Bank Asya'da ödemeler tasfiye sonrasında

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, Banka Asya'da 2 milyar TL civarındaki mevduattan 950 milyon lirasının sigortalı olduğunu belirterek, "Bunun dışındaki mevduatlar sigortalı değil. Bankanın bütün alacaklılarını tatmin edecek malvarlığı olduğunu tahmin ediyoruz" dedi. Gül "Tasfiye süreci sonrasında bankanın bütün alacaklarını ve malvarlıklarını paraya çevireceğiz" diye konuştu.

Yeni Şafak
Tasfiye süreci sonrasında bankanın bütün alacakları ve malvarlıkları paraya çevrilecek.

Şakir Ercan Gül yaptığı açıklamada, Bank Asya'nın normal bir banka olmadığını, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı bulunduğunu, 1,5 yıldır bu bankanın yönetiminde yer aldıklarını hatırlattı.

Bank Asya'yı satma konusunda çaba gösterdiklerini ifade eden Gül, "15 Temmuz günü, müşteri çıkmaması hasebiyle bankanın tasfiyesi kararını pazartesi günü (18 Temmuz) alacaktık ki darbe kalkışması oldu. Bu konu da çok enteresan..." şeklinde konuştu.

Bank Asya'nın normal bir banka olmaması nedeniyle hemen mevduatın ödenmesi gibi bir sürece girmediklerini, tasfiye sürecini takip ettiklerini, mevduatın ödenmesi ile ilgili olarak kanunun, kendilerine 3 aylık bir süre öngördüğünü ve söz konusu sürenin bu ay dolacağını hatırlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fakat bu süreyi uzatma imkanımız var. Bu süreyi 3 ay uzatabiliriz. Bankada 2 milyar TL civarında mevduat var. 950 milyon lira düzeyinde sigortalı mevduat bulunuyor. Bunun dışındaki mevduatlar sigortalı değil. Ama bu bankanın bütün alacaklılarını tatmin edecek malvarlığı olduğunu tahmin ediyoruz. Tasfiye süreci sonrasında bankanın bütün alacaklarını ve malvarlıklarını paraya çevireceğiz. Ardından sıra cetvelleri oluşturacağız. Sıra cetvelleri çerçevesinde birinci derece hak sahiplerinden başlamak üzere herkesi tatmin edecek bir tasfiye süreci yürüteceğiz."

EKONOMİ
Satışlara 2017’de başlarız

"(Bank Asya hisse sahiplerine) Bir artık oluşursa bütün hissedarlara payları ölçüsünde dağıtılacak"

Şakir Ercan Gül, Bank Asya iştiraklerini öncelikli satışa çıkarttıklarını belirterek, "Emeklilik, sigorta şirketlerini satışa çıkarttık. Tasfiye süreci sürüyor. Asya Emeklilik'teki birikimlerin akıbeti... İnşallah satacağız. Birikimleri, şirketi satın alanlar değerlendirecek. Devlet katkısı devam edecek. Normal prosedür ne ise o uygulanacak." şeklinde konuştu.

Bank Asya hisse senedi sahiplerine ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Gül, "Bank Asya hissedarları hak sahibi. Bunlar ne zaman hak sahibi olacak? Tasfiye sonucunda... Bir artık oluşursa bu tutar bütün hissedarlara payları ölçüsünde dağıtılacak. Hisse sahiplerinin bir kısmı terör örgütü ile irtibatlı olmaları sebebiyle başka yargısal süreçler beklenecek. Bu kişilerle ilgili paralar bekletilecek. Mudilerde de böyle bir durum varsa o paralar da bekletilecek." yanıtını verdi.

"(Bank Asya) İflasla tasfiye arasında arafta bir noktada"

TMSF Başkanı Gül, "Banka varlıkları bu ödemelere yetecek mi? Taşınmazları ne şekilde değerlendirilecek?" sorusu üzerine, varlıkların ödemelere yeteceğini tahmin ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Ama yarın bir risk çıkar ortaya, durum farklılaşabilir. Taşınmazlarını satacağız. Bank Asya şu anda bankacılık yapmıyor. Kanun şunu söylüyor; 'önce sigortalı mevduat ödenir. Sigortalı mevduat ödendikten sonra iflası istenir.' Biz daha sigortalı mevduatı ödemediğimiz için iflasını mahkemeden istemiş değiliz. Şu anda iflasla tasfiye arasında arafta bir noktada." şeklinde konuştu.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/10/05/12/16/resized_1662d-1120_tur_picture_20161005_9633086_9633084.jpg

"Türk Ticaret Bankası'nı ekonomiye kazandırmak istiyoruz"

Fon'un elindeki Türk Ticaret Bankası'nın tasfiye edilmekte ve hisselerinin yüzde 99'unun devlete ait olduğunu belirten Gül, bankanın Türk Ticaret Bankası Munzam Sosyal Güvenlik Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı ile olan sorununu çözdüklerini ve tasfiyeyi kaldırma kararı aldıklarını hatırlattı.

