Katıldığı bir televizyon programında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasındaki sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Albayrak, bu örgütle bağlantılı kişilerin deşifre edilmesi, cezalarının verilmesi ve temizlenmesi için her türlü adımın atılacağını vurguladı.
Bu tür bir darbe girişiminin kesinlikle başarılı olamayacağını dile getiren Albayrak, Türk milletinin farkındalık düzeyi ve eşiğinin her geçen gün yükseldiğine şahit olunduğunu ve son yüzyılın en büyük kazanımının bu olduğunu ifade etti.
Albayrak, FETÖ'de şu anda ciddi bir çözülme yaşandığına dikkati çekerek, "Türkiye'de tehdit olgusu uzun bir süre bitmeyecek. Gelişip, büyüyen bir ülkeyiz, bundan rahatsız olan birileri mutlaka olacaktır. Öte yandan, dünyanın genelini tehdit altına alan, terörize olmuş bir iklimle karşı karşıyayız. Dünya her gün bir yeni terör saldırısıyla karşı karşıya. Bu örgüt de IŞİD'den daha tehlikeli bir örgüt. Ben bunu uzun bir süre söyledim. Artık halk bunlardaki takiyyeyi gördü. Olağandışı yöntemlerle bundan sonra siyaseti dizayn etmeye çalışmak milli değildir." ifadelerini kullandı.
Bakan Albayrak, yaşananlara daha önce müdahale edilebileceği yönündeki tepkilere ilişkin, "Devlet olarak daha önce müdahale hususunu nasıl takip ettiğimize tüm Türkiye şahit. Hukuk devletinde hukuki delillerle takip etmeniz gerekir." dedi.
En önemli Yüksek Askeri Şura
Olaylar yaşanmadan önce Meclis'ten Danıştay ve Yargıtayla ilgili çeşitli yasaların geçtiğini hatırlatan Albayrak, kısa süre sonra gerçekleştirilecek Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) son yıllardaki en önemli YAŞ olacağına da işaret etti.
Albayrak, YAŞ'ta çok ciddi bir kadronun tasfiye edileceğinin altını çizerek, "Bu süreci hızlandıran adımlardan bir tanesi de bu, çok net. Yakalananlar da bununla ilişkili. Bu noktadan da bakmak mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
"Herhangi bir uyarı almadık"
Darbe girişiminin yaşandığı gece Marmaris'te bulundukları otelde helikopter seslerini kendilerinin duyduğunu, herhangi bir uyarı almadıklarını anlatan Albayrak, şöyle devam etti:
"Bir uyarı yok. Biz onu kendimiz yönettik. Cumhurbaşkanımız kararlarını aldı, ferasetli duruşuyla durumu kendi yönetti. Güvenlik korumalarımız gerekli iletişimlere geçiyor, 3 helikopterin keşif için geldiğini görüyor. Teşkilatlar, bölgedeki insanların gelmesi, emniyet, gerekli hareketliliğe dayalı tedbirleri, hazırlıkları zaten yapıyorduk. Tüm senaryolar konuşuldu. Çok akılcı alt bir senaryo hazırladık ama helikopterlerin dönmesi ve buna ilişkin karar alınması başka bir şey. Biz onu gördük, hissettik Cumhurbaşkanımız kararı alarak farklı adım atma yönünde yürüdük.
TRT, Anadolu Ajansı ve bazı yerel basın organlarına biz bir açıklama yapıp içeriye girdik, fakat bu açıklamanın buralarda olan olaylardan dolayı daha sonra yayınlanamadığını öğrendik. Sonrasında da telefon üzerinden o efsanevi canlı yayınların yapıldığı süreç başladı. Dualarımız ve milletin duaları hepimiz korudu, bu anlamda sakin ve rahattık."
Albayrak, hareket ettikleri helikoptere orada bulunan herkesin sığmadığını ve bir kısmın geride bırakılmasına üzüldüklerini belirterek, "İnsan üzülüyor. İstiyor ki tüm ekiple gidebilelim ama esas tehdit Cumhurbaşkanımıza. İnsanı daha da üzen husus şu, Hasan Bey (Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü) ailesini bıraktı. Çocuklarını bıraktı. Orda bırakmamız gereken diğer çalışma arkadaşlarımız, polis arkadaşlarımız oldu. Endişelendik. Hedef orası olmasa da bunların zalim ve kahpece hareket edebileceğini düşünüyorduk. Nitekim iki arkadaşımız şehit oldu." bilgisini paylaştı.
