Bir başka açıdan bir kültür felsefesi (2)

04:0211/06/2023, Pazar
G: 11/06/2023, Pazar
Yusuf Kaplan

Kültür de, toplum da öldü; hayat çöle döndü! İnsan nerede şimdi? Nerededir, hangi “dereler”de “debelenmededir” peki? Kültür, insanın dünyasıdır; insanın eseri. Kültürün yok olması, insanı dünyasızlaştırır. Kültürünü yitiren toplumun yok olması ise dünyayı insansızlaştırır; daha vahimi, hayatı çöle dönüştürerek insanı ruhsuzlaşmaya mahkûm eder. İlk yazımda, kültür ve medeniyet kavramlarını kendilerine özgü kurucu, konumlandırıcı fonksiyonları bakımından tartışmıştım. Bu yazıda ise kültürü tarif ederek

Kültür de, toplum da öldü; hayat çöle döndü!

İnsan nerede şimdi? Nerededir, hangi “dereler”de “debelenmededir” peki?

Kültür, insanın dünyasıdır; insanın eseri. Kültürün yok olması, insanı dünyasızlaştırır. Kültürünü yitiren toplumun yok olması ise dünyayı insansızlaştırır; daha vahimi, hayatı çöle dönüştürerek insanı ruhsuzlaşmaya mahkûm eder.

İlk yazımda, kültür ve medeniyet kavramlarını kendilerine özgü kurucu, konumlandırıcı fonksiyonları bakımından tartışmıştım. Bu yazıda ise kültürü tarif ederek hayatımızdaki değişen yerini, konumunu gözden geçirecek ve farklı bir kültür felsefesi önereceğim.

TABİAT VE KÜLTÜR: YARATICI’NIN ESERİ VE İNSANIN ESERİ
Kültür, bir tarım terimi:
Ekip biçmek, yeşertmek, yetiştirmek, terbiye etmek anlamlarına geliyor Latincede. 

Tabiatla ilişkili bir kavram kültür aynı zamanda. Ama varlığını tabiata karşı konumlanmasına, tabiatla çatışma içinde olmasına borçlu. Düşünce tarihinde kültür ve tabiat çatışması ve savaşı uzun bir tarihe sahip artık.

Kültür, ikinci tabiat olarak tavsif edilebilir. Tabiat, yaratılan, varedilen şey demek. Kültür’ü tabiat’a göre, tabiat’la ilişkisi içinde tarif etmek gerekirse, yaratmak, varetmek, üretmek demek. 

Tabiat’la kültür arasındaki en temel farklılık şu:
Tabiat
, Allah’ın yarattığı, bahşettiği, bütün varlıklara ihsan ettiği nimeti.
Rahman’ın rahmetinin hem işareti hem de eseri.
Kültür ise, insanın eseri:
İnsanın tabiatı kullanarak tabiata çeki düzen vermesi. Bir tür tanrı rolünü oynamaya soyunması.
Kültür, bir bakıma, insanın
hem Yaratıcı’yı hem de Yaratıcı’nın eseri tabiatı taklit etmesi. Tabiata bakarak, yer yer tabiatla savaşarak taklitçi ve yaratıcı rolünü oynaması insanın.
Kültür, insanın tabiatta gizlenen veya şifrelenen Allah’ın isim ve sıfatlarını keşfetmesi, çözmesi
farkında olarak veya olmayarak. Bir başka açıdan kültür felsefesinin izlerini buradan süreceğim ama birazdan. Birazdan çünkü kültür ve zihniyet tarihçilerinin kültüre ilişkin genel geçer tariflerini gözden geçireceğim. Buradan kalkarak kültür’ü tartışmak, üzerinden yürüyeceğimiz bir temel oluşturması açısından bir hayli anlamlı olabilir.
KÜLTÜRÜN TOPLUMU, TOPLUMUN KÜLTÜRÜ
Kültür, insanın eşyaya / varlığa müdahale ermesi, çeki düzen vermesi, oradan bir dünya inşa etmesidir.
İnsanın kendi iradesiyle bu dünyada yapıp ettikleridir.
İnsanın eşyaya, dünyaya şekil vererek bir hayat inşa ermesidir. İnsanın “yaratıcılığıdır”. 
Toplumun ruhudur kültür. Alıp verdiği nefestir.

Kültür, düşüncenin, sanatın, edebiyatın normlarını sunar. 

Kültür topluma gebedir. Toplumda ete kemiğe bürünür.

Toplum da kültüre gebedir. Topluma hem dünyaya bakış biçimini hem de yaşama üslûbunu veren kaynaktır.

Kültür üretemeyen toplum varlığını sürdüremez.
Kültürünü yitiren bir toplum yok olmaya mahkûmdur. Kültür, toplumun onsuz yapamayacağı gıdasıdır. Toplumu yaşatan, diri tutan ruhudur kültür.
Kültür’ün liberalizm
tarafından çok önemsenen ama en sorunlu, problemli yanı,
sâbiteleri yok etmesi, değişkenleri sâbite katına yükseltmesi çelişkisini kavrayamamış olmasıdır;
kavradığı durumlarda ise işin içinden nasıl çıkabileceğini ya da çıkılabileceğini bilememesi.
Değişkenleri sâbite katına yükseltmesi hasebiyle kültür, en büyük küfürdür. 

Kültürün değişkenleri sâbite katına yükseltmesi, ifrata dayandığının bir göstergesidir. Her ifrat, kaçınılmaz olarak zıddına inkılap eder. 

Şimdi kültür yok artık, sizlere ömür!

Kültürü yok eden şey, bir başka kültür biçimi,
üçüncü
tabiat
olarak tarif ettiğim
popüler kültür
’dür. Ki, bu mesele ayrı bir yazı konusu.
ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARININ TECELLÎSİ OLARAK KÜLTÜR

Meselenin püf noktasına gelince…

Kültür, insanın, iradesini yeryüzünde hâkim kılmasıdır.
Eşyanın / varlığın imkânlarını önce keşfederek sonra da kullanarak eşyaya / varlığa hükmetmesidir.
İnsanın iradesi nedir, peki?

İşte bir çırpıda gözümüzden kaçırdığımız ama meselenin püf noktası bu soruda gizli.

İnsanın iradesi, Allah›ın bütün isim ve sıfatlarının insanda, insanın yapıp ettiklerinde tecellî etmesidir. 

Kültür, bu anlamda, Allah’ın isim ve sıfatlarının keşfedilmesi ve tezahür ettirilmesidir. 

Bu mesele basit değil, oldukça karmaşık, derinlikli ve kışkırtıcı bir mesele. Düşünmeye, keşfetmeye, tefekküre kışkırtıcı bir hazine...

#Aktüel
#Kültür
#Din
#Toplum
#Yusuf Kaplan