Çin’de patlak veren ve kısa sürede neredeyse bütün dünyaya yayılan koronavirüs, kapitalist uygarlık üzerinde derinlemesine düşünmemizi dayatıyor bize.Seküler kapitalist sistem, büyük bir kriz yaşıyor. Sistem tıkandı artık. Sürekli hastalık üreten hastalıklı bir sistem bu.İnsanı tanrılaştırdı, azmanlaştırdı, sonuçta insanı canavara, dünyayı cehenneme dönüştürdü. Çin’de yaşanan, dünyayı büyük paniğe sürükleyen bu krizi biruygarlık kriziolarak derinlemesine tahlil etmek istiyorum bir kaç yazıyla. Önce
Çin’de patlak veren ve kısa sürede neredeyse bütün dünyaya yayılan koronavirüs, kapitalist uygarlık üzerinde derinlemesine düşünmemizi dayatıyor bize.
Seküler kapitalist sistem, büyük bir kriz yaşıyor. Sistem tıkandı artık. Sürekli hastalık üreten hastalıklı bir sistem bu.
İnsanı tanrılaştırdı, azmanlaştırdı, sonuçta insanı canavara, dünyayı cehenneme dönüştürdü. Çin’de yaşanan, dünyayı büyük paniğe sürükleyen bu krizi bir
olarak derinlemesine tahlil etmek istiyorum bir kaç yazıyla. Önce burada yazdığım felsefî bir kazı çalışması.
ÇAĞIN DİNİ: TEKNO-PAGANİZM
Bu süreçte, din yokolmadı; metamorfoz geçirdi…
Film, televizyon, bilgisayar, internet, futbol endüstrisi,
üretiyor. Yeni ikonlar, ikonalar cirit atıyor her yerde: Hız ve hazza dayalı, ayartıcı, büyüleyici, baştan çıkarıcı din-dışı kutsallıklar yeni bir din, yeni bir kutsallık biçimi ile karşı karşıya bırakıyor bizi: Yeni-paganizm bu.
Bu yeni-paganizm, çağımızda tekno-paganizm biçimine dönüşüyor…
Çağın dini: Tekno-paganizm.
İnsanı, aileyi, toplumu yerle bir edecek bu felâketin önünde İslâm’la durabiliriz yalnızca!
İslâm’ın hedef tahtasına yatırılmasının nedeni bu, kanımca.
KÜRESELLEŞME, EKONOMİK VE
Küreselleşme süreci, ekonomik senkronizasyonu dayattı.
, Brezilya, Arjantin, Mısır, Türkiye, Rusya, Hindistan, Japonya gibi orta veya orta-büyük ölçekli ülkelerin yeni-liberal düzende küresel düzlemde
dışardan kontrol edilebilmelerini, içerdense siyasî, sosyal ve kültürel fay hatları üzerinden karıştırılabilmelerini
kolaylaştıracak yapı taşlarını döşedi.
Küresel, postmodern, yeni-liberal düzen, ekonomik senkronizayon’la orta ölçekli ülkelerin siyasî yapılarını kontrol altına aldı.
Ardından postmodern, popüler kültür formlarını ve dolayısıyla tüketim biçimlerini küre ölçeğinde yayarak bu kez
biçimi üretti. Kültürel senkronizasyon,
dünyanın farklı kültürlerini, kültürel ifade ve varoluş biçimlerini buharlaştırdı.
Ekonomik senkronizasyonla
orta ölçekli güçlerin ekonomik olarak teslim alınması, kapitalist sisteme eklemlenmesi sağlandı.
Kültürel senkronizasyonlaysa
, orta ölçekli ülkeler, ekonomik senkronizasyonun ve liberalleşmesin kaçınılmaz sonucu olarak
tüketim toplumlarına dönüştürüldü
; bütün bu süreçler
sefih sekülerleşme biçimlerini patlattı
ve sonuçta bu ülkelerin kendi
kültürel derinlikleri, zenginlikleri ve toplumların aidiyet biçimleri yerle bir edildi.
“VAHŞÎ CANAVAR” OLARAK TEKNOLOJİ VE RAKAM OLARAK İNSAN!
Çağımızın en parlak düşünürü
,
teknoloji’yi “vahşî canavar”
olarak tarif etmişti.
Bizim bilim-perestlerden bunu anlayabilecek bir zekâ beklemiyoruz.
Heidegger’in “vahşî canavar” olarak teknoloji tanımı, çağımızda gerçeğe dönüşüyor. İnsan, teknolojik oyuncakların kölesi oldu çıktı. Bir
dünyayı cehenneme çevirebiliyor.
Felsefî olarak daha da ürpertici
nokta,
teknolojik kuşatmanın ötesinde, insanın düşünme melekelerini yitirmesi, hız, haz ve ayartı üzerinden duygularının kölesine dönüşmesi…
Bilgi çağı, çoktan tarih oldu
. Veri, bilgi değil.
, duygularımızı harekete geçirecek,
düşünme yetilerimizi dinamitleyen bir bomba artık!
Dahası verinin de ötesine geçmiş durumdayız:
Hepimiz birer digit’iz, rakam’ız.
Dijital dünyanın kralı robotlar artık: İnsan çoktan tahtını yitirdi. Duygusuz, ruhsuz robotlar hayatımızı robotlaştıracaklar…
Hayatımız, teknolojinin etrafında dönüyor.
Teknoloji, ayartıcı, sahte bir tanrısal güce ulaştı
. Ayartıcı ve baştan çıkarıcı.
Tanrı fikrini, hakikat fikrini yok eden; insanlığı izafileşmenin, nihilizmin eşiğine sürükleyen, başdöndürücü bir hızla gelişen teknolojik aygıtlarla insanı teknolojinin kölesine dönüştüren ve nihayetinde insanı da yok eden, bütün kültürel aidiyet biçimlerini buharlaştıran, aileyi yerinden eden, insansız, ruhsuz bir dünyanın ayartıcı, baştan çıkarıcı, hız ve hazla uyuşturucu
dini, tekno-paganizm artık.
bu sütunda, insanlığı bekleyen tehlike olarak tekno-paganizm tehlikesini yazmıştım seri olarak… Şimdi 20 yıl önce teorik olarak yaptığım gözlemlerin kısa bir sürede gerçeğe dönüştüğünü görmek beni ürkütüyor…
Tekno-paganizm felâketinin önünde sadece İslâm durabilir.
Bunu çok iyi biliyor bu düzenin kurucuları ve o yüzden terörizm filan gibi bahanelerle İslâm’a ölümcül bir darbe vurmaya çalışıyorlar…
Bütün diğer dinler fosilleştirildi ve dize getirildi ama yalnızca İslâm fosilleştirilemedi, dönüştürülemedi ve dize getirilemedi.
İslâm’ın hakikat, eşya, insan ve dünya tasavvuru
, bu tasavvurun 1400 yıl boyunca ortaya koyduğu muazzam medeniyet tecrübesi,
çağın sorunlarıyla birlikte derinlemesine kavrandığı zaman insanlığın eşiğine sürüklendiği tekno-paganizm felâketinden çıkış yollarını biz geliştirebiliriz
ancak.
#Koronavirüs
#Paganizm
#Senkronizasyon
#Felaket