Arapça Kitap Fuarı’ndan çıkıp İsmet Uçma’yı uğurlamak
01:0013/10/2021, Çarşamba
G: 13/10/2021, Çarşamba
Sonraki haber
Yasin Aktay
1966’da Siirt’te doğdu. Siirt İHL’yi 1985’te tamamladıktan sonra ODTÜ Sosyoloji Bölümünde 1990’da lisans, 1993’te Political and Intellectual Disputes on the Academisation of Religious Knowledge isimli teziyle Yüksek Lisans; 1997'de de Body, Text, Identity, Islamist Discourse of Authenticity başlıklı tezle doktora derecelerini aldı. 1992-2012 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyeliği yaptı. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. 2010-2014 yılları arasında Ankara’da bulunan Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı. TÜBA Üyesi de olan Aktay, halen Yeni Şafak Gazetesinde köşe yazıları yazmaktadır.
7 yıldır düzenlenmekte olanUluslararası İstanbul Arapça Kitap Fuarının altıncısı 9Ekim tarihinde İstanbul Fuar Merkezi 9. Salonda düzenlenmeye başlandı. 7 yıl önce başlayan bu fuar organizasyonu ilk defa geçen sene salgın dolayısıyla ara verdi, onun dışında her yıl düzenli olarak gerçekleşti.OrganizatörlüğünüBasın Yayın Birliği, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ve Uluslararası Arapça Kitap Yayıncıları Derneğininbirlikte yaptığı fuara bu yıl 23 ayrı ülkeden 250 kadar yayıncı katılıyor. Bu katılımcı
7 yıldır düzenlenmekte olan Uluslararası İstanbul Arapça Kitap Fuarının altıncısı 9 Ekim tarihinde İstanbul Fuar Merkezi 9. Salonda düzenlenmeye başlandı. 7 yıl önce başlayan bu fuar organizasyonu ilk defa geçen sene salgın dolayısıyla ara verdi, onun dışında her yıl düzenli olarak gerçekleşti.
Organizatörlüğünü Basın Yayın Birliği, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ve Uluslararası Arapça Kitap Yayıncıları Derneğinin birlikte yaptığı fuara bu yıl 23 ayrı ülkeden 250 kadar yayıncı katılıyor. Bu katılımcı yayıncı sayısı ve genel olarak fuara ziyaretçi sayısı itibariyle Arap dünyası dışında düzenlenen en büyük Arapça fuarı niteliğinde.
Aslında bu özelliğiyle Arap dünyasında düzenlenen fuarlar arasındaki sıralamada da en iyilerden biri. En azından kitap ve fikir çeşitliliği itibariyle hepsinden iyi diyebiliriz, çünkü birçok önemli Arap ülkesinde düzenlenen daha büyük fuarlara birçok kitap ve yayıncı katılamıyor. Özü itibariyle özgür bir ortam gerektiren kitap için en uygun ortam şu anda İstanbul Kitap Fuarı oluyor.
Fuarın bu yıl için seçilen başlığı “Bilgiyle Kanatlan” olmuş. Bilginin, düşüncenin insanı kanatlandırıp özgür kıldığı ve sınırlarını aşmak üzere ona yeni ufuklar açtığı düşüncesinden hareket edilmiş. Doğrusu özgür bir ortam olmasa bile kitap insanın içine o özgürlük ruhunu eker, kaç zindan kapısının ardına kapatılmış olsa da o kapıları, o duvarları tek tek yıkma imkanını öğretir.
Arap Baharının onuncu yıldönümü münasebetiyle Arapça Kitap Fuarının İstanbul’da düzenleniyor olması daha ayrı bir anlam kazanıyor. Çünkü İstanbul, Arap Baharına karşı darbelerin düzenlendiği yerlerde yaşanan insan hakkı ihlallerinden, siyasi baskılardan kaçan insanların sığındıkları ve burada kendi ülkelerinin özgürleşme umutlarını besleyip canlı tuttukları bir şehir.
Kitap fuarı dolayısıyla daha da görünür hale gelen bir gerçek, İstanbul’un Arap fikir ve düşüncesinin yayıncılığı için çok önemli bir merkez haline gelmiş olduğudur. Arap yayıncıların önemli bir kısmının artık İstanbul’da şubeleri var. Ya tamamen İstanbul’a taşınmış veya burada da ayrı bir çalışmaları oluyor. Arap İslam düşüncesi için bir reform veya Nahda için İstanbul önemli bir ilham kaynağı olmakla kalmıyor aynı zamanda bu Nahda için önemli bir merkez de oluşturuyor.
