Türkiye’nin entelijansiyası yok: Ülkenin tarihî derinliğini ve kültürel zenginliğini özümsemiş, tarih bilinci güçlü, medeniyet bilinci derinlikli bir öncü kuşağı yok.
Gramsci’nin “organik aydınlar”ı yok bu ülkenin. Ülkesi için nefes alıp verecek, ülkesini hakikatin yurdu, umudu ve ufku yapmaya and içecek vefakâr, fedakâr ve cefakâr öncü kuşakları yok bu sahipsiz memleketin.
O yüzden bu ülkenin en temel sorunu başına ne geldiğini bilememesidir.
Öncelikli olarak aydınlarının, entelijansiyasının başımıza ne geldiğini idrak edememesi ama celladına âşık edilmesidir.
Bir toplumun başına bundan büyük felâket gelemez, gelmiş olamaz.
Başına ne geldiğini bilmediği için, ne yapması gerektiğini de, neyi, niçin ve nasıl yapması gerektiğini de bihakkın bilemiyor. Hep yanlış başlangıçlar yapıyor iki asırdır.
Yanlış başlangıçların doğru sonuçları olmaz oysa. Eşyanın tabiatına terstir bu.
Yanlış başlangıç yaptığını bile idrak edemeyen bir entelijansiya, toplumu doğru ve ön açıcı, çığır açıcı hedeflere nasıl götürebilir ki?
Bu mümkün mü?
Olacak şey mi?
Önce başımıza ne geldiğini çok iyi okumasını bileceğiz enlemesine ve boylamasına.
Hem ülkemizin, hem medeniyetimizin hem de dünyanın başına ne geldiğini çok iyi idrak edebilmemiz gerekiyor.
Yoksa bırakınız büyük işlere imza atmayı, öncülük yapmayı, önümüzü bile göremez, ülkemizin emperyalistlere kendi çocuklarımız tarafından peşkeş çekilmesini, dolayısıyla elimizden kayıp gitmesini ve tarihin karanlık sularına gömülmesini önleyemeyiz.
Sözünü ettiğim anlamda hem bizim hem de dünyanın başına ne geldiğini hakkıyla bilmediğimiz için sürgit yanlış sorular soruyor, yanlış cevaplar veriyoruz; yanlış başlangıçlar yapıyor, yanlış yerlere, çıkmaz sokaklara sürükleniyoruz.
Yanlış başlangıçların doğru sonuçları olmayacağının en sarsıcı delili şu olsa gerek: Sistemi dönüştürmek için çıktık yola ama sistem bizi dönüştürdü sonunda.
Mücahit olarak yola çıktık.
Sonra sırasıyla evvela müteahhit olduk, ardından da her şeye müsait.
Sistemi dönüştürmek değil, yıkmamız gerekiyordu.
Putları değiştirmek değil, yıkmaya soyunmalıydık.
Ancak o zaman “Batı’ya göre” ve “Batı’ya karşı” belirlenen konumlanmanın, bizi yerimizden edeceğini, “Batıya göre” tavrıyla Batıyı doğrudan özneleştirmenin de, “Batı’ya karşı” tavrıyla Batı’yı dolaylı olarak özneleştirmenin ve kendimizi nesneleştirmenin de Batılıların belirlediği alanda ve Batılıların belirlediği kurallarla top çevirmekten başka bir işe yaramayacağını, bizi sahil-i selâmete çıkaracak yolculuğun “Batı’ya rağmen” (Batı’yı iyi tanıyarak, Batı’ya “tanımıyorum seni” diye ifade edilebilecek kendimizi özneleştirici, sahici tavır olduğunu görebilirdik.
Müslümanlar, ekonomiye yön vermeyi, ekonomiyi büyütmeyi hedefleri hâline getirdikleri zaman, asla sistemi dönüştüremezler, sistem tarafından dönüştürülürler.
Önce zihnin Müslümanlaştırılması lazım şart!
Çağdaş hurafelerden temizlenmesi arındırılması kaçınılmaz.
Önce Müslüman zihni (mekke süreci) inşa edilecek, ardından Müslümanca yaşama zemini (medine süreci), sonra da Müslüman zamanı (medeniyet süreci), çağın / insanlığın zamanı olacak, dünyanın ruhunu oluşturacak.
Bunun için inanmış ve adammış öncü kuşaklarla yola çıkılacak. Bir avuç inanmış ve adanmış öncü kuşağın çeyrek asırda tarihin akışını değiştirecek bir atılım gerçekleştirebileceği aslâ unutulmayacak!
