Mîlâdî takvime göre, İstanbul’un fethinin 569. yıldönümünü idrak ediyoruz. Fethin ruhunu gerçekten idrak edebilmiş durumda mıyız, merak ediyorum doğrusu.
Fetih ruhu’nun bu ülkede bir karşılığı var mı, insanları kanatlandırmaya yarar mı, bilmiyorum.
Bilim, düşünce, sanat, siyaset ve ahlâkta büyük açılımlar, insanlığın önünü açan çığır açıcı atılımlar nasıl gerçekleştirilir?
Fetih ruhunu ve rüyasını işlediğim bir yazımı, tozunu alarak paylaşıyorum.
Üç tarz-ı fetih’ten ya da fethin üç boyutundan sözedilebilir:
Manevî fetih, fikrî fetih ve maddî fetih.
Bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Bu ülke Batılı emperyalistler tarafından fiilen işgal edilemedi ama zihnen işgal edildi. Bu ülkenin sözümona aydınları celladına âşık edildi.
O yüzden bu ülkenin hâs aydınları, ön açacak, ön alacak çilekeş öncü kuşakları, tarihî derinliğinin ve kültürel zenginliğinin eseri kolektif iradesinin temsilcisi yerli entejijansiyası yok.
Bu öncüler, fikirleriyle, eserleriyle, şahsiyetleriyle yaşıyorsa, sizi de yaşatabiliyorsa, sizin varolduğunuzdan ve yaşadığınızdan sözedebiliriz.
Her medeniyet, öncü kuşakları vasıtasıyla geçmişten nefes alır, geleceğe nefes verir.
Aynı şekilde, maddî fetih de toprakların işgali değildir. Toprağa, hakikatin hayat bahşeden elinin değmesi, toprağı sulayacak ötelerden yankılanan bir sesle diriltici bir nefes vermesidir maddî fetih.
Toplumları fatihleri ayakta tutar, fatihleri taze hayat sunar, fatihleri yol açar.
Fetih ruhunu yitiren, yeni fatihler yetiştiremeyen toplum, dengesini yitirir, işgal edilir zamanla.
Masal mı bütün bunlar?
Elbette ki, değildi: İnsanı, hayatı, Yaratıcı’yı, dünyayı sade bir dille ama derinlemesine kavradı; hâlâ taze, hâlâ diri, hâlâ hayat bahşedici tohumlar ekti bu topraklara; keşfedildikçe insanı çağlar ötesine taşıyan, tadıldıkça lezzetine doyum olmayan.
Sinan, bu topraklardan çıktı ve hakikat medeniyetinin diriltici ruhunu üç kıtada taşa nakşetti. Sinan’ın mimaride gerçeğe dönüştürdüğü fetih ruhu, fetih rüyasının hayatın her alanında yankılanmasını, hayatın her alanını aydınlatmasını, beslemesini mümkün kılacak çapta, kıratta bir fetih ruhuydu.
Fatih, daha çocuk denecek yaşlardayken, fetih ruhuyla nefes alıp veriyor, Kostantinopol’ü fethetme rüyaları görüyordu -neredeyse Allah’ın her günü...
Elinde kalem, defter; önünde yerküre; zihninde İstanbul’un fetih haritasıyla yatıp kalkıyordu...
Uykuları kaçıyordu!
Rüyaları sınır tanımıyordu!
Hop oturup hop kalkıyordu! Yerinde duramıyordu!
Çocukken!
Çocuk denecek yaştayken!
Fetih ruhuyla yetiştiriliyor, fetih ruhuyla nefes alıp veriyor, fetih rüyaları görüyordu her dem Fatih.
Bir yerde fetih ruhu çocuk denecek yaşta sizi yakalamışsa, rüyalarınız olup çıkardı, rüyalarınız fetihlerle dolup taşar, fetihlerle renklenir, canlanırdı.
İşte dünya bu ruha gebe.
Biz de hakikate.
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.