Ortak medeniyet fikri ve Türk dünyası medya rejimi

04:006/05/2019, Pazartesi
G: 6/05/2019, Pazartesi
Yusuf Kaplan

Türk devletleri ama Türkçe konuşmuyorlar! Şaka gibi ama gerçek!Türk devletleri ama müşterek bir dile, müşterek büyük rüyalara, iddialara, medeniyet fikrine sahip değiller.Oysa hepsi de müşterek dilin, müşterek büyük rüyaların, iddiaların, medeniyet fikrinin çocuğu; hepsi de aynı medeniyetin havasını soludu; aynı medeniyetin ilimde, irfanda, hikmette çığır açıcı, bin yılımızı kurucu eserleri bu topraklarda Horasan ve Türkistan havzasında ortaya kondu; bu eserleri, klasiklerimizi, kurucu kaynaklarımızı

Türk devletleri ama Türkçe konuşmuyorlar! Şaka gibi ama gerçek!

Türk devletleri ama müşterek bir dile, müşterek büyük rüyalara, iddialara, medeniyet fikrine sahip değiller.



Oysa hepsi de müşterek dilin, müşterek büyük rüyaların, iddiaların, medeniyet fikrinin çocuğu; hepsi de aynı medeniyetin havasını soludu; aynı medeniyetin ilimde, irfanda, hikmette çığır açıcı, bin yılımızı kurucu eserleri bu topraklarda Horasan ve Türkistan havzasında ortaya kondu; bu eserleri, klasiklerimizi, kurucu kaynaklarımızı bize, bütün insanlığa armağan eden büyük öncülerin, İmam Maturidî’lerden İmam Buhârî’lere, Fârâbî’lerden Şâh-ı Nakşibend’lere, Taberî’lerden Yusuf Hemedânî ve Ahmet Yesevîlere kadar büyük şahsiyetlerin menbaı Horasan ve Türkistan’da köksalan Mâverâünnehir Medeniyet Havzası oldu; ve bu menbaı bütün insanlığa cömertçe sundu.

ÖNCE MEDENİYET FİKRİ VE TÜRKÇE...
Öncelikli olarak
müşterek bir Türkçe’nin geliştirilmesi
gerekiyor;
edebiyat, sanat, düşünce
dili
olarak Türkçe’nin.
İlke şu burada:
Medeniyet dili olarak Türkçe’nin inşa edilmesi gerektiği fikrine ulaşılmadan edebiyatta, sanatta, düşüncede müşterek bir Türkçe inşa edilemez.

Önce medeniyet fikrine ulaşılması kaçınılmaz.

Medeniyet fikri, müşterek duyarlıklar, müşterek zihin setleri, müşterek bakış açıları, yaklaşım biçimleri geliştirilmesini mümkün kılacaktır.

Ondan sonra lokal duyarlıklar, yaklaşımlar, bir ayrışma nedeni değil zenginleşmenin göstergesi olur.

Bu çerçevede bir faaliyet yıllardır Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından yürütülüyor:
Türkçe’nin Şiir Şöleni.
Kırım’da düzenlenen şölene katılmıştım. Orada
Türklerin ortak bir Türkçe konuşamadıklarını
görünce hepimiz şaşkın şaşkın birbirimizin yüzüne bakıp durmuştuk.
Türkçe’nin Şiir Şöleni bir medeniyet tasavvuruna sahip yazarlar ve sanatçılarca düzenleniyor: Dün olduğu gibi bugün de vahiyden beslenecek,
ortak bir medeniyet fikri
, Türkçe’nin ortak bir edebiyat, sanat ve düşünce diline dönüşmesinin entelektüel temellerini atacaktır...

Bu arada bu yılki Türkçenin Şiir Şöleni faaliyetinin Özbekistan’da gerçekleştirileceğini öğrendim TYB İstanbul başkanı sevgili Mahmut Bıyıklı kardeşimden. (Benden habersiz Özbekistan’a almazlar sizi, benden hatırlatması!)

