Değerleri, o değerleri yaşatan “kültür”leri sağlam olan toplumlar kolay kolay yıkılmaz.
Gençlik, üzerinde en çok kafa patlatmamız gereken meselemiz olmalı. Gençlerini ihmal edenler, geleceklerini imha ederler, diyorum o yüzden.
Bugün konuyu ele aldığım bir yazımı, tozunu alarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Lütfen dikkatle okuyalım. Hem ülkeyi yönetenler hem de ebeveynler olarak.
Sanatı, felsefeyi, müziği filan geçtim, hayatın her alanındaki en “fringe”, en “kopuk”, en “kaçık” akımlar, hızla yayılabiliyor!
Felsefede, sanatta, hayatta en uçuk-kaçık, en sapkın akımlar (mesela feminizm hatta eşcinsellik gibi yönelimler) kolayca merkeze oturabiliyor.
Peki, normal midir bu?
Elbette ki, değildir.
Neden böyle oluyor öyleyse?
Bunun en temel nedeni, Türkiye’nin, laikleşme projesini âmentü hâline getirmesi; buna mukabil ruh köklerini, medeniyet iddialarını önce yoksayması, sonra yok etmeye kalkışması, eğitim, kültür, sanat hayatını, hayatın her alanını değerlerimizin yegâne kaynağı İslâm’dan arındırmasıdır.
Tabiat boşluk kabul etmez. Ama hayat boşluktan nefret eder ve ilk fırsatta o boşluğun yerine yenisini ikame eder. Toplumda anormalliklerin hızla yaygınlaşması kolaylaşır.
Ürpertici bir akıl tutulması yaşanır orada.
Sosyal darwinizm, geçer akçe hâline gelir.
Herkes, her grup, gücü, iktidar aygıtlarını kutsar; ekonomik, kültürel, siyasî her tür iktidar biçimini...
İktidar aygıtlarının kutsanması, gücün, dolayısıyla güç üreten araçların kutsanması sonucunu doğurur.
Ürpertici ama gerçek bu!
Bu toplum, değerlerinin, anlam haritalarının zamanlara ve mekânlara meydan okuyan, keşfedilmeyi bekleyen, yeniden insanlığa ruh üfleyecek bir medeniyet fikrini hayata geçirmemizi mümkün kılacak en köklü, en güçlü kaynağı İslâm’ı hızla kaybediyor...
Gerçekleri görmek, gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.
Genç kuşağın bu toplumun değerlerinin, varlık nedenininin en güçlü kaynağı, toplumun en zor zamanlarda ayakta durmasını, düşmanları püskürtmesin sağlayan yegâne tutamağı İslâm’la ilişkisi kopma noktasına geldi...
Bu, gelecek yarım asrı kaybettiğimiz anlamına gelir!
Peki, İslâm’la ilişkisi kopan, sıfırlanma noktasına gelen bu genç kuşakları kazanabilir, ülkemizin gelecek 50 yılını kurtarabilir miyiz peki?
Elbette ki.
Bir örnek vereyim sadece: Eğer yetenekli çocukları, ceddim Osmanlı gibi, alıp birinci sınıf bilim, ahlâk, beden ve ruh eğitiminden geçirirsek, geleceğimizi inşa edecek, on yılda yüzyılın tohumlarını ekmemizi mümkün kılabilecek büyük bir atılımın tohumlarını ekmeye başlarız yeniden...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.