Türkiye, fiilen işgal edilmedi ama zihnen işgal altında! Eğitimde, medyada, kültürde, sanatta hem inanılmaz bir sığlık, banallik, yozlaşma hâkim, hem de bu ülkenin medeniyet dinamiklerine, inançlarına, değerlerine ve insanına yabancılaştıran, düşman kılan çağdışı, ruhsuz ve pozitivist bir zihniyet hükümfermâ! Bu, bu ülke de, bu ülkenin çocukları da zihnen işgal altında demektir.
Mankurtlaştırıcı, epistemik köleler yetiştiren, ülkenin tarihine, kültürüne, medeniyetine yabancılaştıran ve zamanla düşman yapan bir eğitim sistemi millî olamaz. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız! Önce çocuklarımızı zihnen ve de kendi ellerimizle epistemik köleler hâline getiriyoruz, sonra bu çocukların ülkeyi terketmelerinden şikâyet etmeye kalkışıyoruz.
Çocukların, genç kuşakların suçu yok. Suçlu biziz, hepimiz. Devlet, hükümet ve aileler!
Türkiye dünyada fiilen işgal edilmeyen, sömürgeleştirilmeyen tek ülkedir ama zihnen işgal edilen, sömürgeleştirilen, içeriden ele geçirilen sonra da celladına âşık edilen tek ülkedir yine, diye bangır bangır bağırıyorum yıllardır!
Türkiye’de çocuklarımızı Batı kültürünün epistemik kölelerine dönüştüren sömürgeci eğitim sistemi, mankurtlaştırıcı bir medya rejimi, metamorfoza uğratıcı bir kültür ve sanat rejimi hâkim!
Bu ne demektir peki?
Bu ülkede alarm zillerinin çalması demektir. Burada yeri gelmişken şunu söylemek isterim: Bendeniz bu meseleleri yeni yazan biri değilim; yazı hayatına atıldığım yaklaşık 35 yıldan bu yana sürekli olarak bu meseleleri bu şekilde yazan bir yazarım.
Özgüvenini yitiren, Batı’ya karşı aşağılık kompleksiyle yaklaşan nesiller yetiştiren sığ, yüzeysel ve ezberci bir eğitim, kültür ve medya rejimiyle bu ülke uçuruma sürükleniyor sadece! Göremiyor musunuz hâlâ?
Ahmet Hamdi Tanpınar, yaşanan yüzyıllık Batılılaşma serüvenini “kültürel inkâr” olarak tarif etmişti. Bendeniz de şunu söylüyorum: Bütün kültürel inkâr girişimleri, kültürel intiharla sonuçlanır.
Şu an bu türden tehlikeli bir sürecin eşiğinden geçiyoruz. Batılı emperyalistler tarafından fiilen işgal edilemeyen Türkiye, kültürüne, değerlerine, medeniyet dinamiklerine yabancılaşan nesiller yetiştirerek zihnen işgal ediliyor!
Eğitim, kültür ve medya, bir millî güvenlik meselesine dönüşmüştür artık!
Hal böyleyken, Millî Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin pek çok bakımdan elbette tartışılacak bir Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hazırladı diye, Türkiye’nin medeniyet birikimiyle, tarihiyle, kültürüyle kavgalı celladına âşık epistemik kölelere dönüşen bazı militan çevreler tarafından topa tutuluyor! Yusuf Tekin ve ekibi Türkiye›nin en güzel millî eğitim ekibi aslında.
Bu söylediklerim yapılan yanlışlıkları gözardı etmemizi gerektirmez. Açık lise’nin kaldırılması bu ülkenin İslâmî geleceği açısından çok tehlikeli oldu. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli.
Öğretmen atamaları için savaşmalı bakanlık! Öğretmenlere sahip çıkmalı, sosyal ve ekonomik statülerini hekimlerle aynı seviyeye getirmeli. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz en önemli insanlar öğretmenlerimiz!
Sorun vahim: Bütün tartışılacak yanlarına rağmen bizim medeniyet değerlerimizi çocuklarımıza öğretmeye kalkıştığı için bakan Yusuf Tekin’in militan çevreler tarafından topa tutulması, karakter suikastına maruz kalması kabul edilemez!