Gül, "Tasfiye edilmiş bir bankanın tekrar hayata geçmesi konusunda BDDK ile bir ihtilafımız oldu. İlgili görüşmeleri yapıyoruz. İstiyoruz ki Türk Ticaret Bankası'nı da ekonomiye kazandıralım. Bunun için faaliyet izninin bu bankaya tekrar verilmesi lazım. Bu talepte bulunuyoruz. Faaliyet iznini aldığımız zaman devlet bankası gibi çalışmaktan ziyade piyasaya satacağız." diye konuştu.

"Ticari mevduatın da güvence kapsamında olmasını arzuluyoruz"

Şakir Ercan Gül, ticari mevduatın güvence altına alınması yönünde bir çalışmaları olup olmadığı sorusu üzerine, TMSF'nin, Dünya Mevduat Sigortacıları Birliği üyesi olduğunu hatırlatarak, dünya standartlarının ticari mevduatın da sigorta kapsamına alınmasını öngördüğünü, TMSF'nin uyumsuz görünen konularından birinin ticari mevduatın güvence kapsamında bulunmaması olduğunu vurguladı.

Bu konuda eleştirildiklerini ifade eden Gül, şu görüşleri dile getirdi:

"Önümüzdeki dönemde ticari mevduatın da sigorta kapsamına alınması önerimiz var. Bu öneriyi gerçekleştiren Meclis'tir. Bizim arzumuz; ticari mevduatın da güvence kapsamında olması, mevduatlar arasında ayrım yapılmaması... Geçmişteki problem, tasarruf ya da ticari mevduat meselesi değildi. Mesele, mevduat sisteminin yönetilebilirliği problemiydi. Devletimiz geçmişte bankacılık krizi ile yüksek maliyetler yüklendi. Bunun nedeni, ticari mevduatın güvence kapsamında olması değildi. Bütün bankacılık sisteminin pasifleri ödendi. Burada ticari mevduatın kabahati yok. Ticari mevduatın da tasarruf mevduatı gibi sınırlı bir şekilde, yüzde 100 güvence taraftarı değilim, güvence altında olmasını istiyoruz. Bankaların prim hesaplamaları kolaylaşacağı, gereksiz yere sıkıntılı dönemlerde ticari mevduattan tasarruf mevduatına akışkanlığın olmaması için daha sağlıklı bir sistem kurma ve dünya standartlarına uyma açısından ticari mevduatın da sisteme dahil edilmesi taraftarıyım."

Eskiden 50 bin TL olan tasarruf mevduatına garanti tutarının 100 bin TL'ye çıkartıldığını hatırlatan Gül, "Yani bir anlamda güncelleme yapıldı. İleriki dönemde tekrar güncellenebilir." dedi.

Avrupa bankacılık sektörünün, Türkiye'nin 2001 krizi döneminden çok daha zor bir durumda olmasına karşın bütün mevduata güvence vermediğine dikkati çeken Gül, özellikle Güney Avrupa'da bankacılık sektörünün ciddi açıklarla gittiğini, ancak faizlerin düşük olması nedeniyle bunun hissedilmediğini söyledi.

Gül, "Türkiye, 2001 krizinden bugüne kadar çok yol katetti. Katedilen mesafe nedeniyle krizleri çok rahat atlatıyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi, 2001 Türkiyesinde, hatta 2005 Türkiyesinde olsaydı atlatamazdık." ifadesini kullandı.

"Offshore ödemeleri 1 milyar lirayı aşabilir"

TMSF Başkanı Gül, offshore ödemelerindeki son duruma ilişkin de, şunları kaydetti:

"Offshore bizim yaramız, çok kötü bir şey... Medyanın bu konu ile çok ilgilenmediğini görüyoruz ve üzülüyoruz. 350 milyon liraya yakın para ödedik. Milletin cebinden offshore'culara para ödeniyor. Bu durum bizi rahatsız ediyor. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin kararına hiçbir şekilde katılmıyoruz. Bu kararı hukukun bütün prensiplerine aykırı buluyoruz. Dünyadaki ekonomik gelişmeleri görünce bu kararı daha vahim görüyoruz. Offshore kararından Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin mutlaka vazgeçmesini umuyoruz. Bu kararın iptali için Yargıtay'a başvurduk. Offshore ödemeleri aşağı yukarı 1 milyar lirayı aşabilir."

"(TMSF'ye devredilen) Tarım işletmeleri ile ilgili talep var"

Şakir Ercan Gül, bu yıl Hazine'ye 120 milyon dolar ödediklerini belirterek, "2001'den bu yana Hazine'ye 12,1 milyar dolar, Maliye Bakanlığına 4 milyar dolar, Türk Telekom alacakları nedeniyle Hazine'ye 1 milyar dolar ödeme yaptık. 1,5 milyar dolar Merkez Bankası avansını kapattık. Nihayetinde ödediğimiz toplam tutar 19 milyar dolara yaklaştı." diye konuştu.

Gül, yeni devredilen şirketlere şimdiden yurt dışında talep olup olmadığı yönündeki soru üzerine de, "Var ama realize olduğunda söyleyelim. Tarım işletmeleri ile ilgili talep var, arayan soran var." dedi.

TMSF'ye devredilmiş halka açık şirketler ile ilgili prosedürün işleyişine ilişkin de Gül, bu konuda SPK mevzuatı doğrultusunda hareket ettiklerini, hisseye zarar verecek bir durum içinde olmayacaklarını, halka açık hissenin de hukukunu korumakla yükümlü bulunduklarını söyledi.