Gaziantepli bir sanayici, epey bir zaman önce, ‘İşimi yapacak bir kaynakçı bulamadım, Hindistan’dan 2 kaynakçı getirdim’ deyince içim acımıştı.
Evet,
yakınmak sorunlara çare değil,
sadece zaman kaybı.
Kaldırımda düştüysen, caddenin başından kalkamazsın, evde düştüysen tarlada kalkmazsın, kural çok basittir:
Nerede düştüysen oradan kalkacaksın.
Biz nerede düştük, ya da düşürüldük?
1997’deki 28 Şubat sürecinde,
o dönemdeki bir kısım
asker, siyaset ve iş dünyasının kirli işbirliğiyle
meslek liselerinin önüne katsayı engelinin konduğu o dönemde düştük.
28 Şubat sürecinden önce mesleki ve teknik liselere sınavla öğrenci alınırdı.
sahip okullarda hem mesleki bilgi verilir hem de atölyelerde bu bilgilere yönelik uygulamalar öğretilirdi.
Bu okullardan mezun olanlar ülkenin
ara eleman ve teknik eleman ihtiyacını
giderirken, gençler 18 yaşında meslek sahibi olurdu.
Sonra birileri bu gidişattan memnun olmadı.
Önce siyasete ardından da ekonomiye müdahale yapıldı.
Birileri ‘Meslek liseleri memleket meselesidir’ dedi.
Birileri de mesleki ve teknik liselerin önüne katsayı koydu.
Bu okulları tercih eden öğrencilere üniversite eğitimi zorlaştırılırken düz liselerden üniversite geçiş kolaylaştırıldı.
Ve bu meslek liselerine olan halkın talebi kesildi.
Herkes
masalı ile uyutuldu.
İçi boş, iş dünyasında karşılığı olmayan üniversite eğitimi özendirildi.
Artık herkes üniversiteli ama eğitim aldığı alanda iş yok.
Ortaokulu bitirip liseye başlayacak olan yeğene sordum;
Hangi liseye gitmek istiyorsun?
Dudaklarını bükerek, ‘bilmem’ dedi.
‘Üniversiteye gitmek istiyor musun’, dedim.
‘Sizin yaşadığınız bölge sanayi bölgesi, her alanda birçok fabrika burada, neden bir meslek lisesine gitmeyi düşünmüyorsun’ dedim.
Cevabı şaşırtmadı;
Meslek lisesine kimse gitmek istemiyor ki.
İşte sorunun cevabı burada:
Gençler meslek lisesine gitmek istemiyor.
Onları meslek liselerine yönlendirmek, teşvik etmek, bu liseleri cazip hale getirmek gerekiyor.
Önce devlet yapacak, sonra özel sektör sonra da aileler.
Bu
oluşturamazsak gençlerin üniversite kapılarına yığılarak ömürlerinin en verimli yıllarını boşa geçirmelerini önleyemeyiz.
Düştüğümüz yerden kalkacağız.
Bursa’ya mesleki eğitimde Alman modeli
Şimdi yeniden ama gerçekten
‘meslek liseleri memleket meselesidir’
diyerek siyasetçi eğitimci ve iş dünyası işbirliği ile hareket etme zamanı.
Bu işbirliğini başlatanlardan bir tanesi olan
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası,
mesleki eğitime yönelik önemli bir projeye daha imza atmış.
‘Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi Projesi’ni 14 tematik okulda hayata geçiriyorlar.
Proje hangi soruna çare olacak?
İş dünyasının stratejik alanlarda talep ettiği
oluşmasına ciddi katkı sağlayacak.
Buna
mesleki eğitimde Almanya modeli
deniyor.
14 okulun yoğunlaşacakları tematik alanlarını belirleyerek, o konularda uzmanlaşmasını sağlayacaklar.
Söz konusu proje çağrısı kapsamında
3 yıl için 17 milyon liralık kaynak
sunuluyor.
Öğrencilerin belirli alanlarda profesyonel bir şekilde uzmanlaşması sağlanacak.
Yeni proje ile her okula iş dünyası kuruluşları da destek olacak.
Her tematik okulda ilgili sektörlerdeki
da yer aldığı bir
oluşturuldu.
Milli Eğitim Bakanlığı ve BTSO
arasında imzalanan protokol kapsamında 2019 Yılı Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi Mali Destek Programı’nın amacı bölgede imalat sanayisinin ihtiyaç duyduğu alanlarda mesleki eğitimin geliştirilmesi yoluyla bölgenin rekabet gücünü artırmak.
Proje ile şu alanlarda profesyonel uzman yetiştirilecek;
Makine,
, Teknik Tekstil,
Savunma Sanayi,
havacılık ve ileri malzemeler, gastronomi, turizm ve
Her şehrin
sanayici, tüccar ve yöneticileri
kendi bölgesinin ihtiyaçlarına yönelik bu tür bir girişime yönelse ne olur?
Kalkınma yerelden başlar, ülke geneline yayılır.