Fuara Arap dünyasının bütün tanınmış yayıncıları katılırken birçok yazar da sohbetleriyle, imza etkinlikleriyle okuyucularıyla buluşuyor. Aynı zamanda yayıncıların kitaplarının Arapçadan Türkçeye veya Türkçeden Arapçaya çevirileri için öneli bağlantılar için çok işlek bir buluşma zemini oluşturuyor. Bu fuar başladığından beri bu yönde yüzlerce kitabın karşılıklı tercümesi ve yayımı
gerçekleşmiş durumda. Böylece Arap Yayın Birliği Genel Sekreteri Beşşar Şebero’nun açılış konuşmasında dediği gibi fuar iki dünya, iki dil arasında karşılıklı bir duble yol olarak işleyen bir köprü görevi görmeye başlamış bile. Esasen bu konuda Kültür Bakanlığımızın bu işlemleri geliştirmek üzere daha önce hiç olmayan teşviklerini de burada kaydetmek gerekiyor ki sadece Arapça ile Türkçe arasında değil, Türkçeden bütün dillere Türk yazarların eserlerinin çevirisini teşvik eden program sayesinde bugün Türkçeden başka dillere çevrilen eserlerin sayısı binleri bulmuş durumda.
17 Ekim’e kadar devam etmekte olan Fuar boyunca seminer, imza günleri, resim, fotoğraf ve heykel sergileri gibi etkinlikler de yer alıyor.
İsmet Uçma: Bir entelektüel, bir bilge dost…
Kısa süre önce ölen bir dostum, Gıyasettin Sim vesilesiyle yazmıştım, “Bir dostun ölümü, diğer bütün ölümlerden başkaymış” diye. “Belki kendi ölümümüzün en sarsıcı habercisi. Bir parça alır götürür hayatınızdan. Önemli bir parça. Hayatınızın değil sadece, bizzat hayatın anlamına dair, önemli bir parça alır götürür. Dost diyorsak, lafın gelişi, tembel tavsifi değil. Kelimenin en tabir edici anlamıyla… Bir dost, hayatınıza şahittir, bazen onun için, onun gibi birileri için yaşadığınızı hissedersiniz yaşadıklarınızı.”
Bir ay olmadı daha, dün yine tam da öyle bir dostu daha toprağa verdik, İsmet abiyi. Çok kişi onu siyasetten bilir. 23-27. Dönem İstanbul Milletvekiliydi, AK Parti kurucularındandı. Ama bu özelliğinden çok önce gerçek bir entelektüel, bilge bir yol arkadaşı ve dava adamıydı İsmet abi.
Onu ilk Bir Yayınlarında tanıdım, 1983’te. Ben 17 yaşında Siirt İmam-Hatip’te okuyan, kitaba tiryaki derecede düşkün bir genç olarak. Aslında Beyan Yayınlarına uğruyordum. Ali Kemal Temizer’in yanında sıkça onun da bulunduğu sohbetlere katılırdım. O günlerde nasıl tanıdıysam, çizgisi, duruşu, istikametinde hiç değişmeden sonuna kadar sebat etti. Sonra Birleşik Dağıtım girişimi vardı, sonra da son kararı haline gelen İşaret Yayınları.
Hayatı boyunca Kur’ân üzerine çalışmalara olan özel ilgisi ve hassasiyetiyle, Kur’ân’ı okumayı, anlamayı ve yaşamayı bir hayat tarzı, bir varoluş davası olarak benimsemişti. İşaret Yayınları tek başına bir Kur’ân araştırmaları merkezi gibi yayın yapıyordu. Muhammed Esed’in meşhur Kur’ân Mesajı kitabını şair Cahit Koytak ve Ahmet Ertürk’ün titiz çalışmasıyla çevirttirip çok kaliteli bir baskıyla Türk okuyucuyla buluşturdu. Sonradan onun diğer eserlerini de yayınladı. Kur’ân’ın bidat hurafeden uzak ve yaşanacak, yol gösterici bir rehber olarak anlaşılması onun hayatının en merkezi gayesiydi.
İsmet abiyle gün geldi 25 ve 26. Dönemde Meclis çatısı altında da yoğun mesai yaptık. Genel Kurul salonunda da kulislerde de mesaimizin kendisiyle tabii ki siyasal gündemin yanı sıra aslında en önemli konusunu yine yayıncılık, İslâm’ın ve Müslümanların entelektüel mecraları, gündemi işgal ediyordu. Bu esnada bir ara Tunuslu meşhur âlimlerden Tahir bin Aşur’un 30 ciltlik El-Tahrir ve’l-Tenvir isimli meşhur Kur’ân tefsirini Türkçeye çevirmenin uzun uzun çalışmalarını ve planlamasını yaptık mesela. Araya başka uğraşlar girdi, yarım kaldı, ama çok önemsediği bir işti.
Kelimenin tam anlamıyla muvahhid bir Müslümandı, mekânı cennet olsun.
#Beşşar Şebero
#Nahda
#Arapça Kitap Yayıncıları Derneğin
Yorumlar
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Henüz yorum bulunmuyor
İlk yorumu siz yapın.
Kapat
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.