"Tiyatro" ithamına cevap
Türk milletinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine duyduğu sevgi, muhabbet ve duanın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Albayrak, darbe girişimine ilişkin bir kısım medyada yer alan 'tiyatro' ithamları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyada böyle bir alçakça senaryo neticesi ne olursa olsun bunun sonrasındaki resimde yer almayı hangi insan kabul eder? Bu bir set-up olacak, paşaları bağlayacaksınız ve onların sadece kendileri değil eşleri,çocukları, yedi sülalesi lanetlenecek. Bunu kim göze alabilir? Bu insanlar böyle anılacak artık. Bunun bir maddi ya da makamsal karşılığı yok. Bunu yapan herkes başarılı ya da başarısız, nesiller boyu lanetlenecek. Belki de toplumsal açıdan bakınca evlatlarına, torunlarına su bile verilmeyecek bu topraklarda. Niye siz masum insanları öldürdünüz, uçaklarla bombalar attınız? İnsan acı acı gülüyor böyle tepkilere. Vay anasını, darbenin de böyle düzmecesi varmış! Allah bir daha bu topluma bunu göstermesin. Çok travmatik bir şey."
"Eş zamanlı ciddi adımlar atacağız"
Albayrak, darbe girişimi sonrasında yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Bakanlar Kurulu ve diğer toplantılarda benzeri sıkıntıların yaşanmaması için farklı alternatiflerin değerlendirildiğini, dünyadaki örnekler çerçevesinde çalışıldığını anlattı.
Olağanüstü hal (OHAL) sürecinde hızlı yasal düzenlemelerle güvenlik kaygısını ortadan kaldırmanın amaçlandığına dikkati çeken Albayrak, "Hepsini eş zamanlı yönetmek için ciddi adımlar atacağız, kesinleşmiş bir karar yok şu an itibarıyla ama tüm alternatiflerin sıkı bir şekilde çalışıldığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
"ABD'nin gerekli adımları atıp atmayacağına bakılıyor"
Albayrak, örgütün lideri Fetullah Gülen'in iadesiyle ilgili prosedürlerin yerine getirilmesi gereken bir süreç yaşandığını ve Dışişleri ve Adalet Bakanlarının dosyalarını tamamladıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gideceğini hatırlattı.
Gülen'in iadesi için artık ABD'ye sunulacak "kanıttan da fazlası var" diyen Albayrak, şöyle devam etti:
"Uzun yıllardır çalıştığımız dosyalar var. Amsterdam hukuk bürosuyla çok yoğun dosya paylaşımları oldu ama bugün artık başka bir yerdeyiz. Bu örgüt hakkında 79 milyon insanın hükmünü kesin olarak verdiği bir süreci yaşıyoruz. Türkiye toplumuyla ilgili bir süreçten bahsediyoruz. 79 milyon insanın uzun yıllar boyunca stratejik ortak olarak gördüğü bir milleti bundan sonrasında ABD'nin karşısına alıp almayacağı konusundaki bu süreç, basit bir davadan ziyade toplumsal bir olaya dönmüş durumda. Bundan sonrasında, gerekli adımları ABD'nin atıp atmayacağına bakılıyor artık. Çünkü yaverden tutun paşalara kadar birçok kişinin ifadeleri var, gerçekleşmiş olaylar ve itirafçılar var. Bu olay toplumun gözü önünde cereyan ettikten sonra hukuki olarak soru işareti uyandıracak bir durum olacağını düşünmüyorum. İki ülkenin menfaatine ne şekilde etki edeceği önemli."
"Tüm örgütlere karşı aynı duruşu sergilemek lazım"
Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün CHP ve MHP ile görüşeceği, HDP ile görüşmeyeceğinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın anamuhalefet ve Meclis'te bir çoğunluğu olan MHP dahil kadroyu toplantıya çağırarak birlik fotoğrafı mesajı verdiği bir resim var. Bu, terör örgütüne karşı. Bunlar darbeyle ülkeyi yıkmaya çalıştı. Öte yandan, Türkiye başka bir terör örgütüyle de mücadele ediyor. Şehitler verdi, veriyor. O örgütü bu örgütü ayırmadan, tüm örgütlere aynı duruşu sergilemek lazım. Bahsi geçen parti, diğer örgüte aynı duruşu sergiliyor mu bakmak lazım. Tüm vatandaşlarımız meydanlarda. Siyasi parti bayrağı yok. Farklı görüşlerden insanların el ve parmak hareketleriyle kendini gösterdiği durumlar var. İlk defa bu kadar güçlü bir şekilde millet olma şuurunu Türkiye tekrar yaşıyor. Bu resmin en büyük kazanımı bu. Cenab-ı Allah'a şükrediyorum. Her yaşadığımız kriz ve travma daha da birlik, beraberlik resmi vererek, siyaseten, ekonomik ve demokratik olarak daha da içine sindirerek, bu halkın kendi özgürlüğüne, demokrasisine verdiği önemi gösteriyor."
