Şikâyetlerimiz, insanlık tarihi kadar eski

04:0016/08/2020, Pazar
G: 16/08/2020, Pazar
Yaşar Süngü

Arkeolojik bir kazı esnasında bir mağaranın içinde milattan öncesine ait olduğu söylenen bir yazıda “Ne olacak bu gençliğin hali” yazıyormuş; Her dönemin moda cümlesi bu. Yani gençliğin, yoksulluğun, adaletsizliğin düşmüş olduğu yerden şikâyet etme hali yeni bir şey değil.Siyasal sosyal ve ekonomik gidişatın insanları zorladığı, çalkantıların arttığı dönemlerde, sohbet esnasında dilimize ilk gelen sözlerden biridir; Çok kötü bir zamanda yaşıyoruz. Oysa zamanın çok kötü olduğu dönemlerin sadece bu

Arkeolojik bir kazı esnasında bir mağaranın içinde milattan öncesine ait olduğu söylenen bir yazıda “Ne olacak bu gençliğin hali” yazıyormuş; Her dönemin moda cümlesi bu. Yani gençliğin, yoksulluğun, adaletsizliğin düşmüş olduğu yerden şikâyet etme hali yeni bir şey değil.

Siyasal sosyal ve ekonomik gidişatın insanları zorladığı, çalkantıların arttığı dönemlerde, sohbet esnasında dilimize ilk gelen sözlerden biridir; Çok kötü bir zamanda yaşıyoruz. Oysa zamanın çok kötü olduğu dönemlerin sadece bu asra ait olmadığını tarihle azıcık ilgilenenler bilir.

**

Balasagunlu Yusuf Has Hacip 1070 senesinde, şu anda 2020 yılındayız, mutluluk veren bilgi olarak tercüme edilen Kutadgu Bilig adlı eserinde zamanın bozukluğundan ve dostların vefasızlığından bakın nasıl şikâyet ediyor;

Kalkayım, gideyim, dünyayı gezeyim

Vefalı kim var dünyada bulayım

İnsan bulunmaz oldu, nerede arayayım

Aramakla bulunursa onu bir göreyim

Bütün arzularımı buldum, insan bulamadım ben

Eğer bu arzumu bulursam yüzüne bir bakayım

Vefa azaldı, cefa doldu dünya

Vefa kimde varsa azıcık alayım

Eğer vefalı eli açık birini bulursam

Sırtımda taşıyayım, gözüme süreyim

Adı kaldı insanın, insan tavrı gitti

Bu tavır nereye gitti, arkasından koşayım

İçten (samimi) kişi yok dünyada, aradım

İçten olmayana nasıl gönül bağlayayım

Kimi kendime gözüm gibi yakın tuttumsa

Düşman çıktı şeytan gibi, ben şeytanı ne yapayım

Kimi sevdimse can gibi sevgili tuttum

Cefa geldi ondan, artık kimi seveyim

Bugün kendime kimi eş edineyim

Ya da kime güvenip kime dost diyeyim

Arkadaş koldaşımda umduğumu bulamadım

Kardeşim yabancı gibi nasıl açılayım

Tuz ekmek hakkı deyip gözeten var mı

Onu gümüş, cevher, altına boğayım

Sevince kaygıya eşlik eden onu komşu hani

Her şeyimi ona bırakayım, ben evden çıkayım

Arkadaş, koldaş diye anılacak kim

Onu bey yapıp ben ona kul olayım

İnsan bulamadım ben yalnız bunalıyorum

Düşünceden eriyorum, ben de sevinip güleyim

Nasıl bozuldu halk, neden adetlerini bıraktı

Nasıl bir zamana düştüm ya da nerede durayım

Bana mı rastladı bu tür kişiler

Yahut ben mi ters biriyim, değişeyim

Bütün iyiler gitti, töreyi de götürdüler

İnsan artığı kaldı, ne iyilik bulayım

Bu insana benzeyenlerin hepsi insansa

Melek miydi öncekiler ne bileyim

Akrep gibi sokarlar, sinek gibi emerler

Köpek gibi ürürler, hangisine vurayım

Üzüntüsü, cefası bana gelmesin diye

Küstah, kaba insanlardan uzaklaşayım

**

Kutadgu Bilig Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra yazılmış ilk eserlerden biri. Uygur alfabesi ve Uygur Türkçesiyle mesnevi tarzında yazılan eser, edebi değerinin yanı sıra dönemin yaşayışını, değerlerini ve İslam öncesi Orta Asya Türk kültürünün ayrıntılarını yansıttığı için önemli.

Yazar, XI. yüzyılda Karahanlılar döneminde yaşamış. Eserini doğduğu Balasagun yani şimdiki Kırgızistan’da yazmaya başlamış, Kaşgar’da (Doğu Türkistan) tamamlamış. Divan-ı Lügati’t-Türk adlı eserle aynı dönemde yazılmış. Orhun Yazıtları, Divan-ı Lügati’t-Türk ve Kutadgu Bilig Türk edebiyatının üç büyük yazılı anıtı.

Kutadgu Bilig’in el yazması üç nüshası (Viyana, Mısır ve Fergana) günümüze ulaşabilmiş. İş Bankası Kültür Yayınları arasında Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi içinde yer alan eseri Ayşegül Çakan günümüz Türkçesine aktarmış. Yukarıda yer verdiğim dizeler bu kitaptan.

**

Yusuf Has Hacip’in 950 yıl önce söyledikleri bugün söylenmiş kadar taze. Halkın bozulmasından, ahlaksızlıktan şikâyetçi, adaletsizlikten şikayetçi, yoksulluktan şikayetçi, kardeşten, arkadaştan şikayetçi, insani değerlerin alçalmasından şikayetçi.

O yüzden kafanızı her şeye takmayın, aynaya bakın, kimseyi düzeltmeye çalışmayın önce kendinizi düzeltin. Kendinize boş zaman bırakmayın, iş icat edin. Kanaatle yaşayın. İstemeye değil, vermeye alıştırın elinizi, kimseye muhtaç olmazsınız. Su akar yolunu bulur.

#Arkeoloji
#Yusuf Has Hacip
#Vefa