Önce Müslüman zihnini, şahsiyetini inşa etmeden ekonomik refahı hedeflerseniz, o ekonomi refah sizi felaha, kurtuluşa eriştirmez; aksine sizin yok oluşunuzun yapı taşlarını döşer.
Müslümanlar, teknolojiyi kültürün önüne geçirerek hareket ederlerse, kendilerini entelektüel bir çıkmaz sokağın eşiğine sürüklerler ve hareket / manevra kabiliyetlerini bitirirler.
Müslümanlar başkaları ile değil, kendileri ile uğraşmazlarsa, dünyayı değiştirecek, yaşanabilir bir hayat-dünya, ufuk ve umut kaynağı bir medeniyet önerisinde bulunamazlar.
Önce insan yeşerteceğiz, sonra toprak aşka gelecek, meyve verecek…
Bu ülke, adam yetiştirecek adamlarını yetiştirebildiği zaman yol almaya başlayabilir, yol olma konusunda mesafe kat edebilir.
Aslolan yola çıkmak, yolda olmak ve yol olmaktır.
Nefes alıyorsanız, yaşıyorsunuz, yola çıkabilirsiniz demektir.
Nefes veriyorsanız, yoldasınız, yaşatıyorsunuz demektir.
Nefes oluyorsanız, yol oluyorsunuz ve tarihi siz yapıyorsunuz demektir.
Vesselâm.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Yazıda geçen putları devirmeli ve Allah’a isyankar olanı yikmaliydik ifadeleri üzerine Osmanlı sonrası İslam dünyasında nu yenilmişligi devamını isteyenler ne yazık ki araplara turklere kurtlere hintlilere pakistanlilara sistem içinde kalıp sistemi çökertmek dönüştürme hedefi için yusuf as örnek gösterildi.Halbuki yusuf as ayetler ve onların meşru sahabe anlayışını sahih olarak ortaya koyan tefsirlerden faydalinilmadan direk mealcilk yaparak kuranı sahabenin anladığı gibi nizul sebebi olan rivayetler le sunnetle anlamış olsalardı yusuf as rüyasını tabir ettigi melikle ilk buluşmasında Kurani ifade ile kelleme yani konuşmasında İbn Abbas ra öğrencisi mufessir mucahid ra in melikle yusuf uzunca konuşunca çünkü kelleme deki şeddeli durum konuşmanın çok uzunca yapıldığı anlami taşıdığını ve kuranda konuşmanın ne içerdiği geçmezken sahabe yöntemi ile konuşmanın içeriği ve melisin Müslüman olduğu bilgisi mucahidten gelen rivayetle ortaya konmuştur. Zaten alimleri kuranı sünneti sahabe nasıl anlamış yaşamışsın ancak böyle meşru olduğunu söylemeleri bundandır. Kuranı sunnetti sahabe nasıl anlamış yasamissa öyle yaparak hakikatten donulmeyecegi ve onlar gibi yaparak yegane cennete girecek firkadan olunacagi anlatılır. Melik Müslüman olması ile iş değişmiş icranin başına yusuf as geçmiş ve tefsirlerde İsrail oğulları hakimiyeti 300 yıl boyunca sağladıkları geçer. Zaten musa as döneminde ğafur mümin süresinde imanını gizleyen müslümanın dedikleri se bunu kanitlar
Yazar dan müthiş bir yazı. Diğer bütün yazılarını gölgede bırakan tamda Osmanlı sonrası İslam dünyasında olup biteni özetleyen müthiş bir yazı...Osmanlı sonrası İslam dünyasında ne olup bittiğini kuran sünnet ve iki kaynağın sahih meşru anlami olan sahabe tabiin icmaina göre degerlendirmedn hiçbir şey çözüm olmayacak bilakis yine Resulullah sav ve ashabinn büyük mucadelerle oluşturdukları ve sonrakiler babadan oğula saltanat a dönüştürmeyi ile ideal asrı saadet sisteminin ana gövdesi olan kuran sünnet ve icma merkezli sisteminin dünyaya adaleti huzuru sağladı. Taki kuran sünnet icma dan tavizler verilinceye ve bunun sonucunda düşmanların son altın vuruşu ile bu kutlu sistem kaldırılıp yerine Allaha isyanlar olan batı tarzı beşer ve hatta Ebu cehil sistemini anımsatan sistemler gelinceye kadar ümmet teslim alındı. Şeytanı lane şirke küfre karşı duran insanları kendi isyanına ortak yapıp Allah cc tek belirleyiciligine halel getiren küfür şirk dindarlığı sevketti.