Srebrenitsa Katliamını unutma!

04:0029/01/2024, Pazartesi
G: 29/01/2024, Pazartesi
Yusuf Kaplan

Gazze’de ürpertici bir katliam ve soykırım yaşanıyor. Büyük Balkan Seyahati’mizin en manidar ayaklarından biri Srebrenitsa bölümü oldu. Srebrenitsa katliamını birinci elden tanıklıklarla tarihe kayıt düşecek şekilde kaleme alıyor Seyfullah Yiğit kardeşim bu yazıda. *** BOSNA DİRENİŞİ VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ Saraybosna yolundayız. Mihmandarımız Süleyman, Bosna’yla ilgili çok kıymetli bilgiler vermeye devam ediyor. Yine savaş yıllarında bir gemi silah merhum Erbakan Hoca vesilesiyle Hırvatlar üzerinden

Gazze’de ürpertici bir katliam ve soykırım yaşanıyor. Büyük Balkan Seyahati’mizin en manidar ayaklarından biri Srebrenitsa bölümü oldu. Srebrenitsa katliamını birinci elden tanıklıklarla tarihe kayıt düşecek şekilde kaleme alıyor Seyfullah Yiğit kardeşim bu yazıda.

***

BOSNA DİRENİŞİ VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Saraybosna yolundayız. Mihmandarımız Süleyman, Bosna’yla ilgili çok kıymetli bilgiler vermeye devam ediyor. Yine savaş yıllarında bir gemi silah merhum Erbakan Hoca vesilesiyle Hırvatlar üzerinden Boşnaklara gönderiliyor. Hırvatlar henüz Sırplarla birlik olmamışlar. Gelen silahlara Hırvatlar el koyuyor. Bunlar bizim olsun, bir gemi daha gönderin onları Boşnaklara veririz diyorlar. Bir gemi silah daha yollanıyor ve bu silahlar Boşnaklara ulaşınca güçlü bir direniş başlıyor. Boşnakların safında savaşmak için Türkiye’den bir grup bordo bereli geliyor. Aliya bunlara şunu söylüyor: “Bir mezarınız bile olmayacak.” Bordo bereliler, “umurumuzda değil” diye cevaplıyorlar. Aliya, bordo bereliler için, bunlar ölmeye gelmiş diyor.

İşgalci Sırp çetnik gruplarla Türkiye’den gelen askerler öncülüğünde direniş başlıyor. Çetnikler geri çekiliyor. Ama nasıl geri çekilme? Çok büyük vahşetler yaparak geri çekiliyorlar. Geçen yazımızda ağlamayacaksınız diye uyarmıştık. Tekrarlıyoruz: AĞ-LA-MA-YIN! Diri kalmak ve diriltmek için anlatıyoruz bunları. Her tarafı yakıp yıkarak geri çekilen çetnik gruplara BM’nin sözde barış güçleri bir şey yapmıyorlar, bilindiği gibi. Bu sebeple BM için şunu söylerler Boşnaklar. Biçare Milletler!


SRERENITSA SOYKIRIMI, İNSANLIĞIN İNTİHARI

Srebrenitsa Katliamı hepimize malumdur. BM’nin 300 askerini geri çekmesiyle elinde silah olmayan masum Boşnaklar katlediliyor. Yaklaşık 8 bin kardeşimiz hunharca katlediliyor… Srebrenitsa’da ölmek yaşamaktan çok daha evladır. Ölenler kurtuldu, kalanlar ise çok büyük acılar çekiyor. Katliamdan sonra kalan bütün kadınlara tecavüz ediliyor. Ve hemen gitmiyorlar çetnik zalimleri. 3-4 ay bekleyip öyle gidiyorlar. Srebrenitsa’daki zalimliğin şiddetini tahayyül edin edebiliyorsanız tabii… Karnı çıkan bazı kadınlar intihar etmişler. Yüzlerce böyle intihar olayları olmuş. Bazıları da intihar edememiş. Doğumunu yapmış. Özellikle eşi olanlardan bazıları eşlerini beklemiş. Eşleri askerden dönünce, kadınlar eşlerini boşamış öyle intihar etmişler. Eşlerinin kendilerine umut bağlamaması için bu yola başvurmuşlar. İffet abidesi büyük kadınlar… bu zulme rağmen hâlâ eşlerini düşünüyorlar.

Leyla şiiri var, meşhur bir şiir. Srebrenitsa’ya dönen bir asker eşi için yazmış. Kadın eşine sarılmıyor. Çünkü tecavüze uğramış. Masum ve suçsuz olduğu halde psikolojik olarak kendini kötü hissediyor ve eşine sarılmıyor. Eşi çok üzülüyor ve bu kadın da sonra eşinden ayrılıp intihar ediyor. Kadınların intiharıyla iş bitmiyor. Bu mazlum bîçarelerden doğan çocuklar büyüyorlar ve meseleyi öğrenince bu çocuklar da intihar ediyor. Acı üstüne acı… Bu çocuklardan intihar etmeyenler ise, birbirlerine sarılarak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bir dernek kurmuşlar. Bu dernek vesilesiyle bir araya gelip, birbirlerine nefes oluyorlar.