Mücadele noktasında taviz vermemek gerektiğini ifade eden Albayrak, meydanlarda görülen "Zalime merhamet mazluma zulümdür" sözünü hatırlatarak, "Halka zulmetmiş insanlara merhamet göstermememiz lazım. 79 milyonun düşüncesi bu konuda sabit, net görüyoruz. Kurunun yanında yaş yanmasın hassasiyeti önemli. Her ortamda titizlikle yaklaşılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şuna da hazır olmak lazım. Bu yapının en önemli özelliği takiyecilik. 'Benim alakam yok' diyen birçok insan çıkabilir. Bu konuda en önemli kaynağımız devletin kurumlarında devlet ciddiyetiyle hazırlanan raporlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Cezaevlerindeki intiharlara dikkat"
Siyasete farklı şekillerde müdahale edilen olaylar yaşandığını ve bundan sonrasında bu resme daha dikkatle bakmak gerektiğini belirten Albayrak, cezaevlerindeki itirafçı konumdaki subay intiharlarının da aynı hassasiyetle incelenmesi gerektiğini, doğal veya doğal olmayan yollarla bu vakaların gerçekleşebileceğini ifade etti.
Albayrak, cezaevlerinde itirafçı potansiyeline sahip olan tutukluların intihar süreçlerine dikkatle eğilmek gerektiğini sözlerine ekledi.
"Doğalgazda indirim yapılacak"
Albayrak, Türkiye'nin, İran ve Rusya ile yüksek doğalgaz fiyatları nedeniyle davalık olduğunu ve enerji maliyetlerini düşürmeye yönelik çalışmalarını sürdüğünü söyledi.
Albayrak, kış gelmeden, doğalgazda ciddi bir indirim yapılacağını belirterek, "Yüksek fiyatlar döneminde tahkimlik olduğumuz İran ve Rusya ile süreç neticelendi ama hala rakamda mutabık kalınarak yansıtılması ve geri ödenmesiyle ilgili süreç tamamlanmadı. Bu süreç, kışa kadar tamamlanmasa bile biz halkımıza bir indirim olarak bunu yansıtacağız." diye konuştu.
Doğalgazda yapılacak indirimin oranının kesinleşmediğini dile getiren Albayrak, "Çeşitli alternatif ve oranlar var. Maksimum ne kadar yapabiliriz, bunun sürekliliğini nasıl sağlayabiliriz ? Türkiye ekonomisine, hane halkına, sanayiye, endüstriye bunun pozitif bir dönüş olarak yansıtılması ve bütçede enerji maliyetlerinin düşmesi için maksimumu yapmaya çalışıyoruz. İnşallah, kış gelmeden açıklayacağız." ifadelerini kullandı.
Albayrak, Türkiye'de darbe girişimi sürecine kadar ekonomide önemli adımlar atıldığını, enerji sektörünün önünü açacak yasal, yapısal düzenlemeler ve çalışmaların da tamamlandığını dile getirdi.
Mayıs-Haziran döneminde ekonomiye yönelik düzenlemelerin önemine dikkati çeken Albayrak, şöyle konuştu:
"Son birkaç aydır uygulanan para politikalarıyla ilgili gerek Merkez Bankası, gerek Hazine ve ilişkili kurumlarımız çok ciddi adımlar atmaya başladı. Döviz rezervleriyle alakalı olarak, para piyasasındaki likiditenin daha da bollaştırılmasıyla önemli adımlar atmaya başlanmıştı. Bu süreç Türkiye'de kısa sürede çözülüp, resmin netleşmesi ve demokrasinin güçlenmesine dayalı bir neticenin ortaya çıkmasıyla daha da hızlanacaktır. Belirsizlik, her zaman için hep soru işareti uyandırır ama resmin netleşmesi verilecek kararı çok daha olumlu etkileyecektir. Bu ay sonu veya önümüzdeki ayın başı kalan maddelerin gerçekleşmesi neticesinde, kalan yasal düzenlemeler ve ekonomik yapısal reformlarla çok daha hızlı hareket edeceğiz. Türkiye için çok önemli olduğunu düşündüğüm, G20 ülkeleri içerisinde bir tek Türkiye'de olmayan ulusal varlık fonu dediğimiz Türkiye varlık fonunun da ortaya çıkmasıyla, Türkiye'nin finansal altyapısını güçlendirecek adımlar atılmasıyla yatırım ortamının iyileşeceğini düşünüyorum."