Nükleer Avrupa’yı ikiye böldü

Avrupa ülkeleri, nükleer tesislerin temiz enerji kaynaklarından sayılıp sayılmaması gerektiğini tartışıyor. Fransa ve Almanya’nın kendi kurulu gücüne göre taraf olduğu tartışmanın küresel enerji krizi ortamında nereye gideceği bilinmiyor. Bu ve benzeri birçok enerjiyi yönetme kavgasının çıkacağı ortamda, planlarını önceden yapan Türkiye, arz güvenliğini sağlamayı başardı.

Burak Karaca
Arşiv

Küresel çapta yaşanan enerji krizi arz güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyarken, yaşanan arz-talep dengesizliği Avrupa’nın 2050 yılında karbon emisyonlarını sıfırlama planını sorgulamasına yol açtı. Yeşil enerjiye dönüş planları, dünya genelindeki enerji kriziyle birlikte Avrupa Birliği ülkelerini ikiye bölerken, yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımların yetersizliği nükleer enerjinin dönüşümde olup olmaması gerektiğine ilişkin tartışmaları başlattı.

EKONOMİ
Dünya ‘nükleer’ diyor

TÜRKİYE ÖNLEMİNİ ÖNCEDEN ALDI

FRANSA ÜRETİMİ ARTIRIYOR

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un daha önce nükleer reaktörlerin bir kısmını kapatma yönündeki vaadinden dönmesi ve nükleer enerji üretimini artırmaya karar verdiklerini açıklaması, yeşil enerji kutuplaşmasındaki ilk çatlak oldu.

DÜNYA
ABD ve İngiltere’den Çin’e kuşatma: Avustralya’ya 8 nükleer denizaltı

Karbon salınımında en temiz nükleer

Dünyadaki toplam kapasitesi 393 bini aşan 443 nükleer reaktörün yaklaşık 105 bin megavatı (%26,7) AB ülkelerinde.

AB’nin toplam elektrik üretimindeki nükleerin payı ise %25 düzeyinde. Araştırmalara göre nükleer enerji, karbon salınımı bakımından en temiz enerji kaynaklarından biri.

1 milyar avroluk yeni reaktör inşaatı planını açıklayan Fransa’nın yanı sıra İngiltere’nin de nükleer enerjiyi net sıfır karbon emisyonu stratejisinin merkezine koyacağı öngörülüyor.

10 ülke imzaladı