Avukatlık büroları ile askeri mahallerdeki aramalar kanuna aykırı yapıldı.
* Ele geçirilen dijital deliller, imajı alınmaksızın emniyette incelendi, bir kopyası ilgilisine verilmedi.
* Aramada ele geçirilen dijital delillere ekleme-çıkarma yapıldığı iddiası araştırılmadı.
* Avukat ve müvekkili arasındaki görüşmelerin dinlenmesi yasak olmasına karşın, bunlar dinlenerek hükme esas alındı.
* Bazı dinlemelere ilişkin 'iletişimin tespitine yönelik karar' bulunamadı.
* Kuvvetli suç şüphesi olmadan bir kısım sanıklar dinlenildi.
Murdar ettiler
“Paralel ihanet şebekesi darbe iddialarıyla ilgili yargı süreçlerini zehirleyerek akamete uğratmış ve davaları murdar etmiştir. Kurumlara kumpas kuran, haysiyet cellatlığı yaparak herkese zulmeden hainler, milletin gerçeği öğrenme imkanını heba etmiştir. Adaletin değil entrikanın peşinde koşan bu kirli yapının kirletemediği gerçeklerin ortaya çıkması elbette bağımsız yargının görevidir."
Hata düzeltildi
“Birçok hata bu şekilde düzeltilmiş oldu. Dava şimdi yeni baştan görülecek."
Alçak çete
“Yargıtay, bugüne kadar örneği görülmemiş bir karar verdi. Paralel yapı, yani benim deyimimle 'alçak çete' bu karardan sonra bir kez daha yargı önüne çıkacak. Yargılanmayla birlikte kimlerle hangi amaçla iş tuttukları, suçları ve kimlikleri tek tek deşifre edilecek. Bu alçakça kumpası yapanlar kimlerdir? Hangi yöntemleri kullanmışlardır? Hangi yargıçlar bunları görmezden gelmiştir? Bu soruların açığa çıkarılmasını istiyoruz. Bunun kanıtları elimizde var. Bunları önümüzdeki günlerde paylaşacak ve yeni bir mücadele başlatacağız."
NESLİHAN ÖNDER / İSTANBUL
Temizleyin
“Örgüt yok, Ergenekon diye bir örgütü ortaya koyan delliler yok. Sadece bu kumpas mahkemesi (eski İstanbul 13. Ağır Ceza) bir örgüt yarattı. Biz yıllarca duvara konuşmuşuz. Bu örgütü yaratanlara hak ettikleri cezalar verilecek. Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz, milletimize helal olsun diyoruz, o şart da, bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir."