Mü’min, ben-merkezli yaşamaz bu dünyada; Hakikat-merkezli yaşar. Allah’a iman eden mü’min kişi bilir ki, Hakk’tan gelen Hakikat varsa, hayatın bir anlamı vardır. Hakikat diye bir derdim varsa, bir mü’min olarak benim yaşadığımdan, nefes alıp verdiğimden, başkalarına da hakikatin sesini hakikatin nefesine dönüştürme cehdimden söz edilebilir.
Müslüman neden üstündür?
Müslüman’ın derdi, hakikattir; hakikatin insanlığa ulaştırılması…
Batılının derdi, hâkimiyettir; dünyaya hâkim olunması...
Buradaki fark, kimin, niçin üstün olduğunu göstermeye yeter: Batılıların derdi, güce sahip olmak ve dünyaya hükmetmektir.
Mü’min’in derdi, kendine / nefsine hâkim olmak, hayata hakikatin hükmetmesini sağlama cehdi göstermektir.
Çünkü bir mü’min, ben’ini, kendi’ni eksene alarak sürdürmez hayatı.
Batılılar, aracı öncelediler... Her tür aracı. Güç üreten araçları.
Bilgi’yi güç olarak konumladılar.
Batılılar sistemi keşfettiler, insanı veya adaleti değil.
Önce sistem, sonra insan ilkesi hâkim oldu Batı’da: Önce araç, sonra amaç.
Sistemin çöktüğünü düşünün... Refah düzeyinin çatırdadığını, ekonomik düzenin sarsıntı geçirdiğini...
Elektrikler gittiğinde, bütün New York’un mağazalarının nasıl yağmalandığını görmeniz o yüzden şaşırtıcı değil.
Burada söylediğim şey, ben Müslümanım, dolayısıyla üstünüm, değil.
Bu, Yahudilerin ırkçılıklarının bir başka versiyonu olurdu.
Böyle bir şey kabul edilemez’dir. İlkelliktir. Irkçılıktır. İnsanlığı aşağılamaktır.
Buradaki üstünlük, Müslüman olmanın, Allah’a kul olmakla, yalnızca Allah’ın önünde boyun eğdiği bilincine sahip olmasının verdiği üstünlüktür. Takva, ihlas, samimiyet, dolayısıyla her insanın eşref-i mahlûkât olduğu gerçeğini bilerek yaşaması, Müslüman olan kişiyi bu ölçütlerden yoksun olan kişiden üstün kılar.
Müslümanlar, üstünlüğü inançta, ahlâkta, davranışta değil de güçte, maddede aradıkları sürece inançlarını, kendilerine olan güvenlerini, dolayısıyla güçlerini yitirdiler; tamiri mümkün olmayan en büyük hastalığın, üstünlüğü maddeye, güce, dünyaya sahip olmakta gören Batılılara karşı aşağılık kompleksiyle yaklaşma hastalığının pençesinde kıvranmaya başladılar, düştüler...
Şöyle ki: Kendisi dışındakileri “barbar”, öteki, canavar olarak görenler değil, eşref-i mahlûkât olarak görenler insanca bir dünya kurabilirler: Dünyayı dâr / yurt edinenler, dünyayı dar ederler insana.
Tarih, buna tanıklık eder: Müslümanlar, Endülüs’e yerleştiler; herkese hayat hakkı tanıyan bir medeniyet inşa ettiler. Oysa Batılılar Endülüs’ü ele geçirdiklerinde Müslümanları Endülüs’ten sürdüler, Engizisyon mahkemelerinde barbarca işkencelere tabi tutarak katlettiler, hem de kitleler hâlinde!
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.