Yanımda Muharrem abi ağlıyor. Gözyaşlarını göstermemek için camdan dışarıya baksa da gözyaşlarını saklayamıyor. Otobüste derin bir sessizlik… Tam ağlayacak gibi oldum ama sonra kendi kendime şunu dedim: Hayır! Vallahi ağlamayacağım. Bütün bu acı gerçeklerle yüzleşeceğim. Bunları zihnime kazıyacağım. Böylece her dem DİRİ kalıp DİRİLTME mücadelemi sürdüreceğim. Zalimlerin yaptıkları zulümler karşısında gözyaşı dökmeyeceğim. Bütün bu zalimlerden hesap soracağız hem de İslâmî ilkelerimizden asla ama asla taviz vermeden. Muhammedî (asm) usule göre ve böylece bütün insanlığa, sadece İslâm’ın nefes olabileceğini göstereceğiz biiznillah. Bu düşünceler beni çok rahatlattı.

Kendini küçük görme Müslüman! Sen, dağların sahiplenemediği emaneti sahiplenmişsin. Bütün dünya sana düşman olsa ne yazar! Sen şuna dikkat et hele önce. Kur’an ve sünnete uyuyor mu yaşadığın hayat? Evet uyuyor, uydurmaya gayret ediyorum diyebiliyorsan hiç tasalanma. Yolun açıktır senin. Sen, dünyanın beklediği ÇERAĞSIN. Tek başıma nasıl bir çerağ olurum endişesi de seni sarmasın. Tek başına değilsin. Her bir mümin, MÜMİN olduğu ölçüsünde tek başına bir ÜMMETTİR aynı zamanda da…

Hep söylüyoruz, yine söyleyelim. Vallahi İslâm’ın sabahı yakındır. Şafak söktü sökecek. Gazze’yi ateşe veren zalimlerin hepsi bu ateşle yanıp kül olacak inşâallah. Dünyanın hali hazırdaki gidişatı uzun vadede İslâm dünyasının önünü açacak. Yeter ki bizler uyanıp hakiki kardeşler olarak birlik olalım. Ümmet şuuru dirilecek ve bütün müminler Kur’an’ın istediği şekilde kardeş olacak. Umutluyuz ve nasip olursa inşâallah bizler bu DİRİLİŞİ göreceğiz…


“SIRPLAR BİZİM ÖĞRETMENİMİZ OLAMAZ”

Srebrenitsa’dan devam edelim. 11 Temmuz’da Srebrenitsa’da anneler tekrardan ağlarlar. Tam bir cenaze törenidir 11 Temmuz Srebrenitsa’da. Mihmandar Süleyman kardeş devam ediyor konuşmaya. Boşnak askeri bu acılı olaylardan sonrada olsa güçlenir ve Belgrad’a kadar gider. Bilge Aliya’ya, şimdi sıra bizde, biz de onlara bize yaptıklarını yapalım derler. Aliya o tarihe geçmiş meşhur sözüyle cevap verir. “Sırplar bizim öğretmenimiz değildir. Ne yapmamız gerektiğini biz Sırplardan öğrenemeyiz. Bizim öğretmenimiz Hz. Peygamber’dir. O bize savaşta nasıl davranılması gerektiğini en iyi şekilde öğretmiş, savaşta çocuklara, kadınlara ve yaşlılara aslâ dokunulmamasını emretmiştir. Biz de aynen öyle yapacağız. Biz onlara, onların bize yaptığı aşağılık muameleyi yapmayacağız. Ancak bu zulmü de aslâ unutmayacağız!”

Şurası da bana çok ilginç gelmişti anlatılanlar arasında. Aliya’nın silah arkadaşının kızının çantasında bir silah ve bir mermi var. Bu arkadaşı hayatta şu an. Mihmandarımız direk bu komutandan aktarıyor bize bu bilgiyi. Tekrardan Srebrenitsa yaşanmasın diye tek mermiyle dolaşıyor kızım demiş Aliya’nın silah arkadaşı. Bu kadar derin bir iz bırakmış Srebrenitsa! Oysa bizler… unuttuk! Sütçü İmam’ın ilk kurşunu niçin attığını… Anadolu’da yaşanan zulümleri unuttuk! UNUTMAMALIYIZ! Unutmazsak gevşemeyiz ve tedbir alıp hazırlıklı oluruz. Unutmamak çok önemli.

#Bosna
#Srebrenitsa Soykırımı
#Balkanlar
#Yusuf Kaplan