Dışarıdan bakıldığında tek bir ülkeymiş gibi düşünülen ancak içinde 54 ayrı devletin bulunduğu Afrika; birbirinden farklı birçok etnik gruba, dile, dine, kültür ve geleneğe sahip bir kıta. Yüzyıllarca Batı tarafından kaynakları sömürgeleştirilmiş, insanları köleleştirilmiş bu toprakların sakinleri artık kendi ayakları üzerinde durmak, kendi kararlarını kendileri almak ve müreffeh bir yaşama sahip olmak istiyor. 21. Yüzyılın, ‘Afrika Yüzyılı’ olacağı belirtilirken Türkiye’nin Afrika’ya verdiği önem; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018’te gerçekleştirdiği Moritanya ziyareti esnasında sarf ettiği “Biz yeni dünya düzeni kurulurken Afrika ile birlikte yürümek istiyoruz” cümlesinden de anlaşılıyor. Afrikalı ülkelerle birlikte büyümek isteyen Ankara, diplomasiden ticarete, insani yardımlardan eğitime son 20 yılda dev adımlar attı.
ERDOĞAN’IN AFRİKA VİZYONU
Türkiye’nin Afrika’ya yönelik attığı ilk ciddi adım 1998 yılında hazırlanan ‘Afrika’ya Açılım Eylem Planı’ olsa da o dönem yaşanan siyasi istikrarsızlık sebebiyle asıl hareketlilik ‘Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi’ ile 2003 yılında başladı. Bu çabanın bir sonucu olarak o dönem başbakan olan Erdoğan’ın arzusuyla 2005 yılı ‘Afrika Yılı’ ilan edildi. Ankara, aynı yıl içinde Afrika Birliği’ne gözlemci üye kabul edilirken 2008’te de ‘Stratejik Ortak’ ilan edildi. Yine 2008 yılında 1. Türk-Afrika İş Birliği Zirvesi düzenlenirken Afrika’dan İstanbul’a gelen devlet başkanı ve bakanlarla temaslarda bulunuldu. Ankara’nın Afrika zirvelerinin ikincisi 2014’te Ekvator Ginesi’nin başkenti Malabo’da gerçekleşirken, üçüncü zirve ise 2021’in aralık ayında İstanbul’da organize edildi.
Afrika’yı en çok ziyaret eden lider
KITANIN YENİ GÖZBEBEĞİ TÜRK İHA’LARI
Türkiye’nin Afrika politikasının temelini uzun yıllardır ‘Yumuşak Güç’ unsurları oluştursa da son zamanlarda ilişkilere savunma sanayii kalemi de eklendi. Afrika devletlerinin neredeyse yarısı Türkiye ile savunma sanayii iş birliği anlaşması imzalarken Ankara, İHA ve SİHA satışlarının da etkisiyle 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla 6 kat artışla, kıtaya 288 milyon dolarlık savunma ihracatı gerçekleştirdi.
TİCARET HACMİ 20 YILDA YAKLAŞIK 6 KAT ARTTI
“GELECEK 25 YILA DAMGA VURACAĞIZ”
Artan ticaret hacmi, gelişen diplomatik misyon ağı, kültürel diplomaside atılan adımlar ve Türkiye’nin kıtayı dünyaya bağlayan hava taşımacılığındaki etkisi, uzun vadede ilişkilerin daha da ileri bir noktaya evrileceğine işaret ediyor. Yeni Şafak’a konuşan Dışişleri Bakanlığı Batı ve Orta Afrika Genel Müdürü Büyükelçi Nur Sağman, “Afrika’da yaptığımız işler ve aldığımız kararlarla gelecek 25 yılda Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceğine damga vuracağız” diyerek “Bu konuda çok iyimserim, tüm somut gösterge ve veriler, gelişen ve çeşitlenen ilişkilerimizin daha da ileriye taşınacağının önemli bir nişanesini teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.
