Yetenekler altın madenleri gibidir, keşfedilmeyi beklerler

Her türlü sözlü ve sözsüz övgü, iltifat, kişilerdeki yetenek ve becerilerin en büyük beslenme ve keşif kaynağıdır.

Tersi de doğrudur.

Haklı veya haksız her yıkıcı eleştiri içimizdeki kabiliyetleri öldürür.

Yetenek ve beceriler toprağın altına yerleştirilmiş altın madenleri gibidir.

Keşfedilmeyi, kazılmayı ve oradan çıkarılmayı beklerler.

O yüzden “Marifet iltifata tabidir” denmiştir.

İslam İktisadı Araştırma Merkezi de (İKAM) bunu yapmış.

Geçen hafta düzenlenen 8. İslam İktisadı Atölyesi açılış programında bu alanda çalışan araştırmacıları ödüllendirdi.

Ödülün geleneksel hale gelmesi ve İslam ekonomisi alanında çalışan, çalışmak isteyen araştırmacıları ve kurumları taltif ve teşvik etmeyi amacıyla verilmesi bu alandaki çalışmaları zenginleştirecektir.

2020’ye kadar İslam İktisadı Araştırma Ödülü, İslam İktisadı Katkı Ödülü ve İslam İktisadı Uygulama Ödülü olmak üzere toplam üç dalda verilen ödüllere bu yıl İslam İktisadı Tez Ödülü’de eklenmiş.

İslam İktisadı Araştırma Ödülü İslam iktisadı ve finansı alanının inşası sürecinde akademik anlamda bu alanı besleyen, bu alanda genç araştırmacıları yetiştiren ve onlara örnek ve öncü olan İslam iktisadı alanının duayen isimlerine bir teşekkür mahiyetinde veriliyor.

***

2018 yılında Cengiz Kallek’e, 2019’da yılında, yakın zamanda vefat eden Prof.Dr. Sabri Orman’a verilen ödül 2020 yılında Dr. Monzer Kahf’a verildi. Prof. Dr. Monzer Kahf İslam iktisadı ve finansı alanına son 40 yıldır yaptığı katkılarla tanınıyor.

İslam İktisadına Katkı Ödülü, bu alanın bir disiplin olarak inşa edilme sürecinde, İslam iktisadı literatürüne dair yazdıklarıyla toplumsal bilincin oluşmasında, bu alanda sektörün de gelişmesine verdikleri katkılardan ötürü ödül M. Umer Chapra’ya verildi.

Chapra, İslam iktisadı ve finansı alanında 16 kitap ve 100’den fazla makaleye ve kitap incelemelerine imza atan bir isim.

Chapra’nın bazı kitapları ve makaleleri Arapça, Bengalce, Fransızca, Endonezce, Japonca, Malayca, Farsça, Lehçe, İspanyolca, Türkçe ve Urduca gibi bir dizi dile çevrilmiş.

Fiili olarak programa katılamayan Chapra’yı temsilen ödülünü İKAM Uzmanı Ahsan Shafiq aldı.

İslam İktisadı Uygulama Ödülü de özellikle İslami finans alanında sektöre yönelik katkılarıyla İslam iktisadının ilkelerinin uygulanmasına katkıda bulunan, kurmuş oldukları iş veya ortaklık modelleriyle piyasada yardımlaşma ve faizsiz işlem yapma imkanının öncüleri olan İslam İktisadı Araştırma ve Uygulama Derneği’ne (İKSAR) verildi.

İslam İktisadı Tez Ödülünü de İslam İktisadı ve Finansı Anabilim Dalında yapmış olduğu doktora çalışması ile Ömer Faruk Tekdoğan aldı.

***

Başarı başarısızlık, iyilik kötülük, negatif ya da da pozitif enerji bunların bünyemizde hangisinin az hangisinin çok olacağı bizim çabalarımızla alakalı.

Biz hangi duyguyu beslersek o gelişecek.

Bütün canlı varlıklarda geçerli olan ilahi yazılımdaki ortak noktalardan biri bu.

Bitkiler, hayvanlar ve insanlar ilgiyle teşvikle ve ödülle gelişiyor, tersiyle köreliyor.

Tıpkı herkesin bildiği şu hikayede anlatıldığı gibi.

Yaşlı adam kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Çocuk niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu. O merakla sordu dedesine.

Yaşlı adam, “Onlar” dedi, “benim için iki simgedir evlat.”

“Neyin simgesi” diye sordu çocuk.

Yaşlı adam cevapladı; “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.”

Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve sordu: “Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”

Yaşlı adam, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:

“Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o!”

***

Covid19 ile başlayan küresel salgın, dünya ekonomisini fena halde silkelerken, alternatif sistemlere ve özellikle İslam ekonomisi alanında çalışacak genç akademisyenlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.