Buna sessiz kalınamaz. Yusuf Tekin’e sahip çıkmak zorundayız!
Bendeniz eğitim sisteminin topyekûn bizim medeniyet dinamiklerimiz çerçevesinde silbaştan yeniden inşa edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı Fransızlar, İngilizler, Ruslar, Çinliler, Almanlar gibi. Aynen onlar gibi bizim medeniyet dinamiklerimizden beslenmeden sığ, yüzeysel, ezberci epistemik köleler yetiştiren bu sömürgeci eğitim sistemiyle hem kendi kültürümüzü hem de dünyayı iyi tanıyan parlak kuşaklar yetiştiremeyeceğimizi artık bütün çıplaklığıyla görüyor olmalıyız.
Dünyadaki başarılı eğitim sistemlerine sahip ülkelerin, pergel metaforunu harekete geçirdikleri için başarılı olduklarını söylemek bile gereksiz.
Özetle… Eğitim bir medeniyet meselesidir. Ama Türkiye’de bizim medeniyet dinamiklerimizi dinamitleme meselesine dönüştürülmüştür tam iki asırdır!
Oysa şunu iyi bileceksiniz: Her toplum kendi eğitim sistemini kendi medeniyet dinamikleri üzerine inşa eder. Ama Türkiye hâriç, nedense?!
Kültürüne, değerlerine, medeniyet dinamiklerine yabancı hatta düşman olarak yetiştirilen kuşaklar ülkeyi terketmek için can atıyorlar! Onların suçu değil bu! Bizim suçumuz! Ailelerin, devletin, hükümetin suçu!
Bu ülkenin medeniyet birikimi ve ruhu ile savaşan kesimler, ilk fırsatta ülkeyi terketmekte sakınca görmeyen ve Amerika’da, Londra’da vs evleri olan yönünü, yörüngesini, kimliğini, aidiyet bilincini yitirmiş celladına âşık kesimler, ülkenin değerlerine, medeniyet birikimine sahip çıkan Millî Eğitim Bakanı’nı topa tutan mankurtlaşmış kesimler, neyazık ki!
Oysa burası Türkiye! Müslüman bir ülke!
Burası halkının ezici çoğunluğu, neredeyse bütünü Müslüman olan bir ülke. Müslüman olmayanlara hayat hakkı tanıyan tek ve en sofistike bir arada yaşama modeli geliştiren evrensel bir medeniyetin çocukları olan benzersiz bir ülke.
Özetle ve sarsıcı bir dille toparlamak gerekirse…
Eğitim sistemi çöktü.
Üniversiteler işgal altında.
Tarihimizin en kötü dönemini yaşıyor eğitimimiz!
Çocuklarımızı kaybediyoruz!
Çocuklarımızı kaybetmemiz, ülkenin geleceğinin tehlikeye düşmesi demektir.
İşimizi gücümüzü bırakıp çocuklarımıza nasıl sahip çıkarız, onları zihnî işgalden, epistemik kölelere dönüşmekten nasıl kurtarabiliriz diye kafa yormak zorundayız. Ben 40 yıldır kafa yoruyorum. Sadece kafa yormakla kalmıyorum, ülkenin geleceğinde kilit rol oynayacak yeni Gazâlî’leri, Râzî’leri, Sinan’ları, Itrî’leri, İbn Haldun’ları, İbn Arabî’leri yetiştirecek bir kök hücre ekimi çalışması yapıyorum, çocuklarımızı hem kurda kuşa yem etmemek hem de geleceğimizi inşa edecek özgüvene ve tevazuya, ruha, derde ve ahlâk’a aynı anda sahip olacak, Türkiye’nin umudu olacak parlak bir öncü kuşak yetiştirmek için gece gündüz demeden çırpınıp duruyorum.
Hamdolsun sonuç da almaya başladık. Bu ülkenin ve çocuklarımızın sahipsiz olmadığını ispatladık.
