EDISYON:

Çıldırtan denge

04:0024/09/2024, Salı
G: 24/09/2024, Salı
Yusuf Kaplan

Türkiye’nin icat ettiği doğu-batı dengesi son dönemde “yüzümüz batıya dönük ama doğuya da sırtımızı dönmedik,” gibi söylemlerle ifade edilmeye başlandı. Aslında Türkiye’nin açtığı bu yoldan ilerleyen Macaristan ve Arnavutluk’un gördükleri dayanılmaz baskıya karşılık durumlarını idare etmek için geliştirdiği söylemlerdi bunlar. Türkiye’nin bu tarz izahata ihtiyacı yok, diye düşünüyorum. Hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin dengesine dair bir mutabakat var. Bu kusursuz dengeye dair bu kusursuz mutabakat,

Türkiye’nin icat ettiği doğu-batı dengesi son dönemde “yüzümüz batıya dönük ama doğuya da sırtımızı dönmedik,” gibi söylemlerle ifade edilmeye başlandı.

Aslında Türkiye’nin açtığı bu yoldan ilerleyen Macaristan ve Arnavutluk’un gördükleri dayanılmaz baskıya karşılık durumlarını idare etmek için geliştirdiği söylemlerdi bunlar. Türkiye’nin bu tarz izahata ihtiyacı yok, diye düşünüyorum. Hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin dengesine dair bir mutabakat var.

Bu kusursuz dengeye dair bu kusursuz mutabakat, denge üzerine konuşmamayı gerektirir. Konuşmak denge stratejisini ucuzlatır, kusursuzluğuna zeval getirirdi. Çünkü Türkiye’nin biraz kurcalanmış olsa da çıldırtan bir dengesi vardı, gene var. Kendisi konuşmasa kimse de konuşmaz, konuşamaz.

Bu o kadar çıldırtan bir denge ki; Batı Türkiye’yi dengede tuttuğunu zannederken aslında Türkiye Batı’yı dengede tutuyor.

Batı Türkiye’nin bu dengesini bozmak üzerine Türkiye’nin üzerine gitse kendisinin kaybedeceğinin farkında.

Batı kendini çok kayıtsız hissederse Truman Doktirinine geri dönmek isteyebilir. Truman Doktirini gibi bir şey yeniden gündeme gelse, bunun üzerine Türkiye aldanır mı, diye sorulsa çokları için “gerçek dostumuz Batıymış,” tezi çevresini genişletir derim.

Batı ne zaman kayıtsızlığına hayıflanır; doğu iyice palazlanınca. Türkiye anlaşıldığı üzere Doğunun kurduğu her masada olacak. Doğu palazlanana kadar zamanını bekleyecek. Yalnız doğu Türkiye ile ilişkisini, Batıda geliştirmek istediği ilişkilerde muhataplarını rahatlatmak için kaldıraç olarak kullanma eğilimi gösteriyor. Türkiye tavrını değiştirirse Doğu da İtalya’ya kadar denklem kuranların hepsi de ortada kalır.

Türkiye kendisine uymadığından Batı’ya kendisini teslim etmedi. Doğu’ya da etmez.

Bugünkü dengesini bozmazsa bilakis ihtiyaçları ölçüsünde Batı’yı da Doğu’yu da teslim alabilir.

Maldayım diye üzülme, paradayım diye sevinme

Malda mı olmalı, parada mı olmalı, sorusu devamlı yatırımcıların gündemindedir. Son ayların parada olma ayları olduğu değerlendirildi. Öneriler buna göre yapıldı. Fakat son günlerde konut fiyatının yeniden yukarı döndüğü görüldü.

Aslında konut fiyatı hiç düşmedi. Fırsat fiyatlarla çok konut işlem görmüştür. Fakat genel olarak bir fiyat düşüşü hissedilmedi. 10 milyon liradan 9,5 milyon liraya inen konutun fiyatının düştüğünden de söz edilemezdi hani.

Hatta sıfır konut bir yana depreme karşı güvenlik sağlayacağına güven duyulan ikinci el konutların fiyatı da seviyesini korudu veya arttırdı. Toplumun alım gücüne yakın seviyedeki küçük daireler de fiyatı inmeyenler arasındaydı.

Kira artış sınırı eski düzenine dönünce fiyat-kira çarpanları bu sefer genel olarak konut fiyatını yukarı çıkarmaya başladı. İstanbul özelinde tartışırsam; üst segment konutların kira değerlerindeki artış yavaş kalsa da en düşük kira son bir yılda enflasyon üzerinde arttı.

Konut arzı kısa sürede artırılamayacağından kira artışı da fiyat artışı devam edecektir.

Şimdi parada değil, malda olma zamanı geri geldi. Parası olan sevinmesin, malı olan da üzülmesin.

YASADIŞI BAHİS HAYATLAR KARARTIYOR

Bir uluslararası rapor incelemiştim. İnsanların çoğunun internet sitelerinden bahis ve kumar yaparken aslında illegal bir siteden işlem yaptıklarının farkında olmadıklarını raporluyordu. Legal bir işin içinde olduklarını zannettiklerine vurgu yapılıyordu.

Bu siteler her nasılsa legal bir görüntü vermeyi başarıyor demek.

Son günlerde çok fazla sayıda sıradan insanın bu siteler üzerinden çok büyük kumar borçlarına battıklarını işitiyorum. Bazıları nasıl bir batağa düştüklerini anlatmak ve insanları uyarmak için çektikleri videoları sosyal medya platformlarından yayınlamış. İzledim.

Anlatırken her şeyini ve herkesini kaybetmiş, kişiliğinden ve karakterinden olmuş, hüngür hüngür ağlayan insanlar gördüm. Daha çok kumar oynayabilmek ya da kumardaki mevcut borçlarını ödeyebilmek adına yeni borç alabilmek için dünyanın en rezil yalanlarını söylemek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Kendini dünyanın en aşağılık yalancısı olarak görenler var.

Paranın miktarına dair tüm rasyoneli kaybettiklerini, gerçek yaşamdaki rakamlardan koptuklarını anlatıyorlar.

En sonunda yasadışı bahis sisteminin bütünleyicilerinden birisi olan tefecilerin eline nasıl düştüklerini ifade ediyorlar. Borçlarını ödeyemediklerinde kendilerinin ve yakınlarının tefecilerin elinde ne hale geldiklerini beyan ediyorlar. Aile şerefi, haysiyet, evler, arabalar neler neler gitmiş…

TVNET’in belgesel serisi Dikkatli Bak’ta Türkiye bu konuda uyarılmıştı. Tüm uyarılara rağmen hala bu pislik toplumu kemirmeye devam ediyor.

Hiç ummayacağınız birçok iyi yetişmiş insan bahis ve kumar bataklığında sadece kendisinin değil, ailesinin de hayatını karatıyor. Artık bedeli ne olursa olsun bu gidişe dur denmeli…

#Ekonomi
#Piyasa
#Yatırım
#Yusuf Kaplan

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.