Prof. Dr. Birol Akgün / Türkiye Maarif Vakfı Başkanı
Prof. Dr. Muzaffer Şeker / Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı
İnsanlık tarihinde Türkler gibi büyük devletler ve medeniyetler kurmuş milletlerin üç temel ortak özelliğinden bahsedilebilir. Birincisi, zaman ve mekân kontrolünün somut ifadesi olan harita ve atlaslara sahip olmak; ikincisi, tarih yazmak ve kronikler vücuda getirmek; üçüncüsü ve en önemlisi ise kendileri dâhil diğer toplumları ve kültürleri tanımlayan, anlamlandıran ve açıklayan ansiklopedik eserler telif etmektir.
Ansiklopedi, geçmişin kolektif birikimi ve hafızası olduğu kadar geleceğin ideal vizyon belgesi, damıtılmış, özümsenmiş ve tasnif edilmiş bilgiler kümesidir. Ansiklopedi bilim, sanat ve düşüncenin el ele vererek inşa ettiği muhkem bir kale, güvenli bir liman, emin bir rehber ve medeniyetlerin temel göstergeleridir.
Sosyal bilimlerin verileri ışığında dünyanın diğer büyük kültür ve medeniyet toplumları gibi köklü bir derinliğe sahip olan Türklerin Türkistan, Mezopotamya, Anadolu, Balkanlar, Kafkaslar, Kuzey Afrika başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde varlık gösterdikleri, devletler kurdukları ve köklü medeniyetler inşa ettikleri bilinen bir gerçektir. Müslüman Türkler, IX. yüzyıldan itibaren, kurdukları irili ufaklı birçok devletin en gelişmişlerinden olan Selçuklular, Timurlular, Bâbürlüler ve Osmanlılar ile bugünün modern dünyasını da etkileyen kapsamlı bir bilim, kültür, sanat ve medeniyet tecrübesi üretmişlerdir. Şüphesiz İslam öncesinden bugüne binlerce yıllık kültürel devamlılık ve somut bilim, kültür, sanat mirası üreten Türklerin bu sürekliliği sağlamada tercih ettikleri eğitim felsefeleri, yöntemleri, teknikleri, görüşleri, düşünceleri, tercihleri ve zamana göre farklılaşan uygulamaları vardır.
KENDİ DERUNUNA DÖNME EŞİĞİ
Orhon yazıtları gibi dünyanın ilk yazılı kültür-siyaset belgelerinden birine sahip olan Türklerin hem bu yazıtları ortaya koyma ortamı hem de metinlerin içeriğindeki devlet, toplum ve insana dair ikazlar ve öğütler; Türkistan Türkleri arasındaki bilgi, bilim, eğitim, kültür ve sanat düzeyinin somut belgesidir. Türkçe’nin zengin ve derin anlam dünyasıyla bu dilde üretilmiş sözlü kültür ürünleri, modern eğitim kavramsallaştırmasının ötesine geçen bir iklimi yansıtmaktadır.
Orhon, Yenisey ve Ötüken yazıtlarına yansıyan devlet ve toplum felsefesi, İslam’ı kabulden sonraki ilk sözlüğümüz Dîvânü Lugāti’t-Türk, ahlak ve siyasetname klasiği Kutadgu Bilig gibi onlarca kurucu metin daha fazla bilinir hale gelmektedir. Sözlü kültür ve ezbere dayalı öğrenme, öğretme Türk toplumunda son derece yaygındır. Modern döneme kadar metinlerin kahir ekseriyetinin manzum yazılmasının bir nedeni de sözlü kültüre uyum içindir. Şiirin her türü başta olmak üzere, atasözleri, deyimler, türküler, ağıtlar, ninniler ve masallar hayatın seyrini ve istikametini belirleyen ilkeler bütünü işlevini görmüştür. Sözlü kültür deryasını modern eğitim, mantık ve bunların kavramsallaştırmalarıyla idrak zordur. Kendi derununa dönmek ve onu keşfetmek ameliyesinin eşiği; Türk sözlü kültür ürünlerinin eğitim kaynağı, aracı, metni, söylemi olarak kullanıldığını kabul ederek bunun tarihteki yerini belirlemektir.
XIX. yüzyılın başlarından itibaren modernleşme süreçlerine cevap vermekte zorlanan kültür, eğitim ve düşünce dünyamız, son birkaç on yıldan beri silkinme emaresi göstererek bu coğrafyadaki varlık ve zaman şuurunu yeniden idrak etmektedir. Yeni üniversiteler, artan uluslararası öğrenciler, araştırma merkezleri, yeni kurulan uluslararası eğitim ve kültür kurumları, kütüphaneler, yeni ansiklopediler, atlaslar ve yazma eserlerin edisyon kritikle yeniden yayımlanması, yeni tercümeler, Osmanlı Türkçesi matbu eserlerin elektronik ortamlara aktarılması vb. çabalar köklerle buluşma heyecanını depreştirirken, eskimez yenilerin kapılarını aralamakta ve geleceğe dair büyük ümitler yeşertmektedir.
İKİ GÜZİDE KURUMDAN TÜRKİYE YÜZYILI HEDİYESİ
Türkiye’nin uluslararası sahadaki eğitim markası “Türkiye Maarif Vakfı” ile ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel çalışmalar ve bilim diplomasisi ile temayüz eden Türkiye Bilimler Akademisi gibi iki millî eğitim ve kültür kurumunun öncülük ve koordine ettiği Türk Maarif Ansiklopedisi bu zincire takılan güçlü halkalardan biridir.
Türk Maarif Ansiklopedisi Cumhuriyet’in yüzüncü kuruluş yıl dönümüne armağan edilmek üzere geniş ve kapsamlı bir proje olarak 2020 yılında planlanmış ve 2023 yılında tamamlanması hedeflenmiştir. Türkiye’nin yeniden yükselişi ve insanlığın öncü bir medeniyet havzası haline dönüşmesi hemen her sahada özgün bilgi üretiminden geçmektedir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken Türk Maarif Ansiklopedisi, Türkiye’nin bekasında ve geleceğinde bilgi, sanat ve kültürün hayatî konumunun farkında olunduğuna dair Türk akademik camiasınca verilen mütevazi bir cevaptır. Bu cevap, son derece zengin, özgün, kendi içinde tutarlı, kendine ve bütün insanlığa faydalı bir tecrübe üretmiş, tarih yazmış olan bu coğrafya insanının birikiminden güç ve cesaret almakta ve meşruiyetini ona yaslanarak sağlamaktadır.
Yoğun ve titiz bir gayretin mahsulü olan Türk Maarif Ansiklopedisi Türkiye Maarif Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin Cumhuriyetimizin 100. yılına armağanıdır. Mâziden âtiye, Türk eğitim, kültür ve irfanını tanımaya mütevazi bir davet ve başlangıç olan bu eserin okuyanlara yeni ufuklar açması ve yeni çalışmalara kaynaklık ve rehberlik etmesi dileğiyle…