Azerbaycan Türkiye ilişkilerinde yeni dönemin hedefleri

Yeni dönemde, iki müttefik ülke arasında eğitimde, ekonomide, savunma sanayiide, enerjide ve taşımacılık alanında gerçekleştirilmeyi bekleyen projeler bulunmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı’na küresel bir güç katmak her iki ülkenin de dış politika hedeflerindendir. Aslında her iki ülkenin de temel stratejisi, çok kutuplu dünya düzenine geçiş sürecinde kuvvetli birer aktör olmaktır.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Dr. Cavid Veliyev Hazar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi, Bakü

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 7 Şubat seçimlerini kazandıktan sonra 19 Şubat tarihinde ilk yurt dışı ziyaretini geleneğe sadık kalarak Türkiye’ye yaptı. Ziyaret sırasında yaptığı açıklamada “İki kardeş ülkenin ilişkilerini ecdatlarımızın anlayışına sadık kalarak sürdüreceğiz” dedi. Aslında Cumhurbaşkanı Aliyev, seçim platformunda da Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile ilişkileri öncelikli dış politika hedefi olarak belirlemişti.

Ziyaret zamanı iki müttefik ülke arasında üç önemli anlaşma imzalandı: Türkiye-Azerbaycan ortak üniversitesinin kurulması; veterinerlik alanında iş birliği; iki ülke arasında gelir üzerinden alınan vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma anlaşması. İki ülke cumhurbaşkanının basına verdiği mesajlar da yapılan anlaşmalar kadar önemliydi.

TÜRKİYE–AZERBAYCAN ÜNİVERSİTESİ

Türkiye-Azerbaycan ortak üniversitesi uzun zamandır konuşulan bir konuydu ve nihayetinde protokol imzalandı. Aslında Azerbaycan-Türkiye arasında 90'lı yılların başından itibaren eğitim alanında iş birliği devam etmektedir. On binlerce Azerbaycanlı öğrenci Türkiye'de eğitim alarak Azerbaycan'ın kadro açığının kapatılmasına katkı sağlamıştır. Özellikle tıp, harp, sosyal bilimler alanında eğitim alan öğrenciler seçkin kadroları oluşturmaktadır. Aynı şekilde Azerbaycan'da da Türk öğrenciler eğitim alma fırsatı bulmuştur. Fakat ortak üniversitenin kurulması eğitimde yeni hedeflerin gerçekleştirilmesi bakımından güç birliği anlamına gelmektedir. Cumhurbaşkanı Aliyev ortak üniversite hakkında konuşurken şunları söyledi. “Bizim genç nesillerimiz kardeşlik, müttefiklik, ortak değerler temelinde eğitim almalı, milli-manevi değerlerimize sadık olmalı, yabancı etkisinden uzak olmalı.”

Ortak üniversitenin kurulması iki ülkenin gelecek ilişkilerinde “Bir Millet İki Devlet” anlayışına sahip çıkacak, bilimsel açıdan bu mottoyu destekleyecek nesillerin yetiştirilmesine yol açacak, birçok alanda tecrübelerin paylaşıldığı ve bilim adamları arasında iş birliğinin arttığı bir kurum olacaktır. Bu üniversitede iki ülke arasında farklı alanlardaki iş birliğinin gelecekte başarılı devamı için modern bilim insanı yetiştirilecektir. Güçlü bir gelecek inşasında bu üniversite bir dönüm noktası olacaktır.

Basında yer alan bilgilere göre, eğitim dilleri Türkçe ve İngilizce olan üniversite yerleşkesi Bakü'de olacak, üniversiteyi mütevelli heyeti yönetecek ve Türkiye'deki üniversiteler bu üniversitede kendi programlarını açacaktır. Öncelik mühendislik ve diğer teknik bilimlere verilecektir. Böylece, Azerbaycanlı öğrenciler Türkiye'nin seçkin üniversitelerinin diplomalarını Bakü'deki ortak üniversiteden alabilecekler.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

AVRASYA’DA GÜÇ BİRLİĞİ

Cumhurbaşkanı Aliyev'in da ifade ettiği gibi Türkiye-Azerbaycan iş birliği sadece bölgemiz için değil, Avrasya kıtası için de önemli bir faktöre dönüşmüştür. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısındaki ilk mesajı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Azerbaycan'a karşı almış olduğu haksız kararlara ilişkin oldu. 24 Ocak tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Azerbaycan Ulusal Heyeti’nin yetki belgelerini onaylamamış ve Azerbaycanlı heyet de durumu protesto ederek parlamentoyu terk etmiştir. 16 Şubat tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin kararından esef duyduğunu ve bu kararın demokratik temsil hakkına aykırı olduğunu belirtmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu haksız karar geçersiz kılınana kadar Azerbaycan'a desteğini ve bu yönde girişimlerini sürdüreceğini belirterek, bir kez daha Azerbaycan’ın yanında olduğunu göstermiştir.

