Akşam namazı, güneş batışından sonra kılınan bir farz namazdır. Üç rekat farz, iki rekat sünnet olmak üzere toplam beş rekat namaz kılınır. Akşam namazı, İslam dininde büyük bir öneme sahiptir. Müslümanlar için günlük ibadetlerin düzenli ve disiplinli bir şekilde yapılmasını sağlar, manevi huzur ve yenilenme sağlar, ve toplumsal dayanışmayı pekiştirir. Akşam namazı, güneşin batışıyla başlayan ve günü manevi bir şekilde sonlandıran önemli bir ibadettir.
Akşam namazı, güneş batışından sonra kılınan bir farz namazdır. Müslümanlar her gün beş vakit namaz kılmak zorundadır ve akşam namazı bu namazlardan biridir. Akşam namazı, günün en son vakti olan yatsı namazından önce kılınan namazdır. Akşam namazı cemaat ile kılınabildiği gibi tek başına gerçekleştirilebilecek olan ibadetler arasındadır. Akşam namazları farzları genel olarak kısa ayetlerle icra edilir. Toplamda saat ve güneşin durumuna göre beş vakte ayrılmış olan namazların ikindi ve yatsı arasında üç rekat farz, iki rekat sünnet olmaz üzere 5 rekat olarak kılınır.
Akşam namazının en önemli durumu kişinin akşam vaktinde yorgun olmasından sebep olması durumunda bile ibadeti terk etmeme durumu ile farklı bir şekilde değerlendirilir. Bu özelliği ile nefsin en çok yenik düştüğü vakitler arasında gelmektedir. Bu nedenle de son derece büyük önem taşımaktadır. Akşam namazı kılan kişiler için meleklerin Allah'a günahlarını affetmesi yolunda dua edildiği İslam alimleri tarafından ifade edilen en önemli konudur. Akşam namazını kılan kişilerin sofralarının bereketli olması ve bereketin artmasını sağlar. Allahu Teala, akşam namazı kılan müminlere karşı merhametlidir ve akşam namazı cennet hayatı yaşamak isteyen kişilerin Allah adını zikrederek edebi kurtuluşa bir adım daha yaklaştıkları İslam bilginlerince ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) tarafından müjdelenen faziletleri arasında gelmektedir.
Akşam namazı 3 rekat farz, 2 rekat sünnet olarak toplamda 5 rekattır.
Akşam namazı 4 rekattır. İlk olarak kamet getirilir 3 rekat farz kılınır ardından 2 rekat sünnet kılınır.
Ayağa kalkarak kıyama dururuz. Besmele çekeriz.
Fatiha okuruz.
Rüku‘ya gideriz.
Secde‘ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde‘ye gideriz.
Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz.
“Es selâmu aleyküm ve rahmet’ullah” diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız.
Hz. Muhammed (SAV) ve din alimleri akşam namazı hakkında önemli hadislerde bulunmuşlardır. Bu hadisler ile akşam namazının önemi ve fazileti vurgulanmıştır. Ünlü İslam alimlerinden Buhari, Hz. Muhammed'in özellikle akşam namazının camii de kılınmasının büyük bir fazileti olduğuna dikkat çekerek, ""Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Taâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar" hadisini dile getirmiştir. Buhari, bir başka hadiste Hz. Muhammed'in, akşam namazının kılınışı ile ilgili olarak rekat ve farzlarının belirlendiği Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem üç defa: “Akşamın farzından önce (iki rekat) namaz kılınız” buyurdu" şeklinde bilgi vermiştir. Yine Buhari ve Nesai'nin derlediği hadislerde akşam namazında okunacak olan dualarla ilgili de bilgler verilmiştir; "Resulullah (sav)'ı akşam namazında et-Tur suresini okurken işittim" (Cübeyr İbnu Mut'im), "Resulullah (sav) akşam namazında Ha-mim-ed-Duhan süresini okudu" (Abdullah İbnu Utbe İbni Mes'ud)
Müslümanın namaz kılması farz-ı ayındır. Buna göre namazın kişiye farz olmasının şartları, müslüman olmak, bulûğ çağına ulaşmak ve akıllı olmak üzere üç tanedir. Bu şartlara namazın vücûb şartları yani kişinin namaz kılmakla yükümlü olmasının şartları denir. Sahih ve eksiksiz bir şekilde kılınabilmesi için namazın birtakım farzları ve vâcipleri (sıhhat şartları), sünnetleri ve âdâbı bulunmaktadır. Farzlara riayetsizlik, namazın bozulmasına yol açar. Vâcip, kesin olmayan bir delille sabit olduğu için, vâcibi inkâr eden kişi, kâfir olmaz.