şu an tamda Peygamber sav öncesi döneme yazarın da dediği mekke dönemine döndü. İbrahim as İsmail as kendi nispet eden fakat Şeytanı lane nin oyunuyla insanlara şirk küfür işletip kendilerini yine de tevhid önderi İbrahim as yolunda hissettiklerine benzer bir durum olmuştur ne yazık ki İslam dünyasında...ahir zaman hadislerin de bu gerçek şu l şekilde gecmektedur:"islamin bağları vardır ilk bağ olan Allah cc belirleyici merkeze konması hakimiyeti çözülecek ve en son bağ olarak ta namaz bağı çözülecektir "buyrugu...ve gerçekten Osmanlı sonrası İslam dünyasında Peygamber ve ashabı nin merkeze Allahı ce dinini koymaları olan hakimiyeti yerine başkaları kurumları konmuştur. Namaz ve diğer İslami şiarlar içi bosaltilarak küfre şirke karşı münkeri zulmü önleyen motivasyon u sağlayan etkisi ortadan kaldırılmış aynen cahiliye araplarinin Kabe hizmeti vb İbrahim as gelen bazı içi boşaltıldigi gibi aynen ehli kitap örneğinde kendi sahih dillerinden Peygamber lerinden bazı hakikatkirintilar olduğu gibi bir durum olmuştur. Yapılması gereken sahabe gibi kuran nesli olup onların ve ehli kitap tan Müslüman olanların yaptığı gibi herşeyi sıfırlayın yeniden Müslüman olmakla ve yol haritası olarak vahyin önderliğinde sünnet gibi bir pratigin gereklerini yapmakla işe konulmalıdır vesselam
kaleminize ve yüreğinize sağlık hocam,rabbim bizi her hâl karşısında ders alabilmeyi nasip eylesin.
Bizler hep bizi oyalayacak suni sorunlarla ugrastirildik. Onlarla ugraşmaktan bir türlü yolumuzu belirleyemedik. Sosyal medyadaki yorumculara bakarak da toplum seviyesini kolayca görebiliriz. Yalanlar, ithamlar, iftiralar yaşam biçimi olmuş. Sanki işin içindeymişcesine ve tanıkmışcasına yapılan sacma sapan yorumlar. Bir de fetö'nûn Türk toplumunu yozlaştırmasını unutmamak gerekir.
zaman kaybetmeden neler yapmamız gerektiğini (+) - (-)degerlendiririp yol haritası lazım
hocam elbette en guzelini söylemiş paranızla kimseyi satın alamazsiniz gonulleri almak gerek olay budur hocama destek amacli yazdım
Yanlış değerlendirilen nokta AKP iktidara geldiğinde sistemi değiştirmek isteyenler olmasına rağmen bütün kitle öyle değildi. Halk desteği yoğun değildi. Akpye o zaman oy verenlerin %20 si ancak bu fikirdeydi tıpkı şimdi ki gibi.Geri kalan haksızlıklara kötülüklere vesayete karşı duranlardı. Bu kişilerin mücahit olduğu anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı birçok değişiklik için 10 yıl beklemek gerekmezdi.Türkiye'de hiçbir dönemde mücahit diye bahsedilen kesimçoğunluk olmadı güçlü olmadı. O gruptan biri başbakan dahi olsa diğer kesime rağmen icraat yapamazdı yapamadı da.Halka bu kadar özgürlük ve destek vermişken mücadeleyi hep liderlerden bekler oldu.Halbuki tam tersi olmalydı.
Bu işler "ya sabırla" " halkımız sandıkta cevabını verecek" diyerek olmaz.Halkın tepkisini 5 yılda bir sandığa havale ederek SİSTEMİ DEĞİŞTİREMEZSİN.Yirmi yılda yapılan budur,kırık dökük birkaç değişimi bile savunamayan,savunacak ideolojik alt yapısı olmayanlar bu işi beceremezler,beceremediler.İdeoloji,yüzünüze bir tokat atılınca diğer yüzünüzü dönmek değil karşındakini tokat atamayacak şekilde önceden etkisiz hale getirmektir.Burada en sağlam ideolojik yapı ordu olarak gözükmektedir.
men arefe nefsehu, fekat arefe EABBEHU. Muhterem hocam yüreğinize sağlık. Bir yara ancak ve ancak böyle pansuman edilir. Söylenecek şeyi ne fazlasıyla nede eksiğiyle tam söylediniz. İşte sırat-ı müstakime giden yol. YA HUUU
Aleykümselam sayın hocam, kim olduğumuzu hatırladığımızda her şey düzelecek.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.