TİCARİ HEDEF 15 MİLYAR DOLAR

Ticari ilişkiler de liderlerin görüşme konuları arasındaydı. 2003 yılında yani İlham Aliyev'in ilk cumhurbaşkanı seçildiği yıl iki ülke arasında 330 milyon dolar olan ticaret hacmi geçen sene, taraflar arasında tercihli ticaret anlaşması imzalandıktan sonra 7.5 milyar dolara kadar yükseldi. İki ülke arasında ticaretin 15 milyar dolara kadar artırılması için ekonomi-ticaret heyetleri sürekli iş birliği halindedir ve bu gelecekte yakalanacak bir hedef olarak görülmektedir.

Enerji ve taşımacılık alanında ülkelerin potansiyelinin birleştirilmesi yeni dönemde de devam edecektir. Bu noktada Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının yenilenerek kapasitesinin 1 milyon tondan 5 milyon tona kadar çıkarılması çalışmaları devam etmektedir. Bu çerçevede, bu demiryolunun Kars üzerinden Nahçıvan'a kadar uzatılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 26 Eylül 2023'te gerçekleştirdiği Nahçıvan ziyaretinde iki ülke arasında iyi niyet protokolü imzalanmıştı. Bu ziyaret sırasında da taraflar arasında enerji alanında yeni bir temel atma töreni gerçekleşti ve Iğdır-Nahçıvan doğalgaz boru hattının temeli atıldı. Böylece Nahçıvan, İran'a alternatif olarak Türkiye üzerinden de doğalgaz alabilecektir. Ayrıca 2022 yılında Azerbaycan-AB arasında TANAP'ın kapasitesinin 32 milyar m3 kadar artırılmasına ilişkin de iyi niyet protokolü imzalanmış ve bu çerçevede taraflar TANAP'ın da kapasitesini artırmayı hedeflemektedir. Geçen sene Azerbaycan'dan Türkiye'ye 9 milyar metreküp doğal gaz ihraç edildi ve gelecek hedeflerden biri bu miktarın daha da artırılması yönündedir.

BARIŞ ANLAŞMASI İÇİN OMUZ OMUZA

Ermenistan-Azerbaycan arasında yeni dönemde imzalanacak barış anlaşması, her iki ülkenin omuz omuza çalışacağı yeni dönemin en önemli hedeflerinden biridir. Beş aylık olumlu gelişmeler sonrası 12 Şubat tarihinde, Ermenistan ordusu sınırda ateşkesi bozarak Azerbaycan askerini yaralamış ve bu da normalleşme sürecine ciddi zarar vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi Ermenistan'ın uzun dönemli stratejik düşünerek barış anlaşmasını imzalaması gerekiyor. Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürece zarar veren özellikle Fransa gibi üçüncü taraflara, olumlu katkı sağlamaları gerekliliği mesajı vermiştir. Şöyle ki, bir taraftan devam eden diplomatik görüşmeleri bozmaya çalışan Fransa, öte yandan Ermenistan'ı silahlandırmak suretiyle Ermenistan'ın barış anlaşmasını imzalamasını geciktirmektedir.

TÜRK DEVLETLERİ KUVVETLENECEK

Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) kurumsallaşması ve güçlenmesi de iki müttefik ülke arasında yeni dönemin temel hedeflerindendir. Seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Aliyev, yemin töreninde yaptığı konuşmada TDT'nin yeni dönemde öncelikli dış politika hedefi olacağını belirtmişti. Bu anlamda TDT'nin güçlenmesi teşkilata üye olan her bir üye ülkeyi de kuvvetlendirecektir. Azerbaycan-Türkiye ikilisi TDT çerçevesinde iş birliği açısından hem örnek, hem de lokomotif rolünü oynamaktadır. Bu çerçevede TDT'nin olağanüstü zirve buluşması bu sene temmuz ayında Türk Dünyası Kültür Başkenti Şuşa'da düzenlenecektir ve Cumhurbaşkanı Aliyev bu zirveye iştiraki için KKTC Cumhurbaşkanını da şimdiden Şuşa’ya davet etti.

