PKK’nın terör imparatorluğu Avrupa’yı sardı. 2002’de PKK’yı terör listesine alan Avrupa Birliği (AB) örgütle mücadele etmek yerine yol vermeyi tercih etti. Yıllar içerisinde bu tutumunun faturasını PKK’nın bombalı saldırıları, uyuşturucu ticareti, haraç, şantaj, karapara aklama, yasadışı göçmen getirme gibi illegal faaliyetlerin artışı ile ödeyen Avrupa, ülkelerini ağ gibi saran terör şebekesini görmezden gelmeye devam ediyor.
UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI
Polis Akademisi Yayınları tarafından paylaşılan “PKK’nın Bölgesel Terör Ağı Yapılanması” adlı raporda PKK’nın Avrupa’daki uyuşturucu trafiğine ilişkin çarpıcı rakamlara yer verildi. İngiliz güvenlik birimleri, BM Narkotik ve Suç Ofisi tarafından değeri 5 milyar dolar olarak hesaplanan ve her yıl doğrudan AB ülkelerine giren eroinin % 40’ının ticaretinin PKK tarafından yapıldığı belirtildi. Paris’in varoşlarındaki uyuşturucu ticaretinin % 80’inden PKK’nın sorumlu olduğu kaydedildi.
DEAŞ ÜZERİNDEN SEMPATİ ATAĞI
Avrupa’da YPG’nin DEAŞ’a karşı savaştığı iddia edilerek “sempati uyandırma atağı” yapıldığı vurgulanan raporda, “PKK’nın kolları Avrupa’da da zaten yıllardır operasyonel haldeydi ancak son dönemde çok daha faal hale geldiler. PYD’nin Avrupa’da bürolar açmasına, eylemleri için para toplamasına, açık biçimde propaganda yapmasına ve Suriye’de savaşacak yabancı militan toplamasına izin verildi” ifadeleri yer aldı.
BATININ RADİKAL SOLU
PKK’nın Avrupa bölgesindeki yeni yapılanması konusunda “Batılı Uluslararası Marksist devrimcileri” yani aşırı sol unsurlarını çıkarına kullandığı belirtildi. Bu anlamda Batı’da YPG’yi desteklemenin “henüz organize olamamış uluslararası bir solcu lejyonunu” desteklemek anlamına geldiği vurgulanırken, aşırı sol ideolojiyi benimsemiş göründüğü için Batı ülkelerindeki radikal solcular tarafından YPG/PKK’ya “sempati” duyulduğunun altı çizildi.
Almanya’da 14 bin PKK’lı