17-25 Aralık sinsi darbe girişimiyle, Gezi kalkışmasıyla, Kürt-Türk gerilimi çıkararak ve 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine kalkışarak Türkiye’yi dize getiremeyenler, toplumun fay hatlarını patlatarak, sinir uçlarını kaşıyarak, laik-dindar gerilimini tırmandırarak sosyal ve siyasî kaos oluşturmaya, böylelikle yeni 28 Şubat’lara zemin hazırlamaya çalışıyorlar!
Andımız’la başlayan sosyal ve siyasî kaos oluşturma süreci, Edirne’de 10 Kasım töreni sırasında yaşanan gerilimle ve Tekirdağ’da Atatürk heykeline yapılan provokatif baltalı saldırıyla sürüyor...
Türkiye’deki bazı Kemalist kesimlerle bazı İslâmî kesimler her tür provokasyona teşneler zaten. Gerek siyasî partilerin liderlerinin gerekse çeşitli sivil toplum kuruluşlarının ve cemaatlerin kendi çevrelerini ve toplumu sükûnete, sağduyuya çağırmaları gerekiyor.
Basîret ve feraset tam da bu zamanlarda lazım bize.
Türkiye’nin küresel sistem tarafından kuşatılmaya, Türkiye’ye diz çöktürülmeye, terör belâsının YPG üzerinden uluslarasılaştırılmaya çalışıldığı, beka mücadelesi verdiğimiz zorlu bir zaman diliminde, toplumun, fay hatlarının patlatılarak sosyal ve siyasî kaosun eşiğine sürüklenmesi daha da kolaylaşacaktır -Allah muhafaza!
Gerek siyasîlerin gerekse toplumun özellikle çeşitli ideolojik kesimlere mensup sivil toplum kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin, taraflarını ve toplumu sağduyuya davet etmeleri, basiretli ve ferasetli hareket etmeye çağırmaları gereken zorlu bir süreçten geçiyoruz.
Türkiye’nin güneyine konuşlandırılan terör tehdidi, sadece terör tehdidi değil Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren hem iç hem de dış tehdittir.
Fırat’ın doğusu, terör tehdidinden temizlenmediği sürece, Türkiye’nin içindeki fay hatlarının her zaman kolaylıkla patlatılabileceğini aslâ unutmamak gerekiyor.
Hem bütün siyasî partileri hem de toplumun bütün kesimlerini, Türkiye’yi sosyal ve siyasî kaosa sürükleyecek kutuplaştırıcı, fay hatlarını patlatacak söylemler ve eylemler konusunda son derece duyarlı olmaya, hassas davranmaya davet ediyorum.
Hem yöneticilerin ve bütün siyasî aktörlerin hem de toplumun bütün kesimlerinin şunu çok iyi bilmeleri gerekiyor: Şer güçler, Türkiye’nin sosyal ve siyasî kaosa sürüklenmesine yol açacak ilk büyük zaaf ânında Türkiye’yi karıştırmaktan hatta vurmaktan çekinmeyeceklerdir!
O yüzden Türkiye’nin sosyal ve siyasî kaosa sürüklenmemesi konusunda bütün kesimlerin sorumlu ve duyarlı hareket etmeleri gerekiyor.
Bugüne kadar Türk-Kürt çatışması oluşturmak istediler ama bu toplum, Müslüman feraseti ve basiretiyle izin vermedi buna.
“Andımız” tartışmasıyla hem Türk-Kürt gerilimi hem de laik-dindar gerilimi oluşturmak için inanılmaz çalışıyor fitne-fesat şebekeleri ve pespaye örgütlerle bunların emniyette ve yargıda yuvalanan tipleri!
Şu aşamada yapılmak istenen tezgâh şu: Bazı İslâmî kesimleri münferit olaylar üzerinden galeyana getirip infial oluşturularak hükümetin bazı İslâmî kesimlere, cemaatlere operasyon çekeceği izlenimi yayılmaya çalışılacak!
Sonuçta şöyle bir hava oluşturacaklar: Bakın, Hükümet, Tayyip Erdoğan, İslâmî cemaatleri temizliyor, diyecekler!
Bu, tam bir FETÖ söylemi ve projesidir. Bu söylem ve projeyle hareket eden emniyet ve yargıda yuvalanan bazı sinsi tipler gerek laik gerekse bazı İslâmî kesimleri provoke etmek için yoğun çaba gösteriyorlar!
Hükümetin bu konuda çok dikkatli olması, yargıda ve emniyette zaman zaman toplumun fay hatlarını patlatmak için gayret gösteren bu tür tiplere aslâ izin vermemesi, göz yummaması gerekiyor.
Hükümetin bu tuzağa düşmemesi, bunun için de İslâmî kesimlere karşı operasyon yapılıyor, havası oluşturulmasına karşı derhal harekete geçmesi gerekiyor.
Yargıda ve emniyette bazı tipler böyle bir imajın oluşması için yoğun gayret gösteriyor ya da hem FETÖ’nün hem de bizzat örgütlenmiş bazı Kemalist grupların emniyet ve yargıda yuvalanan adamlarına dikkat edilmesi gerekiyor!
Bu arada stadyumlar başta olmak üzere, kitlesel mekânlarda güvenlik önlemleri artırılmalı.
Yeni bir Bahriye Üçok veya Uğur Mumcu cinayetinin işlenmesine aslâ izin verilmemeli!
O yüzden, provokasyonlara karşı herkes ve her kesim azamî duyarlı ve dikkatli olmalı.
Bütün kesimlere şunu söylüyorum: İslâmî değerlere de, laik tercihlere de birbirlerini aşağılamadıkları sürece saygı duymasını öğrenmek zorundayız.
Türkiye’de vulger bir Kemalizm dalgası tırmanma eğilimi gösteriyor.
Muhafazakâr Kemalizm diye bir şey türedi ayrıca. Bu bir savrulmadır.
Kemalizm’in üstelik de son derece vulger, sloganik ve zaman zaman tehditkâr / şımarık biçimler kazanacak ölçüde tırmanma eğilimi göstermesinin birincil nedeni, İslâmî kesimlerin İslâm’ı iyi temsil edememeleri, gerek siyasette, gerek sosyal ve iktisadî hayatta İslâmî ilkeleri su gibi harcamalarıdır.
İslâm’ı hakkıyla temsil edemeyişimiz, toplumda bir boşluk oluşturdu ve bu boşluk vulger Kemalizm tarafından dolduruluyor; ama bu geçicidir.
Geçicidir; zira biz İslâm’ı hakkıyla temsil edebilirsek, hiçbir beşerî ideoloji, İslâm’ın, İslâmî duyarlıkların önüne geçemez.
Özetle: Türkiye, beka mücadelesi verirken, üstelik de seçimlere gidilirken, ülkeyi sosyal ve siyasî kaosa sürükleyecek projeleri, toplumun bütün kesimleri olarak basiretimizi ve ferasetimizi kuşanarak püskürtebiliriz.
Bu süreçte emniyette ve yargıda yuvalanan bazı “tiplerin” ülkeyi gerecek, fay hatlarını patlatacak “işler” yapmalarına hükümet aslâ göz yummamalı!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.