Azerbaycan hem Karabağ’ın işgali sırasında hem de sonrasında her zaman KKTC’nin varlığını ve TDT'ye gözlemci üyeliğini aktif olarak desteklemiştir. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ekim 2023'te Bakü'yü ziyaret ederek Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmüştü. Bazı ülkelerin uluslararası izolasyon politikasına karşı Azerbaycan’ın KKTC'ye destek vermesi, onun uluslararası düzeyde tanınması yönünde atılmış önemli bir adımdır. Elbette bu aynı zamanda Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde milli konularda ortak tavır alınması anlamına da geliyor. Bu da nihayetinde bölgesel ve küresel düzeydeki güç birliğinin bir yansımasıdır.

TÜRK ORDU MODELİNE DEVAM

Yeni dönemdeki en önemli hedeflerden biri askeri alandaki iş birliğini derinleştirerek devam ettirmektir. 2020 Karabağ Zaferi'nden sonra Azerbaycan ordusu hızlı bir şekilde Türk ordu modelinin benimsemiştir. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yayımladığı kararname ile Azerbaycan'da Türk ordu generalleri görevlendirilmiş, Türkiye'de eğitim alan Azerbaycan özel kuvvetlerinin sayısı artırılmış, komando birlikleri oluşturulmuş ve yemin törenine bizzat Cumhurbaşkanı Aliyev de katılmıştı.

Azerbaycan ordusunun eğitim kurumları Türk ordu sistemine göre yeniden dönüştürülmüş, yeni özel kuvvetler kolejleri kurulmuştur. Her yıl düzenlenen ortak askeri tatbikatlar da devam etmektedir. Şöyle ki, taraflar arasında 2023 yılında 14, 2022 yılında ise 22 ortak askeri tatbikat yapılmıştır. İkinci Karabağ Savaşı'nda olduğu gibi 19 Eylül 2023'te Karabağ'da yapılan anti-terör operasyonunda sağlanan başarı Türk ordu modelinin Azerbaycan'da tam olarak kabul edildiğini göstermektedir.

SAVUNMA SANAYİİ ORTAKLIĞI SÜRECEK

Savunma Sanayii alanında da iş birliği artarak devam edecektir. Cumhurbaşkanı Aliyev, 7 Şubat seçiminden sonraki ilk görüntüsünü Azerbaycan silahlı kuvvetler envanterine alınan Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Araçlarının (TİHA) uçuşunu izledi ve tesislerini ziyaret etti. 2023'ün Temmuz ayında Milli Muharip Uçağı Kaan’ın geliştiricisi TUSAŞ ile Azerbaycan savunma sanayii bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği 200 Azerbaycanlı mühendisin Kaan'ın geliştirilmesinde yer alması kararlaştırılmıştı. Diğer taraftan, ANKA'nın bakım ve onarımı için Azerbaycan'da tesisler yapılmıştır. Yani birçok alanda olduğu gibi savunma sanayii alnında da güç birliği ve ortak üretim yapılmasına karar verilmiştir.

DEPREM DAYANIŞMASI

2023'ün Şubat ayında Hatay ve Kahramanmaraş gibi bölgelerde yıkıcı depremler yaşanmış ve akabinde bu bölgelerde binlerce yeni binanın yapımına başlanmıştı. Azerbaycan da bu sürece katkı vermekte ve bu çerçevede Kahramanmaraş'ta 320 dönümlük arazide kurulacak Azerbaycan bulvarında, 1000 konut ve 799 işyeri inşa etmektedir. Bunun için Azerbaycan’ın ayırdığı bütçe 100 milyon dolar tutarındadır.

YENİ DÜZENİN YENİ AKTÖRLERİ

Sonuçta, Kafkasya bölgesi Karabağ sonrası dönemde jeopolitik bir dönüşüm süreci yaşamaktadır. Bazı devletler hala bölgedeki yeni jeopolitik gerçekliği kabul etmekte direnmekte ve Ermenistan'ı silahlandırmaya devam etmektedir. Dolayısıyla gerçekleştirilen son ziyaret seçimler sonrası geleneksel ilk yurtdışı ziyareti olmasının ötesinde, yeni dönem hedeflerinin de belirlenmesi ziyareti olmuştur diyebiliriz. Yeni dönemde, iki müttefik ülke arasında eğitimde, ekonomide, savunma sanayii alanında, enerjide ve taşımacılık alanında gerçekleştirilmeyi bekleyen projeler bulunmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatı’na küresel bir güç katmak her iki ülkenin de dış politika hedeflerindendir. Aslında her iki ülkenin de temel stratejisi, çok kutuplu dünya düzenine geçiş sürecinde kuvvetli birer aktör olmaktır.

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Türkiye-Mısır ilişkileri Libya’da çözümü getirir mi?

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Sıradan ama biricik bir 28 Şubat hikayesi