Sudan’da önce halk sokaklara döküldü. Gösteriler dört ay sürdü.
Son olarak da, darbeyi yapan general, görevi bıraktığını açıkladı!
Hangi darbeci, darbe yaptıktan sonra, görevi bırakır? Tuhaf değil mi?
Sudan’da neler olduğunu tam olarak bilemiyoruz henüz. Darbe’nin gerisinde kimler var, hangi aktörler kitleleri sokağa döküyorlar, zamanla ortaya çıkacak bunlar.
Bildiğim bir şey var:
Sudan’da İngilizlerden habersiz kuş uçmaz! İngilizlerin Suudları kullanarak Mısır’dan sonra Sudan’da da darbe yaptıklarını düşünüyorum.
Sudanlıların Türkiye sevgileri, Sudan yönetiminin Türkiye’yle kurduğu stratejik ve ekonomik ilişkiler, emperyalistlerin uykularını kaçırmaya yetmişti. Darbenin nedenlerinden biri bu.
Bugün sütunumu Sudan’ı en iyi bilen, İHH’da yetişen genç bir ilim adamı ve araştırmacı kardeşimin,
’nın, Sudan’da olanları kaleme aldığı bir makalesine ayırıyorum. Sudan’da neler olduğunu ayrıntılı bir şekilde anlatan ilk metin bu. Makalenin tam metnine şuradan ulaşabilirsiniz:
Sudan’da tarih tekerrür ediyor. 2018’in son günlerinde başlayan protesto gösterilerinin aralıksız sürdüğü Sudan, 11 Nisan Perşembe sabahı darbeye uyandı.
Ordu, sabah saatlerinde Başkanlık Sarayı’nı kuşatarak yönetime el koydu. 30 yıldır iktidarda bulunan Ömer el-Beşir istifa ederek görevi bıraktı. Bu sıcak gelişmelerle birlikte Sudan’da bir dönem resmen bitmiş oldu.
Protesto gösterileri ilk olarak ekmek fiyatlarındaki anormal artış nedeniyle
Sudan’ın kuzeyindeki Atbara şehrinde başladı. Lakin kısa sürede ülke geneline yayılarak siyasal bir form kazandı ve 30 yıldır ülkeyi yöneten Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in istifası arzulanır hale geldi. Ülkenin değişik bölge ve şehirlerinde Ömer el-Beşir karşıtı gösteriler düzenlenirken rejim bu gösterilerde önce
olduğunu, zaman zaman da gösterilerin
işi olduğunu ileri sürerek
göstericilere sert müdahalelerde
bulundu.
Ölümlerin yaşanması üzerine rejim karşıtı protestolar daha da güçlendi. HRW (İnsan Hakları İzleme Örgütü) gibi insan hakları örgütleri çeşitli raporlar yayımlayarak barışçıl göstericilere yönelik şiddet uygulanmasını kınadılar.
Kendini karşı atağa geçmek zorunda hisseden
ülkenin değişik vilayetlerini ziyaret ederek
destek mitingleri düzenledi
ve bazı açılışlar gerçekleştirdi. Ne var ki bu çabaları protesto gösterilerini sona erdirmeye yetmedi.
Özellikle Sudan İstihbaratı’na (NISS) bağlı güvenlik birimlerinin protestocuları dağıtmak için giriştiği
müdahaleler esnasında gerçek mermi kullanılması, evlere zorla girilmesi ve insanlara işkence yapılması, halkta büyük tepkiye neden oldu.
Protestoların organizasyonunda rol oynayan Sudan Meslek Birlikleri (SPA), ülkedeki bütün kesimlere seslenerek
rejim karşıtı grupları bir çatı altında toplamayı başardı.
Sudan’da
Ümmet Partisi gibi geleneksel İslâmî kanadı temsil eden Sufi tarikat tabanlı siyasi partiler ve seküler görüşe sahip Mu’temer es-Sudanî
gibi diğer siyasi oluşumlar, Özgürlük ve Değişim Deklerasyonu adı altında bir araya geldiler.
