Tarih kitaplarında anlatılan hikaye şöyle; Hazret-i Musa (as) kendisine peygamberlik verilmeden önce Medyen bölgesine gitti.
Orada davarlarını sulamaya çalışan iki kız kardeş gördü.
Onlara yardım etti.
Kızlar eve dönünce babalarına:
“Babacığım! Bu iyi yürekli genci çoban olarak tut! Kuvvetli ve güvenilir adamdır!” dediler.
Kızların babası Şuayb peygamberdir.
Musa Aleyhisselâm burada on yıl çalışır, davar güder.
Aynı zamanda Şuayb peygamberin yanında eğitimini tamamlar.
Musa peygamberin işe alınmasını tavsiye eden kızların iki gerekçesi neydi?
Güçlü ve güvenilir olması.
Yalnız güçlü olmak yetmiyor, sadece güvenilir olmak da yeterli değil.
**
Hazret-i İsa Aleyhisselam’a bazen gökten sofralar iniyordu.
Bir gün havarilerinden biri “Ya İsa! Cenab-ı Allah bizi ne çok seviyor. Bizi gaybından rızklandırıyor!” dedi.
Hazret-i İsa (as) “Öyle deme! Cenab-ı Hak alınteri ile çalışıp kazananı daha çok sever. Size acıdığı için gaybından gönderiyor” dedi.
**
Bir gün Hazret-i Muaz (ra) bahçesinde çalışmış, dönüşte Peygamber Efendimiz (asm) ile musafaha (tokalaşma) yapmıştı.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Muaz! Ellerin nasırlaşmış!” buyurdu.
Hazret-i Muaz (ra):
“Evet ya Resulallah! Kazmayla toprağı kazıyorum. Çoluk çocuğumun nafakası için…”
Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Muaz’ın (ra) alnından öperek:
“Bu eli Cehennem yakmaz!” buyurdu.
**
Bir gün genç bir dilenci çıka geldi.
Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Ali’yi adamın evine gönderdi.
Peygamber Efendimiz (asm) o kilim ile tencerenin pazarda satılarak ip alınmasını emretti.
Ardından dilenciye ipi uzatarak, “Dağlardan odun topla getir, pazarda sat! Kırk gün sana müsaade. Bu süre zarfında evinin ihtiyaçlarını biz göreceğiz!” buyurdu.
Adam odun sattı. Kazancı öyle bereketlendi ki, kırk gün sonra Medine’de ticarethane açtı.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm): “İpinizi alarak dağdan odun toplayıp satmanız, birisinden bir şey istemenizden daha hayırlıdır.”
**
Mağara hadisi olarak da bilinen uzunca bir hadiste Resulullah Efendimiz (asm) eski zamanda bir taşın düşmesiyle mağarada sıkışıp kalan üç kişinin yaşadıklarını anlatır.
Bu kişilerin Allah’tan başka kimseleri bulunmamaktadır.
Birbirlerine derler ki:
“Bir salih ameliniz varsa onu şefaatçi edin de Allah’tan yardım isteyin.”
Birisi anne babasına yaptığı iyiliği zikreder, diğeri harama gireceği anda Allah korkusuyla haramdan vazgeçişini zikreder.
Üçüncüsü der ki:
“Rabbim, yanımda çok işçi çalıştırdım.
Bir gün bir işçi, teklif ettiğim ücreti azımsadı, hak ettiği koyunu almadan çekip gitti.
Ben onun koyununa baktım, çoğalttım.
Seneler geçti ve büyük bir sürü hâline geldi.
Bir gün bu işçi çıka geldi ve benden hakkını istedi.
Ben de o sürüyü göstererek, ‘İşte bunlardır.’ dedim.
‘Ben fakirim, benimle alay etme!’ deyince; ‘Alay etmiyorum, bir koyunun çoğaldı ve bu hale geldi. Hepsi senin’ dedim.
Adam sevinerek bütün sürüyü alıp götürdü.
Rabbim, bu işçinin hakkını Senin rızan için gözettim.
Eğer bu amelimden razı olmuş isen, mağaranın ağzını açıver.”
Taş kaydı ve mağaranın ağzı açıldı.
**
“Ölçüyü, tartıyı tam yapın.”
“İnsanların haklarını ve ücretlerini eksiltmeyin.”
“İnsanlara haksızlık etmeyin!”
“Âdil davranın.”
“Çalışana ücretini teri kurumadan verin.”
“Hiç kimse kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde edemez.”
“Üç kimse kıyamet gününde beni karşılarında bulacaktır:
1-Benim adımı verip haksızlık eden.
2-Hür insanı satıp parasını yiyen.
3-Bir kimseyi çalıştırıp da, ona ücretini vermeyen.”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.