Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cemal Dinçer bu sezon hamsinin nispeten ince ancak miktar olarak bol olduğunu belirterek yasağın 1 yıl süreyle uzatılması durumunda hamsinin boyutunda önemli bir fark oluşacağını ve ürün kalitesinin artacağını söyledi.
Son yıllarda hamsinin neslinde küçülme görüldüğüne dikkat çeken Dinçer, “İnceliğini bir önceki yıllardaki avcılıkla bir bütün olarak düşünmek lazım. Hamsi, her ne kadar erken yaşlarda olgunluğa ulaşan bir balık olsa da biz daha önce hamsinin hep küçüklerini avladığımız için yani ergen olmamış sıfır, artı bir yaş grubunu avladığımızdan nesli gittikçe küçülmektedir. Yani, hamsi üreyemeden avlanmış olduğu için bir sonraki yıla yeterince geçememiş oluyor.
Hamsinin Karadeniz’in en popüler balığı olduğunu kaydeden Dinçer "Karadeniz’de hamsiye göre diğer balıklar daha az. Hamsi miktar olarak avcılığımızın yüzde 60’ını oluşturuyor. Genel olarak balıkçılık yönetimi açısından sorumlu bireyler ve tüketiciler olarak diğer balıklar içinde aynı hassasiyeti göstermemiz gerekir.
Mevcut av yasaklarımız aslında çok yetersiz değildir. Mevcut av yasaklarımız çoğunlukla büyük bir isabettir. Önemli olan bunların sahadaki uygulamalarındaki başarı oranıdır. Yoksa sanki biz; denizlerimiz korunmuyor avcılık bilinci hiç yokmuş gibi bir şey söylememiz ebetteki yanlış olur. Giderek artan çevre bilinci iyiye doğru gitmektedir. Bu süreç her zaman olduğu gibi dinamik bir süreçtir ve her katılımcıdan katkıyı bekler" diye konuştu.
“Bu sezon hamsi bol ancak ince”
Hamsinin bu sezon bol ancak ince çıktığına işaret eden Dinçer, “Bu seneki av verilerine baktığımızda hamsinin nispeten ince ancak miktar olarak yeterince bol olduğunu söyleyebiliriz. Geçmiş yıllarda uzun dönem av verilerine bakıldığında özellikle Karadeniz’deki pelajik balıklarda hamsi ile palamut arasında ters bir ilişkinin olduğunu söylememiz mümkündür. Genel olarak hamsinin bol olduğu dönemde palamudun az, palamudun az olduğu dönemde hamsinin bol olduğunu söyleyebilmemiz mümkündür. 2017-2018 yılları arasındaki karşılaşmaya baktığımızda palamutta yüzde 300 artış, hamside ise yüzde 60 oranında bir düşüş olduğunu görmekteyiz. Bu yıl palamut sezonu geçti ancak palamut yok denecek kadar az idi. Hamsi sezonu ise halen devam etmekte ancak şu ana kadar erken olmakla birlikte elimizdeki mevcut av verilerine baktığımızda hamsinin bolluğunun yeterli düzeyde olduğunu söylememiz mümkündür. Dolayısıyla bu durumda hamsi ile palamut arasındaki ters ilişkinin doğru olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Hamsinin göçü deniz suyu sıcaklığı ve besin durumuna bağlı”
Prof. Dr. Cemal Dinçer, hamsinin göçmen bir balık olduğu, göç durumunun ise deniz suyu sıcaklığı ve besine bağlı olduğunu kaydetti. Dinçer, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Hamsi göçmen bir balık. Kışlamak üzere Karadeniz’deki kıyılarımıza gelmektedir. Özellikle rutin olarak takip ettiği döngüyü büyük ölçüde deniz suyu sıcaklığına bağlı olarak devam ettirmektedir. Ancak deniz suyunda meydana gelen ekolojik değişimler özellikle su sıcaklığı ve besin bolluğu buna bağlı olarakta göçteki standart takipte değişiklikler olabilmektedir. Normal olarak hamsinin Karadeniz’de av verme periyodu 3,5-4 ay gibi olması gerekir. Kasım ayında başlayıp Mart’a kadar düzenli bir şekilde yani, homojen bir dağılım gösterir idi. Yaklaşık 15-20 yıl öncesine kadar bizim gözlemlerimiz hep bu yönde idi.
Özellikle son 5-10 yıldır hamsinin doğal olarak takip ettiği alışılmış göç durumunun da değişiklikler yaşanmaktadır. Su sıcaklığındaki değişimler ve besin bolluğuna bağlı olarak hamsi, yiyeceğini nerede buluyorsa oraya doğru, bir de uygun ortamı bulması durumunda göçünde değişiklikler yaşanmaktadır. Yani erken gelip erken gidebilmektedir. Veyahut erken gelip geç gidebilmekte. Hamsi sürü oluşturan bir balık olduğu için avlanma tekniği açısından da böyle bir teknik üzerinden örneğin gır gır avcılığı tekniği ile avlanabildiği için dağınık olarak sularımızda bulunmuş olsa bile biz hamsiyi yok olarak görebilmekteyiz. Çünkü avlanabilecek kadar bir sürü oluşturmamış olabiliyor.”