Cemaatler ve tarikatler, Türkiye’nin gündemine oturdu hiç beklenmedik bir zamanda ve hiç beklenmedik bir şekilde bir kez daha!
Üstelik de Türkiye’nin dışardan hiç olmadığı kadar kuşatıldığı, köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığı bir zaman diliminde.
Üstelik de ABD’nin 28yıl önce başlattığı Irak ve Suriye işgalinin, Amerikan derin devletinin en derin ayağı Yahudi şebekesinin eseri ikinci İsrail’i kurdurarak, bu güdümlü devleti bütün bölge ülkelerini istediği zaman, istediği şekilde karıştıracak bir adımı gerçeğe dönüştürmek üzereyken...
Üstelik de, sanki bu belalar yetmezmiş gibi, İdlib’te güya Türkiye’nin sarsılmaz müttefiki Rusya’nın Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp boğacak bir tuzağın tam ortasına bizi itmeye çalışırken...
Diyanet, cemaatler, tarikatler, diğer kritik İslâmî kurumlar, bu toplumun geleceğinin sigortasıdır, teminatıdır, düşmanlarının korkulu rüyalar, kâbuslar görmesine yol açan vazgeçilmez kaynaklarıdır.
Cemaatler ve tarikatleri silin, -fazla değil iki kuşaklık bir zaman dilimi içinde- bu toplumda İslâm’dan eser kalmaz!
Kalmaz; çünkü Türkiye başta eğitim olmak üzere bütün kurumlarını laikleştirmiş, dolayısıyla İslâm’ı bütün kurumlarından uzaklaştırmış kaskatı, taş gibi laik bir ülkedir.
Laikliğin din olarak görüldüğü, din katına yükseltilerek dogmalaştırıldığı, dinin hayatın her alanından uzaklaştırıldığı bu toprakların mezarını kazacak ürpertici bir laiklik anlayışının dayatıldığı son “komünist”, pozitivist, materyalist ülkesidir dünyanın!
Devletin bütün kurumlarından İslâm’ın arındırıldığı, toplumun düşünce, sanat, bilim, kültür, estetik ve ahlâk birikiminin ve ruhunun yegâne kaynağı dininin her yerden temizlendiği tek ülke Türkiye’dir dünyada!
“Cemaatler, tarikatler neden eğitime el uzatıyorlar!” diye veryansın edenler var! İnsaf!
Bizim laikliği aldığımız Fransa’da bile orta dereceli okulların üçte biri Katoliklerin kontrolündedir! Katolik okulları Fransa’nın birinci sınıf okullardır. Bizde ise hiç bir yerli, parya, Türk okulu, yabancıların kontrolündeki okulların eline su bile dökemez!
Burası sömürge ülkesi mi?
Yunan mı işgal etti de çocuklarımızın zihnini felç etti, ruhunu köleleştirdi?
Uyarıyorum!
Haykırıyorum!
Ben, bu ülkede, kendi medeniyet dinamiklerimi, değerlerimi, ruhköklerimi eksene alarak bir eğitim sistemi kurmak zorundayım.
Yeter yahu!
Bizi çağın ve kendi dünyamızın dışına fırlatan, kendimizden uzaklaştırıp çağın ağlarına bağlayarak köle yapan, kendi ayağımıza sıkmamıza yol açan bu laik, ruhsuz, pozitivist, ilkel, çağdışı, sömürgeci eğitim, medya, kültür, sanat rejimiyle çocuklarımızın mezarını kazmaktan ve bu ülkenin altını oymaktan başka bir şey yapmadığımızı gören yok mu bu ülkede -bendenizden başka Allah aşkına!?
Elbette ki,kendilerini bu ülkenin önünü açacak bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan öncü kuşakları yetiştirmeye yoğunlaşmaları gerekiyor.
Türkiye’nin dışardan çepeçevre kuşatıldığı bir zaman diliminde bu toplumun kuyusunu kazacak, toplumun farklı kesimlerini birbirine düşürecek, düşman yapacak, sinir uçlarını kaşıyacak tehlikeli işlere soyunmaktan özenle kaçınmak boynumuzun borcudur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.