Türkiye ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz genelinde başlayan gerilim özellikle son haftalarda Meis adası özeline indi ve süreç başta Fransa olmak üzere AB üyesi ülkeler, ABD ve NATO’nun adımlarıyla daha da tırmandı.
Peki ama Anadolu’ya 2 kilometre, Yunanistan’a ise 580 kilometre uzakta olup, Atina’nın rasyonellikten ve uluslararası hukuktan uzak bir şekilde 40 bin kilometre kare genişliğinde kıta alanı yaratmasında bir ‘araç’ haline gelen Meis adası neden bu kadar önemli?
"MEİS YERİNE KIZILHİSAR KULLANILMALI"
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Meis isminin Yunanistan tarafından verildiğini ve bu nedenle Türk kamuoyunda Kızılhisar adası adının kullanılmasının daha doğru olacağına dikkat çekti.
Kızılhisar adasının Türkiye’nin Akdeniz kıyısına çok yakın bir bölgede Antalya Körfezi’nden Finike Körfezi’ne uzanan kısımda uzandığını hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Bu adanın doğusunda deniz tabanında metan gazı salımı olan çamur volkanları bulunuyor.” bilgisini paylaştı.
ÇAMUR VOLKANLARI DOĞAL GAZ POTANSİYELİNE İŞARET EDİYOR
EED Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Akdeniz’de deniz tabanında metan gazı salımlarının görüldüğü çamur volkanlarının doğal gaz potansiyeline işaret ettiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
“Metan gazı, doğal gazın içerisinde yüzde 70 ile yüzde 90 oranında yer alan önemli bir bileşen ve enerji kaynağı.
Avrupa Birliği’nin finanse ettiği çeşitli araştırmalar kapsamında Akdeniz’de metan gazı salımı olan çamur volkanları haritası çıkarıldı.
Çamur volkanları ayrıca Mısır’la Türkiye anakaraları arasındaki orta hat üzerinden çizilen Türk kıta sahanlığı boyunca ve Kızılhisar adasının doğusunda. Bu nedenle Kızılhisar (Meis) adasının doğusu birçok jeolojik araştırmaya konu olmuş, deniz tabanında gaz hidrat varlığı teyit edilmiş durumda"
ORTADOĞU TARİHİ AKDENİZ'DE TEKERRÜR EDİYOR
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Anadolu’nun adeta burnunun dibinde olup, Yunanistan’a 500 kilometreden daha uzak olan bir yer için Atina’yı neredeyse savaşacak duruma getiren şey tam olarak da bahsettiğimiz bu kaynaklar. Enerji potansiyeli yüksek bölgeleri kapsayan deniz alanlarından Türkiye’yi mahrum bırakmak üzerine kurulmuş senaryolar var. Bundan 150 yıl önce Fırat ve Dicle nehirlerinin vadilerinde petrol olduğunun farkına varılmasıyla Ortadoğu’da başlayan mücadele bugün doğalgaz için Akdeniz’de tekerrür ediyor. Ankara’nın çok dikkatli olması ve buna göre adımlar atması şart.” şeklinde konuştu.