Bu sözleşmenin kadın cinayetlerini korumakla bir alakasının olmadığını, aileyi çökertmeyi amaçladığını anlattık durduk yıllarca Ankara’da, hükümette, ülkenin her yerinde ve platformunda... Sonunda Cumhurbaşkanımız, kadın cinayetlerini azaltmak şöyle dursun artıran bu sözleşmeyi iptal ederek milletin feryadına kulak vermiş oldu.
Konu, kadın tecavüzü, cinayeti ve şiddeti’ydi.
Nasıl tartışıldı peki bu konu?
Şöyle: “Eğer İstanbul Sözleşmesi iptal edilirse, bu cinayetler kontrolden çıkar, dolayısıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması cinayettir!” denildi!
Konu, Pınar Gültekin cinayeti’ydi. Ama konuşulan, İstanbul Sözleşmesi’nin kadın cinayetinin önlenmesinde bir kurtarıcı olduğu iddiası!
Birincisi, İstanbul Sözleşmesi’nde kadın cinayetine, kadın şiddetine ilişkin çok şey var. Fakat bu yasa uygulamaya konulduğu zamandan bu yana kadına yönelik cinayet ve şiddet olaylarında azalma değil, artma hatta katlanma olmuş!
Demek ki, neymiş? İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik cinayet ve şiddet olaylarını azaltmamış aksine artırmış, üstelik de katlayarak artırmış!
Zokayı yutmayalım lütfen!
İstanbul Sözleşmesi’nde şiddetle, nefretle karşı çıktığımız yer burası işte: Birileri kadına cinayeti önleme kılıfı altında, bütün dünyada eşcinsel ilişki biçimlerini meşrulaştırma, dayatma ve yaygınlaştırma, dolayısıyla aile kurumunu çökertme amacı güdüyor!
Buna aslâ göz yumulamaz ve izin verilemez!
Eğer bütün bunları bilerek yapıyorsanız bu toplumun altını sinsice oyacak, aileyi sinsice ortadan kaldıracak tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz demektir ve bu tezgâhınız er geç deşifre edilip suratınıza çarpılır!
Tıpkı Polonya’da olduğu gibi...
Polonya, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyor.
Gerekçesi sarsıcı!
Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış gerekçesini açık, net ama son derece sarsıcı bir şekilde şöyle açıkladı:
“İstanbul Sözleşmesi, kabullenemeyeceğimiz sakıncalı ideolojik dayatmalar içeriyor. Meselâ bunlardan biri, ‘toplumsal cinsiyet’ düşüncesi. Buna göre cinsiyet doğuştan değil, herkesin sosyo-kültürel kararına göre belirleniyor. Bu ideolojik varsayıma dayanan sözleşmeye göre, sözleşmeyi imzalayan devletler genç nesillere, bu ‘değer ve düşünceleri’ öğretmek için eğitim sistemini değiştirmek zorunda. Önemli olanın sosyo-kültürel tercihlerimize göre belirlediğimiz cinsiyet olduğunu söylüyor. Bunu yanlış buluyoruz ve reddediyoruz.”
Kadın cinayetini kimse savunamaz! Bu sözleşmenin asıl meselesi de kadına yönelik şiddet, cinayet değil. Milleti aptal yerine koymayın!
Böyle bir sözleşmenin adının “İstanbul Sözleşmesi” olarak adlandırılması ise yüzkarası!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.