Parasız, pulsuz, mekânsız ve imkânsız, sadece samimiyet, istikamet ve liyakat ile nasıl devrim yapılabileceğini hem dünyayı ve dünya medeniyetlerini hem İslâm’ı ve İslâm medeniyetini pergel metaforu ekseninde çok iyi tanıyacak ve dünyaya söz söyleyecek bir gelecek inşa edecek bir öncü kuşağın nasıl yetiştirilebileceğini gösterdik. Ben rahat ölebilirim artık. Vazifemi yaptım, formülün ne olduğunu, çalışmanın nasıl yapılabileceğini gösterdim ve parlak, öncü bir neslin tohumlarını ektim. Ben rahat ölebilirim artık. Hamdolsun Rabbime.
Vesselâm.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
100 yıl önce çağdaş avrupa diye diye avrupanın eğitim sistemini getirip zorla dayatılan eğitim sistemi tabii ki milli güvenlik sorunu olur.
Abı hayata kavuştuktan sonra, ölüm dediğin nedir ki....
Bakanımız ilk defa doğru ve güzel kararlar alıyor, Tebrikler
Gitmek gerek Ahi’lik rotasından!
vallahi hocam çok zor yani kültür meselesi çok derin bir mesele Bizim de alfabemiz değişmesi ile bize böyle bunları dayatmalarıyla yani kültürümüzü götürmüşler 80 yılın bir sıkıntısı var ülkemizde kolay değil yani 20 yılda falan bu iş düzelecek gibi değil yani düzelecek düzelmeye kalksa işte mankurtlar var önünde önünde nasıl filistinde Amerika'da Yahudi şaman gel ister dünya zenginleri para sahipleri dünyaya hakim olmak istiyorlarsa aynı mücadele burada da var yani onların adamları kuklaları maşaları Müslüman düşmanı inanç düşmanı hainler işimiz de kol geziyor yani bunlara karşı ülkede kanun olacak kanun adamlar akşama kadar inanan insanlara hakaretler küfürler yağdırıyorlar diyanetimize hakaretler yağdırırlar yani bunlar tedbirsiz olursa böyle amaçlarına yine ulaşırlar böyle giderler bu halk çünkü maddeci bağımlı insanlar maddi bağlanmış emperyalizmin hesabı adam maddeden paradan başka bir şey düşünmüyor şeytanlıktan iblislikten başka bir şey düşünemiyor yani akşam haberleri dinliyorsun görüyorsun dolandırılan dolandırılan dolandıran dolandırana çeşitli görsel medyalarda dolandırılıyor halkı yani söylüyor
Ahice adamlar halleder bu işi. Kalp ve el birlşkte sevgili bir yönetemle aşk toprsğıns tohum ekmek ve aşk hsrmsnında mahsül toplamak yeter bize. Hayy Hak!
İlköğretim ve Liselerde dini eğitim zorunlu olmalı; dinden bihaber, seküler üretime acilen son verilmelidir.
Allah bereketli uzun ömürler versin. Sizi bulmaya ve olmaya daha nice muhtaçlar var.
en temel meselemiz budur üstadım!
O vakıf kalkmadan bizim eğitim duzelmez
Yusuf hocam Allah razı olsun sen bizim yıllarca öncümüz oldun bizler sizi takip ettin bir uçak mühendisi ve iki tanede makine mühendisi yetiştiriyoruz inşallah bu yolda onlarda devam ederler
Rol adamlarimixi kendinden secen, kendi toplumunun ihtiyacina gore fikir icat eden ve kendi ozdegerlerine gore yasayan bizi ozledik
Geleceğimizi kurtarmak için millîk ve kök değerlerimizi rehber olarak almamız şarttır.
Allah size hayırlı uzuuun bir ömür versin hocam. Siz bize lazımsınız. Allahın izniyle henüz bir yere gitmek yok
Okullardaki fetöcü öğretmenler temizlenmeden milli eğitimde işler yoluna girmez. Çünkü bunlar soru çalarak öğretmen olmuşlar. Çalışmadıkları yetmiyormuş gibi her türlü iftira ve namussuzluklarına maruz kalıyoruz. Hükümet bunu görmeli artık. Bizim sabrımızda bir yere kadar.
Çocuklarımızı ezberci, sınav odaklı sistemden kurtarmalıyız, milli şuur vermeliyiz.12 yıl zorunlu eğitim kaldırılmalı, eski kalfa, çırak, usta sistemi getirilmeli
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.