15 Temmuz direnişi, İslâm’ın protestanlaştırılması projesini püskürttü!

04:0015/07/2022, Cuma
G: 15/07/2022, Cuma
Yusuf Kaplan

Soğuk Savaş bitirildi, İslâm küresel sistemin önündeki en büyük tehdit olarak görüldü; Batılılar, bütün stratejilerini İslâm’ın protestanlaştırılması, yani İslâm’ın hayattan ve dünyadan uzaklaştırılması projesini hayata geçirme kaygısıyla geliştirdiler.İslâm’ın protestanlaştırılması projesi İslâm’ın doğuşundan bu yana İslâm’ın başına gelmiş veya gelebilecek en büyük felâket’ti!İslâm’ın protestanlaştırılması projesinin en belirgin ve ürpertici sonucu: İslâm’ın önce tarih yapan, insanlık tarihinin

Soğuk Savaş bitirildi, İslâm küresel sistemin önündeki en büyük tehdit olarak görüldü; Batılılar, bütün stratejilerini İslâm’ın protestanlaştırılması, yani İslâm’ın hayattan ve dünyadan uzaklaştırılması projesini hayata geçirme kaygısıyla geliştirdiler.

İslâm’ın protestanlaştırılması projesi İslâm’ın doğuşundan bu yana İslâm’ın başına gelmiş veya gelebilecek en büyük felâket’ti!

İslâm’ın protestanlaştırılması projesinin en belirgin ve ürpertici sonucu: İslâm’ın önce tarih yapan, insanlık tarihinin akışını şekillendiren bir aktör olarak
tarihten uzaklaştırılması,
sonra da hayatın her alanına yön ve şekil veren çok katmanlı bir nizam olarak
sosyal hayattan
ve kişinin hayatını şekillendiren bir dünya tasavvuru olarak da
kişinin hayatından uzaklaştırılması
girişimlerinin adım adım hayata geçirilmesi…

İki asırlık İslâm dünyasının yaşadığı medeniyet krizinin özeti bu cümlede gizli.

FİÎLÎ İŞGALDEN ZİHNÎ İŞGALE…

Son iki asırda İslam medeniyeti tarihten çekilirken Batı uygarlığı dünya tarihinin akışını şekillendirecek bir konuma yerleşti.

İslâm medeniyetinin tarihten çekilmesinin elbette ki hem iç hem de dış sebepleri vardı. İç sebeplerle dış sebepler iç içe geçmişti: En belirgin dış sebep,
Batı uygarlığının hem teorik hem de pratik olarak saldırgan bir uygarlık olmasıydı.
Batı uygarlığı teorik olarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir saldırganlık biçimi üretti
: Önce Tanrı’ya saldırdı
, tanrı fikrini yok etti; ardından,
insanı tanrının yerine yerleştirerek
varlığın ontolojik düzenini yerle bir etti; sonra,
tabiata saldırdı,
ozon tabakasını delik deşik etti; son olarak da, makinaların, robotların hâkim olduğu ruhsuz bir dünya inşa ederek
insanı da yok etti,
böylelikle dünyayı cehennemin eşiğine sürüklemekten başka bir şey yapamadı.
Batı uygarlığının başka medeniyetlere karşı gerçekleştirdiği bu yok edici, yıkıcı, her şeyi tarumar edici
saldırganlığı, pratikte de karşılığını bulmakta gecikmedi: Modern Batı uygarlığı,
kendisi dışındaki bütün diğer dinlerin, medeniyetlerin kendileri olarak ve kendileri kalarak yaşama haklarına tecavüz edecek, bütün diğer medeniyetlerin ve dinlerin ya fosilleşerek ya da Batı uygarlığının yıkıcı saldırılarına karşı direnme iradesi geliştiremediği için fiilen tarihten çekilerek yok olmalarına neden olacak kadar,
insanlık tarihinde görülmemiş bir saldırı üretti.
İşte Batı uygarlığının bütün medeniyetlere ve insanlığa karşı gerçekleştirdiği bu ürpertici saldırıdan İslâm medeniyeti de nasibini almaktan kurtulamadı. Batılıların emperyalist saldırıları sonucunda O
smanlı toprakları işgal edildi, paramparça edildi;
Hindistan parçalandı ve
Müslüman Hindistan
olma hüviyetini kaybetti; Arap dünyası, Türk dünyası darmadağın edildi. Böylelikle İslâm medeniyeti tarihi yapan bir aktör olarak tarihten çekildi.
İşte bu ortam,
yani İslâm medeniyetinin temsilcilerinin fiilen tarihten çekilmiş olması, öncelikle Müslüman toplumların dağılmasına, ardından da Müslüman şahsiyetin parçalanmasına yol açtı:
Böylelikle Müslüman toplumlar kendilerine olan güvenlerini getirmeye başladılar.

