Amerika, nedir, ne değildir? Amerika, gerçek değildir, meselâ!  Simülasyondur!

Amerika’da seçimler yapıldı ama doğru sonuçları alınamadı henüz; muhtemelen de hiç alınamayacak!

Amerika’nın kendine özgü yapısı böyle gerektirdiği, daha doğrusu Kant’çı anlamda Amerika’nın dokusu bunu “emrettiği” için seçimlerin doğru sonuçları değil seçimlerin istenen sonuçları alınacak, istenildiği gibi de sunulacak! Şaka değil, gerçek bu!

Amerika, gerçek değil çünkü!

Şakadır Amerika, büyük bir şaka!

Daha doğrusu, Amerika’da gerçek, şakadır; şaka, gerçek!

Şaka üstüne şaka yaşanacak, şakalar kâbusa dönüşecek, kâbuslar ayartıcı bir dille sunulacak, her şey yutulacak! Sonuçların alınması ve sunulması sürecinde epeyce “tiyatro” oynanacak! Hem de inandırıcı tiyatrolar olacak bunlar; ikna edici, ayartıcı tiyatrolar!

Bendeniz bu yazıda Amerika’da seçimlerin sonuçlarını yazmayacağım. Amerika’yı yazacağım. Siz o zaman seçim nedir, sonuçlar nasıl alınır, en önemlisi de Amerika neresidir, sorularının cevaplarını bulacaksınız!

Her tarafımız Amerika olmasına rağmen -belki de bu yüzden!- Amerika en az tanıdığımız yer!

Amerika’da yaşamıyoruz; bu kesin. Ama Amerika’yı yaşıyoruz istisnasız hepimiz! Bu daha kesin!Aman bunu kimse duymasın, öğrenmesin, bilmesin! Hemen itiraz edecek ve aslında bu tepkisinin tipik bir Amerikalı tepkisi olduğunu kendisi bile bilmeyecek: Her yer Amerika, dedik ya!

İyi de, her yer Amerika ise, Amerika neresi, peki?

Her yer Amerika! Amerika her yer!

Amerika her yerse, Amerika hiçbir yerdir, öyleyse, değil mi?

Amerika her yeri “yer” çünkü! Amerika, girdiği, değdiği, nüfûz ettiği her yerin özünü, özgürlüğünü, ruhunu yok eder!

Amerika, gerçek değil. Amerika, bir şaka! Gerçek şakası: Yapay bir dünya. Derme-çatma yapay, sahte bir inşa! Tarihsiz. Hafızasız. Felsefesiz. Müzikalitesiz. Ruhsuz. O yüzden gerçek değil, koca bir şaka! Hem de kötü bir insanlık şakası!

İnsanlığa pahalıya mal olan, insanlığın, gerçeğin, hakikatin yok olmasına, buharlaşmasına, anlamsızlaşmasına yol açan bir simülasyonlar evreni! Sığ, sahte ve yüzeysel yapaylıklar gezegeni.

Amerika, yüzey. O yüzden her şey kolaylıkla anlamsızlaşır ve buharlaşır Amerika’da ve Amerika’nın her yerde olduğu her yerin dünyasında!

Amerika gerçek değil, gölgedir; Avrupa’nın gölgesi, karikatürü, cilalanmış hayaleti!

Avrupa’nın iki dünya savaşından sonra tarihe kavuşması üzerine sahneye Amerika’nın çıkması, Avrupa’yı yutması, Avrupa’yı oynamaya, Avrupa’nın taklidini yapmaya, her bakımdan palyaçolaşmaya başlaması ve nihayetinde, Avrupa hayalinin hayalete dönüşmesi!

Amerika, yok-ülke’dir. Dystopia. Öz-ülke değildir meselâ. Öz-ülke yani dünyaya, insana, Yaratıcı’ya dâir esaslı şeyler söyleyen, insana kendini yaşayacağı, evet olmayan Amerika’yı değil de kendini yaşayacağı, kendini bulacağı, kendi olacağı, kendini aşacağı esaslı bir dünya sunan bir öz-ülke değil.

Amerika’da seçimler yapıldı yapılmasına da, Amerika, Amerikalılar seçim yapabilir mi ki?

Amerika’nın iradesi yok ki! Dünyanın en “özgürlükçü” ülkesi güya Amerika; ama özgürlüğün özünün bu kadar yok edildiği, bu kadar köleliğin özgürlük zannedildiği başka bir ülke yok bu dünyada! Bir yok-ülke Amerika, zira!

Amerika’nın iradesi yok. Amerika köle. Yeni Babil’i Yahudilerin! Yahudi beyninin ürettiği ve her şeyi ele geçirdiği, dünyayı aptallaştırdığı azman ama ayartıcı gücünün kölesi!

Parayla satın alınan ve esir edilen bir yer Amerika!

Parayla satılacak, Çin’e kaçılacak, kendi hâline, kaosa terkedilecek, felâketlerin felâketini yaşayarak tarihten silinecek ama insanlığa çok pahalıya patlayan, insanlığın kanını akıtmadığı tek yer bırakmayan, sonunda bir Frankenstein gibi kendi kanına susayan, kendi kanında boğulacak bir acıklı komediler serüveni!