Örnek ülke Somali
Ankara, Türk dış politikasının uzun yıllardır ihmal ettiği Afrika’da, adeta farkı kapatmak istercesine karşılıklı ziyaretlerle kısa sürede yoğun bir ilişki ağı geliştirdi. İşte o ziyaretlerden bir tanesi öyle bir iz bıraktı ki; hem Türkiye’nin Afrika’ya yaklaşımındaki samimiyeti dünyanın gözleri önüne serdi hem de Somali’nin makus kaderini değiştirdi.
19 Ağustos 2011’de Başbakan Erdoğan, başkent Mogadişu’yu ziyareti ettiğinde, Somaliller, bir yandan iç savaş ve terör girdabından kurtulmaya çalışıyor; diğer yandan ise kıtlık ve kuraklık ile mücadele ediyordu.
O dönem Somalili genç bir diplomat olan, bugün ise ülkesinin Savunma Bakanlığı’nı yapan Ankara Üniversitesi mezunu Abdulkadir Muhammed Nur, Erdoğan’ın o ziyaretini anlatırken, “Dünyanın adını bile duymak istemediği ülkeme 20 yıl sonra ilk defa bir başbakan, kendi ve beraberindeki heyetin canını tehlikeye atarak gelmişti” ifadesini kullanıyor. Ziyaret sonrasında Türkiye’de başlatılan yardım kampanyaları ve Ankara’nın Somali devletinin yeniden ayağa kalkması için gösterdiği siyasi, ekonomik ve askeri çaba zaman içinde çok olumlu bir sonuç verdi. Türk yardım modelinin doğrudan insana dokunan yapısı bugün Somalililerin Türkiye’ye olan sevgisinin asıl nedeni olarak gösteriliyor.
Türkçe seçmeli ders oluyor
Yunus Emre Enstitüsü’nün (YEE) Somali Milli Eğitim Bakanlığı ile başlatmayı planladığı proje kapsamında Türkçe, Somali’de seçmeli ders olarak okutulmaya başlayacak. Başkent Mogadişu sokaklarında her caddede Türkçe bilen birine rastlamak mümkünken pek çok kişi izledikleri dizi ve filmlerin de etkisiyle birçok Türkçe kelimeyi ezbere biliyor.
Kalkınma, kültür ve eğitim
TİKA KALKINMAYI ÖNCELİYOR
Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Türk dış politikasının Afrika’daki en önemli ayaklarından biri. Misyonunu, ‘Türkiye’nin sahip olduğu birikim ve imkanların karşılıklı fayda temelinde paylaşılması’ olarak tanımlayan TİKA, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyerek ülkelerin refah düzeylerinin artırılmasını önceliyor. Ajans, sağlıktan, meslek edindirme kurslarına, tarımdan kültür-sanata dair çalışmalarıyla Afrikalıların günlük hayatlarını iyileştirmeyi amaç ediniyor. Afrika’daki ilk ofisini 2005’te Etiyopya’da açan TİKA, bugün 21 ülkede yer alan ofisleriyle tüm kıtada faaliyetlerini sürdürüyor.
AFRİKA’NIN ANKA’SI: THY
Türk diplomasisi atakta
Afrika’daki ilk büyükelçiliğini 1925’te Mısır’ın başkenti Kahire’de açan Ankara, Sahra Altı bölgesindeki ilk büyükelçiliğini ise 1926’da Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da faaliyete geçirdi. 2005’te kıtadaki Türk elçiliklerinin sayısı 12 iken bu rakam bugün itibarıyla 43’e yükselmiş durumda. Öte yandan, Afrika ülkeleri de Türkiye’nin ilgisine kayıtsız kalmadı. 2008 yılının başında 10 olan Ankara’daki Afrika büyükelçiliklerinin sayısı 37’ye yükseldi. Diğer yandan Türkiye, Afrika ile geliştirdiği diplomatik ilişkilerinin de bir sonucu olarak 2009 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmiş, yapılan oylamada Afrikalı 53 üye devletin 51’inin desteğini almıştı.