Türkiye desteğiyle ilerleyen Libya UMH Ordusu son günlerde darbeci Hafter’e karşı ardarda başarılara imza atıyor. Trablus, El-Veşke ve Tarhune’nin ardından Sirte de Hafter’in elinden alındıktan sonra hiç ara verilmeksizin Libya ordu birlikleri sonraki hedef olan Cufra’ya ve Güneydeki petrol kaynaklarına yöneldi.
Şimdi kovalayan UMH, kaçan Hafter ise soluğu Libya içinde bir nebze sahip olduğu gücünü aldığı Bingazi veya Tobruk’ta bile değil, asıl temsilciliğini yaptığı darbeci patronlarından Sisi’nin kontrolündeki Kahire’de aldı.
İki ay öncesine kadar darbe ve işgal girişiminin başarıya ulaşmasına ramak kalmış olmasının verdiği şımarıklıkla kendisine sunulan, aslında o zaman bile hak etmediği barış ve uzlaşma teklifini elinin tersiyle iten Hafter, Ocak ayı sonlarında Berlin’de ateşkes anlaşmasını imzalamamak için oteldeki odasına kapanmış toplantılara bile iştirak etmemişti. Sonradan Türkiye ve Rusya arasındaki yoğun diplomatik temaslar neticesinde ateşkese razı edilmiş ama ona bile hiç uymamıştı. Ateşkesi kabul ettiğini duyurduğu gün bile kuşatma altında tuttuğu Trablus’taki sivil hedefleri, hastaneleri vurmaktan çekinmemişti.
Şimdi bu Hafter, UMH birliklerinin ezici üstünlüğü karşısında direnemeyeceğini anlayınca soluğu 2014 yılından beri kendisini Libya halkının meşru temsilcilerine karşı darbe yapma konusunda kışkırtan Sisi’nin yanında alarak oradan bütün taraflara ateşkes çağırısında bulunmaya ve Libya’da siyasi çözümden başka çözümün olmadığını duyurmaya başladı.
6 yıldır Mısır’daki darbe tecrübesini kendisine aktararak darbe rejimini Libya’ya dayatmaya çalışan Sisi de bir yanına Hafter’i diğer yanına Tobruk Parlamento başkanı Akile Salih’i alarak bütün dünyanın aklıyla dalga geçer gibi, aslında sadece kendisini komik duruma düşüren bir Kahire Girişimi bildirisi yayınladı. Bu bildiride söylediğinin bir çoğu aslında yıllardır Türkiye’nin söylediğiydi. Libya’da halkın hiçbir kesimini dışlamayan bütün tarafların diyaloğuyla oluşacak bir siyasi temsil yapısı. Yabancı lejyonerlerin tamamen ülke dışına çıkarılması ve siyasi çözümün teşvik edilmesi.
Eee? Libya’da Hafter sizin teşvik, tahrik ve desteklerinizle darbe girişiminde bulunduğu esnada zaten siyasi bir çözüm süreci yürüyordu. Bu çözüm sürecinin sonunda bütün Libya halkının katılımıyla gerçekleşecek sivil, demokratik ve milli bir devlet yapısının bütün esasları ve anayasasının taslağı hazırdı bile. Bu girişim Hafter’in darbe girişimiyle engellenmeseydi zaten bugün o süreç Libya’yı hak ettiği bağımsızlığına ve zaten sahip olduğu kaynaklarla kendi evlatlarına hak ettikleri hayatı yaşatmaya devam ediyor olacaktı.
Hafter ve arkasındaki güçler, savunmasız buldukları bir ülkeye çökmeye, kaynaklarını talan etmeye ve sahiplerine de zulmederek haklarından mahrum bırakmaya çalıştılar. Bu esnada hiçbir insaf, vicdan, hak, hukuk, adalet çağrısına cevap vermediler. Şimdi ise bütün bu kavramları hatırlıyorlar, neden? Çünkü başaramadılar.
Libyalı bir hukukçu diyor ki: Şu saatten itibaren bu insanların hak ettikleri tek şey yargılanmaktır. Bunların Libya’nın geleceğini belirlemekte bir sözlerinin olması hukuka da, siyasi tarihin mantığına da, vicdana da aykırıdır.
Aynı hukukçu diyor ki: Aslında biz Sisi ve Akile Salih’i onları baştan beri Libya halkına karşı kışkırtmış olan Sisi’nin iki yanında görünce, olmaz ama, bir tek şey bekledik: Yıllardır Libya halkının kanını haksızca dökerek, Libya halkına karşı işledikleri yanlışlardan dolayı bir özür. Bu özrü duyacağımıza, sanki şu anda yürüyen savaştan galip çıkmışlar gibi, hem galiplerin hem de lütufkar galiplerin diliyle, Libya’nın geleceğini belirleyecek yeni bir girişimden bahsediyorlar. Siz kimsiniz? Libya’da sizi ciddiye alacak kim var? Şu anda Libya halkının en büyük öfkesi size karşı zaten. Bugün Libya halkı 6 yıldır yaşamakta olduğu bütün istikrarsızlığın, acıların, zulmün, ölümlerin sebebi olarak zaten Sisi’yi görüyor ve zerre kadar itibar etmiyor. Onun yanında verdikleri görüntüyle Libya halkının hangi kesiminin rızasını veya sempatisini kazanacaklarını zannediyorlar?
Gerçekten de şu anda Libya’da Akile Salih ve Hafter’in kontrolü altında bulunan Tobruk ve Bingazi’de bile halk nezdinde bu görüntünün ifade ettiği tek şey Libya halkına karşı son yılların ihanetinin kadrosundan başkası değil. Bu isimlerin bir arada verdikleri görüntü Libya’da son 6 yıldır yaşanan bütün kötülüklerden başkasını hatırlatmıyor. Şimdi bu isimler kaçıp sığındıkları yerde ateşkes ve siyasi çözüm çağrısında bulunuyorlar. Üstelik bunu yaparken de Libya’dan kimin çekilip gitmesi gerektiğini de pişkin pişkin söylüyorlar. İstediklerinin barış olmadığı çok açık. Sadece yeni saldırıları, darbe ve işgal girişimleri için biraz nefes almak, toparlanmak istiyorlar.
Oysa son söz söylendi artık.
Libya’dan çekilmesi gerekenler belli, yargılanması gerekenler belli, Libya’nın kime ait olduğu ise besbelli.
Libya bütün topraklarıyla, kaynaklarıyla, kararıyla Libya halkınındır.
Türkiye de bunu temin etmek üzere kardeşlerinin çağrısıyla orada bulunmaktadır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.