TÜRK DÜNYASI MEDYA REJİMİ KURULMALI!

Müşterek bir medeniyet fikrini ve tasavvurunu nasıl yerleştireceğiz, köksaldıracağız Türk dünyasında?

Elbette ki, Türkçenin Şiir Şöleni gibi faaliyetler tarihe not düşen, öncü girişimlerle.

Ama
kitlelerin dünyalarını, devletlerin politikalarını ve stratejilerini belirleyecek
hem kalıcı hem de daha geniş kapsamlı faaliyetlere ihtiyacımız var öncelikle.

Meselâ eğitim alanında ortak hedefler, ortak duyarlıklar belirlenmeli… Eğitimde kurumlararası ilişki ve iletişim biçimleri artırılmalı ve derinleştirilmeli... Karşılıklı bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımının yolları geliştirilmeli... Entellektüel konuşma, beslenme, alış-veriş trafiğini hızlandırılmalı... Böyle böyle bir kıvılcımın fitili ateşlenmeli.

Bütün bunların gerçekleşebilmesi, bu fikirlerin toplumların bütün kesimlerine ulaşmasını sağlayacak medya kurumlarının kurulmasıyla mümkün.

Bunun için
Türk dünyası medya rejimi inşa edilmeli
ve bunun işlemesini sağlayacak kurumların temeli daha fazla gecikmeden atılmalı.
Medya alanında, özellikle de televizyon’da
TRT Avaz’ın Genel Yayın Koordinatörü Sedat Sağırkaya
Bey, gece gündüz demeden çırpınıp duruyor. Türk dünyasıyla yatıp kalkıyor, dersem abartmış olmam. Öyle ki, biz Özbekistan’dayken o da bir yandan Kırgızistan ve Kazakistan’da, öte yandan da Özbekistan’da medya alanında çaplı, uzun soluklu projelere imza atmak için koştururken Özbekistan’da karşılaştık!

Sedat Bey, medeniyet fikri olan, derdi olan, tecrübesi olan, enerjisini Türk dünyasında ortak bir medya rejiminin / sisteminin kurulmasına adayan öncü bir alperen. TRT yönetimi, ilgili bakanlık Sedat Bey’in derdiyle dertlenir, rüyalarını gerçekleştirmek için her tür desteği verir umarım.

Özetle: Türk dünyası medya rejimi projesi çerçevesinde ortak televizyon programları, film projeleri, festivaller, sempozyumlar, fuarlar yapılmalı.

TÜRKLERİN DİLİ, RUSÇA MI, TÜRKÇE Mİ?
Fakat çok ciddî bir kaç sorun var öncelikli olarak halledilmesi gereken:
Türk cumhuriyetlerinin ortak dili Türkçe değil, Rusça!

Olacak iş değil diyesi geliyor insanın ama yaşanan iki asırlık Rus işgali ve hegemonyası dikkate alınırsa, Türkçe’nin değil de Rusça’nın Türklerin ortak dili olması anlaşılabilir bir yere kadar...

Bir yerden sonra, bu işe son verilmesi gerekecektir:
Türk devletleri, müşterek bir medeniyet fikri etrafında toparlandıkları zaman Rusçanın hegemonyası kendiliğinden çatırdayacak, Türkçe tahtına oturacaktır.
İkinci olarak da
Türkiye’nin Türk dünyasının anlam haritalarını ve değerlerini tarumar edecek, ahlâkını bozacak, yoz, pespaye, döküntü, ayartıcı Türk dizilerine son vermesi;
medeniyet ve tarih bilinci oluşturacak
Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdülhamit
gibi dizilere ve bu dizilerin daha nitelikli olması için daha fazla yatırım yapması şart.

Türkiye, ortak medya rejiminin kurulması konusunda öncülük edebilir; bu konuda yeteri kadar entelektüel sermayeye de, insan sermayesine de, teknolojik sermayeye de sahibiz çünkü.

#Türkçe
#Türkistan
#Horasan
#TRT Avaz
#Sedat Sağırkaya