Ancak bir açıklama getirmeksizin ve te'vil etmeksizin vâcibi terkeden kimse fâsık kabul edilir. Namazın vâciplerinden herhangi birinin terkedilmesi namazı bozmaz. Namazın vâciplerinden biri sehven terkedilmişse sehiv secdesi yapmak gerekir. Namazın sünnetleri, namazın vâciplerini tamamlar, onlardaki kusurları telâ- fiye ve fazla sevaba vesile olur. Sünnetlere riayet etmek ve devam etmek Peygamber'i sevmenin bir nişanesi sayılır. Bununla birlikte sünnetin terkedilmesi, ne farzın terkedilmesi gibi namazın bozulmasını ve yeniden kılınmasını, ne vâcibin kasten terkedilmesi gibi tahrîmen mekruhluğu ne de vâ- cibin sehven terkedilmesi gibi sehiv secdesi yapmayı gerektirir.
İsâet, Hanefîler'in tanımlamasına göre tenzîhen mekruhun üstünde, tahrîmen mekruhun altında yer alır. Edep (çoğulu âdâb), Hz. Peygamber'in devamlı olmaksızın zaman zaman yaptığı şeylerdir. Rükû ve secdede üçten fazla tesbih yapmak gibi. Mendup anlamına da gelir. Bunları terketmek, her ne kadar isâet sayılmaz ve kınamayı gerektirmez ise de bunlara riayet edilmesi daha faziletlidir (efdal). Esasen namazın âdâbı, yüce yaratıcının huzurunda durulduğunun farkında olunarak, zâhiren mütevazi bir halde bulunmaktır.
Farz namazlar için müstehap vakitler olduğu gibi, genel olarak namaz kılmak için uygun olmayan, yani namaz kılmanın mekruh olduğu vakitler de vardır. Mekruh vakitler iki kısımdır. Bir kısmında hiçbir namaz kılınmaz, bir kısmında ise özellikle nâfile namaz kılınmaz, kazâ namazı kılınabilir.
Güneşin doğmasından yükselmesine kadar olan zaman (şürûk zamanı ki bu yaklaşık 40-45 dakika civarındadır).
1. Fecrin doğmasından sonra sabah namazının sünneti dışında nâfile namaz kılınmaz.
Akşam namazının vakti; güneşin batması ile başlayıp, İmam Ebû Hanîfe’ye göre güneşin batışından sonra ufukta kalan aydınlık kayboluncaya kadar devam eder. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Akşam namazı vaktinin başlangıcı güneşin batışı, sonu da ufkun kayboluşudur.” (Tirmizî, Salât, 2 [151]) buyurmuştur. Bir rivâyette de Hz. Peygamber (s.a.s.), yatsı namazını şafağın kaybolmasından sonra kılmıştır (Dârekutnî, es-Sünen, 1/495-496 [1037].Rivâyetlerdeki ‘şafak’ veya ‘ufuk’ kelimeleri İmam Ebû Hanîfe’ye göre, kırmızılıktan sonraki beyazlıktır. Ayrıca İmam Ebû Hanîfe bu konuda delil olarak, “…Akşam namazı vaktinin sonu ufkun karardığı vakittir.” (bkz. Müslim, Mesâcid, 174 [612]) hadisine dayanmıştır.
İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’le birlikte diğer mezheplere göre ise akşam namazının son vakti, güneşin batışından sonraki kızıllık gidinceye kadar devam eder. Zira hadisteki şafak güneşin batışından sonraki kızıllıktır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), “Şafak kızıllıktır. O kaybolunca namaz vacip olur.” (Dârekutnî, es-Sünen, 1/506 [1056]) buyurmuştur.