Ata toprağında yeni bir kazı daha yapmaya başlıyoruz… Köklere inerek göklere yükselmenin mümkün olduğu ender coğrafyalardan biri Türkistan-Horasan havzası’nın Özbekistan mıntıkasına taze ve ruhu tazeleyici bir sefere daha çıkıyoruz…
Büyük bir manevî iştiyakla koyuluyoruz yolculuğumuza… İstanbul’dan Ürgenç’e inen uçağımız, bizi herhangi bir yere turistik gezi için gelmeyen Aşk-ı Turkuaz yolcularını medeniyetimizin kalbine bırakıyor…
Daha uçakta başlamıştı medeniyetimizin anlam ve ruh dünyasına yaptığımız kazı yolculuğumuz. Harezm’in başşehri Ürgenç’e inince bizi nasıl derûnî ve benzersiz bir yolculuk beklediğine dair ipuçlarını almaya başladık…
Köhne (Eski) Ürgenç’in medeniyetimizde oynadığı rolü örnekleriyle ayrıntılı olarak göstermeye çalışacağım yazının sonraki bölümlerinde…
Bu yazıyı Özbekistan’da Kızılkum çöllerinde otobüste yazmaya başladım. Buhara’da Balay Havuz Cuma Mescidi’nde devam ettim. Buhara Semerkand treninde ikmal ettim.
Bu devâsâ Cuma Mescidi’nde leziz bir öğle namazı kıldık. Vakit namazı ama cami tıka basa dolu. Boşluk yok camide. Yer yok! Gençler çok!
Bu, muhteşem bir şey. Geçen yıl burada teravih namazına katılmıştık. O zaman da tıka basa doluydu. Üstelik de iki hatimle teravih kılınan bir namaz olmasına rağmen. Teravih havası, tam bir bayram havası içinde geçiyordu burada.
Dış cemaat mahallinde 20 sütun ve bir havuz var ama cami halk arasında 40 sütunlu cami olarak adlandırılıyor. Nedeni, 20 sütunun da gölgelerinin havuza yansıması!
Şiir medeniyeti bu. Ve şiir gibi insanlar…
Kızılkum, insanın kanını donduruyor. Kızılkum çölleri güneşin kavurucu sıcaklarından ötürü toprağı kızartmış, kuraklık ürpertici boyutlarda…
Yalnızca iklim değil etnisite de isyan ediyor bu topraklarda.
Türkistan’ın hayat kaynağı Amuderya’nın suları kuruyor. Amuderya’nın suları, Hazar Denizi’nden akıyordu 1576 yılına kadar. 1576 yılından itibaren yatağını değiştirdi, ovalara, bomboş havzalara ve sonunda Aral Gölü’ne akmaya başladı. 1963’ten itibaren de Aral neredeyse eriyeyazmaya başlamış…
Harezm varlığını Amuderya’ya borçlu. Amuderya kuruyunca, Harezm’in münbit toprakları da kuruyor, çölleşiyor, zamanla insanın zihnini de çölleştiriyor…
Artık medeniyetin büsbütün toprağa, tabiata bağlı olduğunu söyleyemeyiz. Zihin, medeniyetin toprağı ve yatağı artık. Tabiatın varlığı insana bağlı hâle geldi. Tabiat çoğalmış: Bildiğimiz tabiatın dışında, ikinci tabiat olarak adlandırdığımız kültür hayatı inşa ermeye ve yönlendirmeye başlamış. Çağımızda ise, üçüncü tabiat olarak adlandırdığım popüler kültür kodları üzerinden üretilen dijital kültür, hayatı şekillendiren yegâne aktör konumuna yerleşmiş gelinen noktada.
Güzel bir seyahat yaptık. Aşk-ı Turkuaz adına Beytullah Yıldız kardeşim nefis bir organizasyon yapmış. Kendisine teşekkür ediyorum. Özbekistan izlenimlerimizi yazmaya devam edeceğim inşallah..
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.