Sudan toplumunun farklı kesimlerini temsil eden bütün bu gruplar, Ömer el-
Beşir’e görevi bıraktırma,
güvenilir ve tarafsız bir isim önderliğinde
kurulması ve
demokratik bir sisteme geçişin
sağlanması prensiplerinde birleştiler.
Yaşanan gelişmeler üzerine birtakım tedbirler almaya çalışan Ömer el-Beşir ise, gösterileri bastırmada etkisiz kaldığı gerekçesiyle hükümeti görevden aldı ve ülkede
bir yıl süreyle sıkıyönetim ilan
edildiğini duyurdu. Yeni hükümeti güvendiği asker kökenli isimlerden oluşturan el-Beşir, aynı zamanda partisinin genel başkanlığını da güvendiği bir isim olan Ahmed Harun’a devretti. Lakin el-Beşir’in 2020 yılında görev süresinin dolmasıyla yapılacak seçimde aday olmayacağının sinyallerini vermesine, izinsiz gösteri ve yürüyüşlere getirilen ağır cezalara rağmen, protesto gösterileri devam etti. Parlamento da bir yıllık sıkıyönetim kararını uygun bulmayarak bu süreyi altı ay ile sınırlandırdı.
gibi sloganları kullanan göstericiler, çoğunlukla iktidarda bulunan isimlerin karıştığı
da dile getirmekten geri durmadılar. Böylece dört ay gibi bir süre zarfında ülke önemli bir eşiğe gelmiş oldu.
Protesto, grev ve oturma eylemlerinin temel hedefi, Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’i istifaya zorlamak ve ülkede katılımcı bir sisteme geçişi sağlamaktı. Son dört aydır dağınık gruplar halinde farklı lokasyonlarda eylemler gerçekleştiren göstericiler, 6 Nisan 2019 tarihinde Savunma Bakanlığı önünde toplanma kararı alarak burada oturma eylemi başlattılar. Bu taktik, gösteri organizatörleri ile ordu içinden rejim karşıtı bir grubun temas sağladığı şeklinde yorumlandı. Yoğun ilginin olduğu oturma eylemi esnasında
arasında yakınlaşma gerçekleşirken NISS’e bağlı güvenlik birimlerinin halkı dağıtma çabası üç kez askerler tarafından önlendi.
6 Nisan Cumartesi gününden itibaren sıcak gelişmelerin yaşandığı ülkede, en son 10 Nisan’da hükümet yetkilileri bazı sert açıklamalar yaparak protesto gösterilerinin dağıtılacağı sinyallerini verirken ertesi gün Ömer el-Beşir taraftarlarının katılımıyla bir miting düzenleneceği duyuruldu. Hartum dışından silahlı kişileri taşıdığı iddia edilen bazı otobüslerin şehre girmeden yakalandığı yönünde gelen haberleri müteakip ülkede gece yarısından sonra sıcak gelişmeler yaşanmaya başladı.
11 Nisan Perşembe sabah 06.30 sularında askerlerin Başkanlık Sarayı’nı kuşattığı, TV ve radyo yayınlarının yapıldığı kompleksi tuttuğu ve yönetime el konulduğu
haberleri, ülkedeki denklemi bir anda değiştirdi.
Bu girişimle birlikte Sudan’da bir dönem sona ermiş görünüyor. Sudan’da yaşananlar 1964 ve 1985 yılındaki olaylarla neredeyse tıpatıp aynı. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle başlayan yoğun halk protestoları 1964’te İbrahim Abboud ve 1985’te Cafer Nimeyri iktidarlarının sonunu getirmişti. Sudan’da bugün âdeta tarih tekerrür ediyor. Yeni dönemde sivil idareye geçinceye kadar siyaseti bir süre Askerî Geçiş Konseyi şekillendirecek.