Korona ve kaos, provokasyonlar ve ayaklanmalar...

04:005/06/2020, Cuma
G: 5/06/2020, Cuma
Yusuf Kaplan

Korona, tabiî bir âfetse, yaşattıkları da ders alınması gereken birer felâket. Korona, tabiî bir âfet değil de, mekanik bir icatsa, yaşattıkları daha fazla ders alınması gereken, Tanrı’yı kıyamete zorlayacak bir başka felâket, elbette!Koronanın ne olduğu muamma hâlâ. Komplocu açıklamalara itibar etmemek gerek. Ama eğer korona tabiî bir âfet değil de gerçekten mekanik bir icat’sa, o zaman, birilerinin insanlıkla nasıl olup da bu kadar kolayca oynayabildiği, alay edebildiği, dünyayı aptal yerine koyabildiği

Korona, tabiî bir âfetse, yaşattıkları da ders alınması gereken birer felâket. Korona, tabiî bir âfet değil de, mekanik bir icatsa, yaşattıkları daha fazla ders alınması gereken, Tanrı’yı kıyamete zorlayacak bir başka felâket, elbette!

Koronanın ne olduğu muamma hâlâ. Komplocu açıklamalara itibar etmemek gerek. Ama eğer korona tabiî bir âfet değil de gerçekten mekanik bir icat’sa, o zaman, birilerinin insanlıkla nasıl olup da bu kadar kolayca oynayabildiği, alay edebildiği, dünyayı aptal yerine koyabildiği sorunu üzerinde kafa yorulması şart.

Bu konuyu, gözardı etmek niyetinde değilim. Belki biraz daha zaman var. Biraz daha somut veriye, bilgiye ve salgından çıkmaya bir an önce...

ABD ÇATIRDAR MI? YENİ BİR DÜNYA KURULUR MU?

Koronadan çıkmadan kaos çıkarmaya çalışıyorlar ülkede! Birileri, pusu kurmuş, ülkeyi karıştırmak için sabırsızlanıp duruyor, sanki!

Bu meseleye yazının son bölümünde değineceğim. Önce korona bitmeden ABD’yi kaosa sürükleyen ayaklanmalara ve dünyanın alabileceği muhtemel şekle ilişkin bazı gözlemlerde bulunmak istiyorum.

ABD, kaynıyor... George Floyd isimli bir siyahî gencin Amerikan polisi tarafından boğazına çökerek hunharca katledilmesinden sonra Amerikan halkı korona-morona demeden ayağa kalktı; sokakları doldurdu, her yeri yaktı, yıktı, marketleri yağmaladı; tek kelimeyle, ayaklandı.

Büyük çaplı bir ayaklanma bu!

Bütün eyaletlere yayıldı, karşı-ayaklanmalara yol açtı. Bu arada ayaklanmanın şiddeti, estirdiği terör ve anarşi havası, bütün dünyada “ABD çatırdıyor mu? O beklenen, ülkeyi kasıp kavuracağı, parçalayacağı düşünülen başkaldırı bu mu?” sorularının sorulmasına yol açıyor, haklı olarak.

Bu sorular, ABD’de de soruluyor elbette.

ABD’de başlayan ve bir anda çığ gibi bütün eyaletlere yayılan, Amerikan askerinin sahaya inmesine yol açan, ABD Başkanı Trump’ın “kimsenin gözünün yaşına bakmaz, orduya ateş emri veririm” dedirtecek kadar kontrolden çıkma temayülü gösteren protesto gösterileri, ayaklanmaya, ayaklanmalar da ABD’nin parçalanmasıyla sonuçlanacak bir noktaya varır mı, bilinmez; ama bilinen şey şu: Korona sonrasında dünyayı büyük bir kaosun beklediği ürpertici gerçeği!

Korona sonrası süreçte, kısa vadede (20-25 yıllık süreçte), mevcut küresel düzen ve düzenekleri sorgulanacak ama büyük değişimler yaşanmayacak.

Ama orta vadede (40-50 yıllık zaman diliminde) ve uzun adede (80-100 yıllık süreçte) yeni bir dünyanın kurulması çabalarının kaçınılmaz olduğunu, burada bize (genelde İslâm dünyasına, özelde ise Türkiye’ye) büyük, tarihî bir rol düştüğünü söyleyeceğim.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜ AÇIK; AMA ÖNÜNÜ “BİZ” TIKIYORUZ TÜRKİYE‘NİN!

Önceki haftaki yazılarımdan birinde, İslâm’ın önü açık ama önünü biz tıkıyoruz İslâm’ın, demiş, bu meseleyi ayrıntılı olarak yazacağımı söylemiştim.

Şimdi de, Türkiye’nin önü açık; ama önünü biz tıkıyoruz ülkenin, diyorum.

Bu iki hayatî meseleyi de nasipse derinlemesine, önümüzü açacak, bir ufuk çizecek, bir zihnî yol haritası sunacak şekilde yazacağım.

Yazıyı hayatî bir noktaya dikkat çekerek bitirmek istiyorum: Korona sonrasında Türkiye’yi kaosa sürükleyecek büyük provokatif eylemler peşinde birileri...

Kim bu “birileri”?

Korona sonrası süreçte Türkiye’nin önünün açık olduğunu gören ve koronayla mücadelede Türkiye’nin bütün Batılı ülkelerin çöktüğü bir yerde, hepsinden daha başarılı bir performans sergilediğimiz için çılgına dönen şer-şirret güçler!

Askerî darbeyi deneyip sonuç alamayan, ardından bir kaç kez ekonomik darbeye kalkışıp avuçlarını yalayan türediler!

Eğer Türkiye koronayla mücadelede başarısız olsaydı, Türkiye’yi cehenneme çevireceklerdi!

Ülke içinde bunlara prim vermeye teşne siyasî ve ideolojik kesimler var, ne yazık ki!

Ama Erdoğan’ın güçlü ve kararlı liderliğiyle, yanısıra donanımlı kabinesiyle Türkiye, koronayla başarıyla mücadele edince, bu kez, kaos stratejisini devreye giydirdiler!

Sosyal kaos çıkarmayı, ardından bunu, ekonomik ve siyasî kaosa dönüştürmeyi hedefliyorlar!

Bir ayda yaşanan, ülkenin fay hatlarını patlamak için tezgahlanan ürpertici provokasyonlar, bu kaos stratejisinin ürünü!

O yüzden milleti de, devleti de, teyakkuzu elden bırakmamaya, basiretli hareket etmeye, ülkeyi karıştırmak, kaosa sürüklemek isteyen, nereden gelirse gelsin her tür provokatif girişime karşı dikkatli olmaya davet ediyorum.

Vesselâm.

#Koronavirüs
#ABD
#Türkiye
#Recep Tayyyip Erdoğan