Covid-19 salgını harcamalarda vatandaşın, şirketlerin ve devletlerin anlayışını değiştirdi.Koronavirüs salgınının Türkiye’de görülmesi sonrasında kredi kartı harcamalarını inceleyen iktisatçılar, harcamalarda en çok düşüşün İstanbul, Ankara, İzmir ve Marmara Bölgesi’nde görüldüğünü tespit etmişler.Kredi kartı harcamalarındaki azalma Nisan’ın ikinci haftasında yüzde 33’e ulaşmış.İstanbul’da sokağa çıkma yasağının hemen ertesi günü marketlerde yaşanan o yoğunluk bizi yanıltmış.Vatandaş, salgın süresinde
Covid-19 salgını harcamalarda vatandaşın, şirketlerin ve devletlerin anlayışını değiştirdi.
Koronavirüs salgınının Türkiye’de görülmesi sonrasında kredi kartı harcamalarını inceleyen iktisatçılar, harcamalarda en çok düşüşün İstanbul, Ankara, İzmir ve Marmara Bölgesi’nde görüldüğünü tespit etmişler.
Kredi kartı harcamalarındaki azalma Nisan’ın ikinci haftasında yüzde 33’e ulaşmış.
İstanbul’da sokağa çıkma yasağının hemen ertesi günü marketlerde yaşanan o yoğunluk bizi yanıltmış.
Vatandaş, salgın süresinde tedbirli olmayı ve harcamalarını azaltmayı tercih ederek kredi kartı kullanımını azaltmış.
Önünü göremiyorsan ayağını yorgana göre uzatacaksın, harcamalarını kontrol edeceksin, tedbirli olacaksın.
Tıpkı Süleyman Peygambere güvenmeyen o karınca gibi;
Bir gün Süleyman Peygamber (a.s) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.
Karınca da, “Bir buğday tanesi yerim” diye cevap verir.
Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Peygamber (a.s) karıncayı bir şişeye koyar.
Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır.
Ondan sonra da bir yıl bekler.
Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmış.
Karıncaya buğday tanesini neden yemediğini sorar.
Karınca şöyle der;
“Daha önce benim yiyeceğimi Allah (c.c) verirdi.
Ben de O’na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi.
Fakat bu işi sen üzerine alınca güvenemedim. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek, diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım.
Hikayeyi anlatanlar bu kıssadan şöyle bir hisse çıkarmışlar:
1-Allah seni unutmaz, o yüzden dünyada rızık için tasalanma, ara yeter.
2- Kullar sana hakkını vermeyi unutur, onlara güvenme, tedbirini al.
**
Koronavirüs pandemisini (salgın) hava kirliliğine neden olan katı parçacıklar ile ilişkilendiren bilimsel çalışmalar Avrupa Birliği’ni (AB) harekete geçirmiş. Harvard Üniversitesi’nin ABD’de üzerinde gerçekleştirdiği çalışmada, hava kirliliğine sebep olan katı parçacıklar olan (PM) değerleri yüksek bölgelerde koronavirüs ölümlerinin arttığı görülmüş.
Bologna Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği araştırmaya göre virüs katı parçacıklara tutunarak havada asılı kalabiliyor ve uzun mesafeleri katedebiliyor.
Koronavirüs pandemisini, hava kirliliğiyle ilişkilendiren bilimsel çalışmaların ardından 750 milyar Euro’luk iklim iyileştirme paketini duyuran Avrupa Komisyonu, ‘yeşil ulaşımı’ gerçekleştirmek için de 20 milyar Euro’luk ‘temiz araç’ hibe programı açıkladı.
Avrupa Birliği yeni yatırımlarıyla enerji üretiminde, ulaşımda ve evlerde tüketilen yakıtlarda 0 karbon emisyonu ve en düşük katı parçacık üretimini hedefliyor.
Otomotiv sektörünün ‘temiz araçlar’ üretebilmesi için verilecek 20 milyar Euro’luk hibe alternatif yakıtların geliştirilmesi için kullanılacak.
Avrupa Komisyonu alternatif yakıt olarak elektrikli ve hidrojen yakıtlı araçları öne sürse de elektrikli araçların kısa ömürlü lityum bataryaları ve elektrik enerjisinin üretim biçimi de tartışma konusu.
Ortalama 2 yıl ömre sahip lityum bataryalar zehirli olduklarından doğada çözünemiyor.
Bugün elektronik eşyalarımızda ve akıllı telefonlarımızda kullandığımız lityum bataryalar dünya çapında toplanarak Çin ya da Afrika ülkelerindeki ‘çöp dağlarına’ gönderiliyor.
Alternatif çevreyi kirletmeyen yakıtlar, salgın sonrası en çok tartışılan konularından biri olacak herhalde.
**
Bir Türk şirketi, bakteriyi yüzde 99,9’a varan oranda filtre edebilen mikrofilament kumaş geliştirmiş.
Gaziantep ve Lüleburgaz’daki tesislerinde 7 farklı nonwoven teknolojisi ile kumaş üreten Mogul’un yeni ürettiği mikrofilament kumaşın, defalarca yıkandıktan sonra da kullanılabilme özelliği var.
Maskelerin medikal, endüstriyel ve sosyal ortamlar olmak üzere üç farklı kullanım alanı bulunuyor.
COVID-19 tamamen kontrol altına alınsa bile uzmanlar bundan sonra özellikle şehir hayatını olumsuz etkileyecek yeni salgınlardan endişe ediyor.
Yeni dönemde maskeler, atkı gibi hayatımızın vazgeçilmez parçası olacak.
#Koronavirüs
#Salgın
#Maske
#Ekonomi