Önceden fiîlî işgalle dışarıdan sömürgeleştirilen Müslüman toplumlar, bu kez zihnî işgalle içeriden sömürgeleştirildiler, cellatlarına âşık edildiler.

Tarih yapan bir aktör olarak İslâm medeniyetinin tarihten uzaklaştırılması
fiili işgal
sonucunda gerçekleştirildi. İslam’ın Müslüman toplumların ve kişilerin hayatlarından uzaklaştırılması demek olan İslâm’ın Protestanlaştırılması projesi ile de
zihnî işgalle
hayata geçirilmeye çalışılıyor...
Fiili işgalde de zihnî işgalde de İngilizlerin kilit rol oynadıklarını
görüyoruz. İslâm dünyasını hem fiilen hem de zihnen işgal edip parçalayan girişimlerin, 200 yıldır İngilizler tarafından geliştirildiğini görüyoruz. İslam’ın Protestanlaştırılmasında kilometre taşı işlevi gören Arabistan yarımadasında geliştirilen
neo-selefilik
akımı ile bunun panzehir olarak Hindistan’da geliştirilen “
Kuraniyyun
” ve
Kadiyânlik
akımları, İngilizlerin eseridir.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ VE İSLÂM’IN PROTESTANLAŞTIRILMASI PROJESİNİN PÜSKÜRTÜLMESİ
İşte 15 Temmuz işgal ve darbe girişimi
, FETÖ eliyle İslam’ın Protestanlaştırılması projesinin
ne kadar tehlikeli boyutlar kazanabileceğini gösteren ürpertici bir girişimdir. Türkiye, Erdoğan’ın kararlı duruşu ve halkımızın destansı bir direniş ortaya koymasıyla hem
paralel devlet
olarak ülkenin hem de daha önemlisi de
paralel din
olarak İslâm’ın altını oyacak bu ürpertici girişime izin vermedi.
Böylelikle Türkiye, İslâm’ı tanınamaz hâle getirerek Müslüman toplumların İslâm’la ilişkilerini bozacak,
İslâm’ı tarihten, toplumdan ve hayattan uzaklaştıracak bu aşağılık saldırıyı püskürterek, İslâm’ın insanlığın yegâne umudu olma özelliğini korumasına
büyük katkıda bulunmuş oldu.
Müslümanları bekleyen en büyük tehlike, İslâm’ın tıpkı Hristiyanlık gibi hem tarihten hem toplumdan hem de hayattan uzaklaştırılarak, her tür kullanıma, güdülme biçimlerine müsait ruhsuz bir şeye dönüştürülmesi tehlikesidir.
Peygambersiz İslâm, İslâmsız İslâm gibi projelerin geliştirilmesini mezheplerin, tasavvufun, cemaatlerin sürekli tartışmaya açılmasını en önemli nedeni budur: İslâm’ın Protestanlaştırılması yani hayattan uzaklaştırılarak, tıpkı Hristiyanlık gibi bireysel bir inanç meselesine indirgenmesi…
Tam 20 yıl önce,
İslâm’ın protestanlaştırılması projesinin FETÖ eliyle gerçekleştirildiğin
e
dikkat çekmiştim. Derginin başındayken Umran dergisinde kapak yaptık bu konuyu. O zaman çok tepki aldığımızı hatırlıyorum.

Ama gelen tehlikenin İslâm’ın protestanlaştırılması, Müslüman kesimlerin sekülerleştirlmesi tehlikesi olduğunu, burada güçlü iktidarın İslâmî kesimlerin hayatlarının sekülerleşmesine, büyük bir çürümeye, yozlaşmaya yol açtığını da yazdım hep.

NATO’nun FETÖ’yü kullanarak gerçekleştirmeye kalkıştığı işgal ve darbe girişimi eğer başarılı olsaydı, İslâm’ın resmen Protestanlaştırması sözkonusu olacak, İslâm tanınamaz hâle gelecekti.
Bu millet, Erdoğan’ın dirayetli duruşuyla, bu işgal ve darbe girişimine karşı destansı bir direniş ortaya koydu ve
İslâm’ın küresel sistemin kuklası
konumuna getirilmesi girişimine
tarihî bir darbe
vurdu.
#15 Temmuz
#FETÖ
#Osmanlı
#Hindistan